22 mayıs 2009 tarihli yayında ismail kılıçarslan'ın gaza gelip ihl sözlük'ten başlamak üzere bütün sözlüklere grup olarak daldığı programdır. birileri kötü bir şeyler yazmış arkadaş için, o da bir sinirlendi bir sinirlendi, anam anam anam!!!
Sonra işi yine eluard'a, rimbaud'a, galeano'ya falan bağladılar tabi.*
programdan sonra ihl sözlük'e bir baktım, çok hoşuma giden bir tanımını yapmışlar: üç tane islamcı haşmet babaoğlu'nun sunduğu program.*
selahattin yusuf, tarık tufan ve ismail kılıçaslan'ın birlikte yaptıkları, ülke tv'de yayınlanan keyifli bir program. düzey ve format olarak yaşamdan dakikalar'a benzeyen program da kültür ve sanatın yanı sıra politika, güncel olaylar ve din gibi temalarda çoğunlukla konuşulmaktadır.
programdakilerin gerçekten donanımlı kişiler olmaları, konuya geniş bir bakış acısı kazandırmaktadır. fakat selahattin, tarık ve ismail'in aynı gözle konulara bakıyor olmaları belkide programın en önemli eksikliğidir. çok fazla tamamlayıcı olmaları, onların bakış açısına sahip izleyiciler için çok samimi bir ortam oluşturmaktadır.
bir sürü zıtlığın bir arada görülebileceği bir programdır. genelde "of harika", "aman aman aman", "bu işte, bu", "bu sözler yaktı beni", "öldüm ki ne öldüm", "allah selamet versin" cümlelerinden müteşekkildir bu program. her hafta programın sonunda ismail kılıçarslan bir ritüel gerçekleştirerek:,"ne diyorduk: bidayeti olan her şeyin nihayeti vardır. ve diyorduk ki: korkadurun ölümden, cümle doğan ölmüştür. ve ekliyorduk: kim ki aşka müşteri canına od vurmuşlar." der.
uzunca bir süredir izliyorum, en dişe dokunur bölümü sırrı süreyya önder'in konuk olduğu bölümdü, zira o bölümde kendisiyle çelişmeyen bir insan vardı. onun dışında izlemesi zevklidir. kafa karışıklığının, kendini nereye konumlandıracağını bilmemenin verdiği esrikliğin nelere kadir olduğunu gösterir. bazen de sadece güldürür. budur.
sol ve solculara hayatımda gördüğüm en baba ayarları veren akıllı gençlerin programı. diğer medyanın çıkardığı ensesi kalın kodamanların söyleyemediği şeyleri bunlar taşşak geçerek söylüyor. hele bir selahattin yusuf diye bir adam var orada, yazar değil disneyland gibi valla. sözün özü, sözlük camialarının görmezden gelerek avundukları bir sınırdır. gerçeği bulmak için biraz deşmek lazım.
tarık tufan ismail kılıçarslan ve selahattin yusuf'un sunduğu programdır. tadından yenmeyen bir programdır. önemli şeylerden konuşulur. ancak lisede yanyana oturmuş üç kafadarın muhabbetinin sıcaklığını da hissedersiniz.
amerikan sinemasının bizlere büyük anlam yüklediği yerdir.
hani sınırsızlık özgürlüktü amerika?
o zaman neden özgürlük kovalayanlar meksika sınırına kaçıyor?
o halde meksika sınırsız özgürlüktür.
adam akıllı bir programdır. insan akında kıvılcım olabilecek bir çok cümleye rast gelmek mümkün. ülke tv nin netten yayın yapması ile sözlükle beraber tadından yenmeyecek ikili oluştururlar. * *
geçtiğiniz andan itibaren tüm hukuki yükümlülükten kurtulduğunuzu düşündüren sınırdır. tüm amerikan filmlerinde böyle lanse edilmiş sınırdır en azından.
2-3 haftadır denk gelmek için ciddi çaba serfettiğim enterasan program.üç birikimli genç ismin fikir telakkisinde bulunduğu bir yayındır. edebiyatın,felsefenin ve aşk ın muhabbetin baş köşesinde bulunmasıyla bizlere gerçekden meksika sınırı nı geçirtmiştir.örneğin bugünkü yayında karl marx ın karısına yazdığı aşk dolu mektup,genç werther ın acılarından bölümler,edip cansever şiirleri,suç ve ceza nın selvi boylu al yazmalım la olan benzerlikleri bölüm bölüm işlenmiştir.ismail kılıçarslan konuşkan,tarık tufan alaycı ve salahattin yusuf ise daha suskundur izlediğim bölümler arasında.zannımca şu an türk televiyonlarında yapılan en klas programdır.ismet özel hayranlıkları ise dikkatimizi cezbetmiştir.ama geçen haftaki programda truffaut ile godard ı karıştırmaları gözlerden kaçmamıştır ee o kadar kabahat kadı kızında da olur.izleyin izlettirin.