divan edebiyatta ölen önemli şahısların ardından yazılan övgü dolu şiirlerdir. eski türklerde sagu, halk edebiyatında ağıttır. alp er tunga mesela en meşhur sagudur. divan edebiyatında adına en çok mersiye yazılan kişi şehzade mustafa'dır.
ikinci bayezid'in, cem sultan'ın 2 yaşındaki oğlunu boğdurmasından sonra cem sultan'ın oğlu için yazdığı güzel bir mersiyesi vardır.
o mersiyeden örnekler;
işidelden Şâh Oğuz Hânun şehid olduğını
Derd ile oldu Frengistân’da Cem mecnun, felek
(Ey felek, Şâh Oğuz Han’ın şehit olduğunu işittiğinden beri Cem, Frengistan’da onun derdiyle mecnun oldu)
Yakamı yırtıp dünden nicesi âh itmeyem
Cânumı odlara atdı derd-i Oğuz Hân, felek
(Ey felek, Oğuz Han’ın derdi canımı ateşlere attı, senin elinden yakamı yırtıp nasıl ah etmeyeyim)
Bir kılına virselerdi virmezdim Oğuz Hân’umun
Genc-i Kârûn-ıla bin bin mülket-i Osman, felek
(Ey felek, Karun’un hazine teriyle binlerce Osmanlı ülkesini verseler Oğuz Han’ımın bir kılına değişmezdim)
Dökmedi Yakup ben denlü gözlerinden kanlu yaş
Çekmedi ben çekdüğüm zulmetde iskender felek
(Ey felek! Yakûp benim kadar gözlerinden yaş dökmedi. iskender, karanlıkta benim çektiğimi çekmedi)
Ölen birinin ardından duyulan üzüntüyü ve onun iyiliklerini dile getirmek amacıyla kaleme alınan şiirlerdir. Çoğunlukla terkibibent nazım biçimiyle yazılır.
Divan edebiyatında ölen bir kimsenin yiğitliğini, cömertliğini iyiliğini, yaptıklarını övmek ve ölümünden duyulan acıyı dile getirmek için yazılan şiir türüne mersiye adı verilir. Ünlü divan şairi Baki'nin Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümü üstüne yazdığı Kanuni Mersiyesi, bu türün en güzel örneklerindendir. 8 beyitten oluşur. Arapça ve Farsça kelimeler çok olduğundan dili ağırdır. Aruz ölçusüyle yazılmıştır. Mersiyeler genellikle mesnevi ve terkib-i bent nazım biçimlerinde yazılmıştır.
arapça övgü anlamındadır. ölen kişilerin ardından onların yaşamları, fikirleri ve duruşlarıyla ilgili olarak övücü mahiyette olurlar. eski türklerde sagu ve halk edebiyatında ağıtın karşılığıdır. en meşhuru baki'nin kanuni sultan süleyman için yazdığıdır.
bektaşiler tarafından tekkelerde sıkça kullanılmıştır. özellikle muharrem aylarında aşure pişirmek ve mersiye okumak sık görülen bir davranıştır.