mümkün mertebe terk etmek istemediğim, etmeyeceğim.
başka bir şehirde bir ayağım olsa bile, diğer kolum mutlaka burada olacak inşallah.
başka şehirlerden cenaze geldikçe düne kadar ne zamana kadar burada kalacaksın diyen tanıdıklar hep kozan'da kal, birlikte kalalım, üç kuruş da fazla kazanmayalım demeye başladı.
hayırlısı ise, mümkün mertebe terk etmeyeceğimdir.
Yaşadığınız yerden ayrı kaldığınız zamanlarda hissedersiniz, farkında olmadan içinize örülen kozalarınızı. Memleketiniz, seneler sonra ona geri döndüğünüzde, sizi daha çok büyüler. Tutamazsınız. Ortaya çıkıverir içinizdeki kelebekler.
Memleket, her zaman uzakta olandır. Memleketini özleyen her insan dışarıdadır. Ama memleketinde yaşayan da kalbinin memleketine özlem duyar. insan her zaman bir şeylerin özlemini çeker. Sonunda da özlem duyduğuna kavuşur da başka şeyleri özler. Bu işte insanın memleketidir. Memleket her zaman bir coğrafi bölge değildir..
dini simge ve söylemlerle siyaset yapmaya çalışanların ellerinin altında günden güne eriyen.
din ? inanç ?
bunların siyasete alet edilmesi bile başlı başına hata.
''benim baş örtülü kardeşlerim ?'' ulan arkadaş uyanmadınız mı daha ?
''benim kiliseye giden kardeşlerim'' ifadesi nerede ?
''benim ateist kardeşlerim '' ifadesi nerede ?
ben'im ifadesinin temelinde zaten bir diktatörlük yatmakta.
ulan sen kimsin ben senin olacağım ?
ama bir şeyleri anlatmak için bazen aynı telden çalmak gerekmekte.
ha sen diyorsan ''biz sadece dini olarak anlaştığımız uyuştuğumuz insanlarla bir arada yaşamayı hedefliyoruz. '' diye. yapacak bir şey yok.
aslı hukuk kurallarına göre mutabık olduğun insanlarla bir arada yaşamaktır. ve bu hukuk kuralları çerçevesinde istediği dini istediği şekilde yaşayan insanlar olacaktır. boşa yazıyoruz.
benim bilmem nesini naptığımın insanlarına bir şey anlatılmaz.
ümüğünü sıkar , bir kaşık suda boğar alayının amına koyarız yeri gelirse.
gerçi siyaset zaten boktan bir şey.
ister dini unsurları alet et ister milli ...