şu günlerde yanına gazeteci ordusunu alarak kızılırmak'tan su getirecek projenin sahasını gezen, komedi kokan açıklamalar yapan belediye başkanı.
kızılırmak suyu zehirlidir açıklaması yapan tüketici derneklerine "ne metali, ellerinde belge var, saçmalıyorlar" şeklinde bir açıklama yaparken çok tartışılan "ankaralılar tatile çıksın" demeci içinse lafının çarpıtıldığını iddia ederek "ben sadece vatandaşlarımız tatillerini uzatsın, analarını babalarını falan görmeye gitsinler dedim" şeklinde konuşmuştur.
insanları aptal yerine koyan belediye başkanı. açıklamasına göre susuzluk 'allah'ın işi'ymiş. bir belediye başkanı olgulardan uzak bir şekilde bu açıklamayı yapıyorsa ve buna müdahale edilmiyorsa ortada bir sorun vardır.
danışmanı dahil bir çok kişi istifa etmiştir ancak koltuğun rahatlığından mı havaların sıcaklığından mıdır bilinmez bi türlü istifa etmeyen belediye başkanı.
-istifa etmiyom lan etmiyom işte...kuraklık da allah'ın işi...artizlik yapmayın lan, metro yapacam bak...
+beklentileriniz az olsun diyosun....metro mu, canın sağ olsun.
görev süresi dolduktan sonraki ilk seçimde başbakan seçileceği garanti olan hükümdardır. inanmayan bir önceki seçime baksın. bu kafaların olduğu bir ülkede, su yerine kanalizasyon içirse yine oy alacaktır,şaşmayınız.
demagoji ustadı, canlı yayında tartısılmayacak kadar akıl oyunu yapan, ankarayı susuz bırakmıs, sırf alternatifsizlikten 3 donemdir belediye baskanı secilen ankaranın mevcut belediye baskanı. 2 ay kadar önce yolsuzluk yoluyla * ogluna villa aldıgı konusunda kamuoyundan adını hatırlamadıgım bir gazeteci tarafından canlı yayında köseye sıkıstırılan insan aynı zamanda. kimisi villa, kimisi gemicik alıyo ogullarına *.
genel başkanı tayyip'in ananı da al git lafını daha da geliştirerek ''ananı da al git o gelmezse sen ona git'' şekline getiren, su sıkıntısının bu yolla çözüleceğini sanan adam.
uzayda herhangi bir gezende büyükşehir belediye başkanıdır. doğal olarak da uzaylıdır. ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin şeklinde konuşmuş olan akrabaları vardır dünyada. benzin vardı da biz mi içtik şeklinde konuşan bir vatandaşı da mevcuttur.
2007 türkiye' si başkentinin belediye başkanıdır. cenab ı allah dilerse bir anda susuzluk gider gibi bir vecize ninde sahibidir. bunu duyunca insan gülsem mi ağlasam mı diye gelgitler yaşıyor iç dünyasında.
sevgili ahmet yılmaz ' ın kıllanan adamı tadında '' ulan millet atlıyor gemiye fezaya gidiyor, sen daha yağdır mevlam su dasın '' diyerek başlıcam bu girdime.
2,8 milyar ytl lik belediye bütçenin sadece ankaraspor' un sol açığına ödediğin ya da bedava dağıttığın plastik toplara ödediğin meblağ gibi küçük bir miktarı ile bir ekip kursaydın. televizyonda, radyoda , yolda, kırda gözümüze gözümüze sokulan ve 5 yaşındaki çoçuğun bile artık haberdar olduğu küresel ısınma gerçeğini idrak edip 3 sene sonranın 5 sene sonranın planlarını yapsaydın , kıçımızı yırtarak girmeye çalıştığımız ve her şekilde kendimize örnek aldığımız ab ülkelerinin belediyelerinin yaptığının onda birini eyleme dökseydin şimdi bende mesai saatimde patrondan gizli gizli bu girdiyi yazmak zorunda kalmıcaktım.
fakat melih gökçek efendi bunları yapmayıp , m.s 600 lü yıllarda yaşıyormuşuzcasına biz sevgili emevililere , muaviye edası ile cenab ı allah dilerse susuzluk gider diyivermiş. şaka gibi ama değil , nanoteknoloji çağında bir başkent yöneticisi bunu diyen. 1400 yıldır değişmeyen , gelişmeyen beyninizi tokatliyim sizin e mi .
yeter ! bu halkın dini duyguları ile oynamaktan, halkı en zayıf yerinden vurmaktan , kendi beceriksizliklerinizi yüce mevlanın ardına saklanıp örtbas etmekten vazgeçmek için illa kafanıza yıldırım mı düşmesi lazım. sıkışınca teokratik kuralları işleterek ajitasyon yapan bu zihniyet , seçim zamanlarıda bıraksınlar işi cenab ı allah a . harcamasınlar trilyonlarca reklam parası ve desinler ki kendilerine. cenab ı allah isterse biz yeniden seçiliriz deyip oturuversinler yerlerine. bakın o zaman sesi soluğu çıkıcak mı bu satırların yazarının.
son olarak cenab ı allah o yağmuru yağdırır yağdırmasına da , sizin gibi işgüzar, beceriksiz ve işgal ettikleri makamın hakkını veremeyenler için değil. bu ülkede yaşayan milyonlarca saf, düzgün ve inançlı insan için. sakın ola ki ilerde yağıcak olan bir yağmurdan kendinize pay çıkarmayın. lakin o yağmur sel olur sizide alır götürür.
"50 bin, 60 bin kişi ankara dan ayrılırsa biraz rahatlarız. annelerini babalarını ziyaret etseler fena mı olur." sözleriyle susuzluğa çare bulmuş yaratıcı şahsiyet, yüce kişilik...
tabi yaaa, biz bunu daha önce nasıl düşünemedik acaba...
22 temmuz öncesi başkentli seçmeni germemek adına su kesintisini ağustosa erteleyen adam.
kardeşim madem suyumuz kalmadı, zamanında neden önlem almadın? barajdaki su seviyesi 1 günde mi % 7 ye geriledi?
başkentin belediye başkanlığına yakışmayan adam.
küçük hesaplar peşinde koşan ve sırf çok konuşmakla emin çölaşan a ayar verdiğini sanan metabolizma.
son günlerde birçok şehirde billboardları o güzel nur yüzü süslüyor. ben de rahat huzurlu refah dolu nefesimi alabiliyorum.
bu güzel yüzünü göstermesinin sebebi, beyefendinin 19 temmuz akşamı tgrt haber'e konuk olacak olmasıymış. belediyenin parasıyla türkiye'nin tüm şehirlerinde bu lüzumsuz reklamı vermesi yine her şeyi gün yüzüne çıkarıyor. kötü huylarını yani.
böyle bir dönemde, ankara halkının tüm kesimine hitap etmesi gereken bir belediye başkanının şov yapması ne kadar doğrudur acaba?
Ankara'da bulduğu her deliğin içinden su fışkırtarak göz boyamaya çalışan, kaçak elektrik kullanımını engellemek için -komşunu bize ispiyonla karşılığında şunu al- şeklinde broşürler bastırıp evlere dağıtan, samimiyetine bir türlü inanamadığım insan.
her ne kadar hitabetini beğensem de, oğluna taksim ettiği villadan ötürü hazmedemediğim insan. bazen tartışırken, karşısındaki kalemşörlere güzel ayarlar verirken hedonizme gönül verdiğini düşünüyor insan ama tabi danışıklı bir dövüş de olabilir bu,ki hiç yakışmaz kendi tabiriyle bu mümtaz başkana...
