farklı bir kurgulaması var.izlediğimde filmden bi bok anlamamıştım.izledikten sonra yorumları okuyunca biraz netlik kazandı film aklımda.beyin yorucu bir film.yorgun ve göz ucuyla izlemeyin bi bok anlamazsınız.
Bayramda bir kaç günlüğüne kuzenimin evinde kalmıştım şehirden 5 dakika uzakta bir ev... 4-5 tane filmi üst üste izledik, en son inception'ı izledik. Sabah olunca tekrar bir film açalım dedik. filmi ben önerdim, önermez olaydım.
"Memento diye bir film var izlemedim ama inception'ın yönetmeninin filmi olduğunu biliyorum" dedim.
O ara birkaç misafir geldi, birisinin birkaç tahtası eksik, raporu bile var.
Neyse beraber oturduk izliyoruz ama benden başka filme odaklanan yok.
Hiçbirimiz filmi anlamıyoruz zaten.
Ağır tempolu bir film, geri geri giden bir zaman çizgisi var.
Filmi de ben önerince vicdan azabı çekiyordum.
Derken bizim raporlu şey dedi;
"Bu ne biçim film amk, kimse kimseyi öldürmüyor. Tetikçi 3'ü açın"
Neyse böyle bir ortamda filmi bitirdik ve tam olarak bir bok anlamadık.
Bir şeyler anladık en sonda tabi ama en sona gelene kadar filmden hiç zevk almadık.
Kısacası beğenmedim, kusura bakma cristopher!
yillardir izleyecegim izleyecegim diyip izleyemedigim film. yukaridaki entrynin bir benzerini daha once su an neresi oldugunu hatirlayamadigim baska bir yerde okudum. ve bu filmi izlemek icin zihnimin en acik, odagimin en yuksek oldugu ani bekliyorum. boyle giderse izleyemeden olecegim.
Akıl Defteri, 2000 yılı Amerikan yapımı Christopher Nolan tarafından yazılıp yönetilen daha önce kardeşi Jonathan Nolan tarafından yazılmış kısa hikâye "Memento Mori"den uyarlama psikolojik gerilim filmidir.
Tum film listelerinde kendine yer edindigi icin buyuk bir beklentiyle izledigimden midir, basroldeki adami pek etkileyici bulmadigimdan midir nedir, cok sarmamis filmdir.
Kime sorduysam anlamamış, halbuse çok kolay. Sonundan başlayın izlemeye, biraz da dikkat.
Bak ben çook zeki biri değilim, komploya falan kafam basmaz Ama filmi ilk izleyişimde anladım. Kendime güvenmediğimden gidip hakkında uzun uzun okudum, bildiğin en küçük ayrıntısına kadar anlamışım. Ya benim kafam farklı çalışıyor, ya da millet çok abartıyor.
Güzel bir film akıcılığı baya iyi ama sonunda çokta şaşırmıyorsunuz , filmi iyi izleyen biri sonunda ne olacağını anlıyor , süpriz sonlu değil yani ama güzel tavsiye edilir.
2000 yapımı 113 dakikalık, nolan'ın en sevdiğim üçüncü filmi. 8.5 imdb puanına sahip filmin 2 oscar adaylığı, 54 ödülü vardır.
sadece bir kez izledim bu filmi, arşivimde yer alsa da ikinci kez izleme gereği duymadım. Doğrusu insanların ilk seferde anlayamamasını anlayamıyorum, oysa dikkatlice bir kez izlemek yetiyor.
Christopher nolan'ın tüm filmlerini izlemiş biri olarak, en beğendiğim filmi the dark knight, ikincisi the prestige dir.
Filmin Diyalog ve monologları mükemmel, kurgusu ve işlenişi enfes, ana fikri olağan üstüdür.
Leonard shelby karakteri guy pearce'in bana göre oyunculuğu boyunca sergilediği en güzel performansıdır.
uzun zaman sonra izlediğim en kaliteli filmlerden birisidir. öyle whatsappda kankanla mesajlaşırken bir yandan da izlenilecek film değildir kısacası.
--spoiler--
filmi karışık yapan ana etken sihah-beyaz bölümlerin kronolojik sırayla ileriye doğru giderken, renkli kısımların ise tam aksine geriye doğru gitmesidir. filmin sonuna doğru bu iki kısım ortak bir alanda kesişir.
--spoiler--