bu kadar çirkin bir kızın balıkçıda keşfedildiği hikayesi hiç inandırıcı değil. babasının eski bakan olması da durumu iyice şüpheli hale getiriyor. bir ispanyolu oynasın diye tesadüfen italya'da eğitim görmüş bakan kızına mı denk geldiler dışarda yani? açık açık söylemek zor mu evet torpilli diye. zaten her halinden belli oluyor, kız konuşmaktan aciz, simultane çeviri yaptılar bütün bölüm resmen!
guzelligin, tatliligin goreceli kavramlar oldugunu unutmamakla birlikte, o iri gozleri derin bakislariyla bana, "simdiye kadar gorduklerim tatliysa bu ne" sorusunu sordurmustur. bakan kiziymis sakata gelmeyelim ama soylemeden de gecemeyecegim: yerim kiz seni!
ölü balık gibi bakan koca gözlü,koca memeli ve kafam kadar dudakları olan tiksindirici hatun. bir de türkan şoray'a banzetenler var ki türkan şoray bunu duysa intihar eder.
umarım başka bir dizide görmeyiz. eskiden şehirler arası otobüslerde direksiyonun önünde otobüs hareket ettiği sürece başını sallayan hayvan figürleri vardı, bu kızda onlar gibi yapmaya çalıştığı rol boyunca başını sallıyor. izlemek yorucu ama insan hırs yapıyor başını sallamazken görücem diye.
tahmin ettiğim gibi çok küçük bu. minyondan da küçük. cebime girebilir. makyajlı gözleriyse güzel değil eşşek boku gibi görünmüş afedersin! normal hayatında da dizideki antipatikliği ve titrekliği devam ediyor. kapatın şu kızı, görmek istemiyorum!
edit: diziye tekrar dönecek misiniz sorusuna no comment demiştir. bu cevaptan bu kızın ne kadar götü kalkık bir karakter olduğuna dair bir karakter analizi girerdim de şimdilik sadece yapımcılara "sakın aklınızdan bile geçirmeyin" demekle yetineceğim. isabella'sını da fortuna'sını da mikerim lan, mikerim, sakın!
bu hatunla aynı üniversitenin aynı bölümünden mezun olacağım için üzülsem mi sevimsem mi bilemiyorum. bu bölümü bitiren sultan süleymanın haremine girmek zorunda mı acaba.