Türkiye için sosyal sorumluluk projeleri yapmış olan kişi. Digitürk, Yapı Kredi, Turkcell gibi dünya markalarını yaratmış saygın kişi. Medyada da pek fotoğrafı yoktur.
türkiye'de televizyonculuğun, sporun ve spor televizyonculuğunun geleceğinin dijital platformlarda olduğunu herkesten önce görmüş olan büyük vizyona sahip işadamı. vizyon konusunda kendisi ile yarışabilecek hiç kimse yok kendi aleminde. bu, zamanında "bu ülkede tutmaz" denilerek kimsecikler tarafından cazip bulunmayan cep telefonu lisansı konusunda da böyleydi, dün sonuçlanan yayın ihalesinde de. sahibi çok ama çok zengin lübnanlı bir ailenin şirketi olan turk telekom'un yetkilileri tam 6 kere mola alırken karamehmet bir dakika bile yerinden kalkmadı. "ne pahasına olursa olsun" bu ihaleyi alacağını biliyordu çünkü. sevin ya da sevmeyin tam 9 yıllık bir tecrübesi, altyapısı ve kalitesi olan bir platformu var ve adam artık piyasanın dijital ortamda var olacağını biliyor. o yüzden vergiler hariç yıllık 321 milyon doları futbol için tek kalemde verebildiği gün ezel'in başka kanala geçmesi bu adamın umurunda bile olmaz. milyar dolarların konuşulduğu bir ortamda "eyvah, dayı olmazsa bu millet n'apar, ihaleden vazgeçip ezel'i kanalımda tutayım" mı diyecekti yani? hatta belki ileriki dönemde show tv'yi bile tamamen kapatabilir ya da satabilir. d smart denen karın ağrısının da dün itibarı ile battığının tescillenmesi sonrası bu platformda artık tamamen rakipsiz olan karamehmet, ligin ana sponsoru turkcell ve piramitin en tepesindeki iddaa sayesinde bu kaymağı daha uzun seneler yer. hiç değilse futbol yayıncılığı arap hayranı hükümet destekli arapların eline geçmemiş oldu.
turkcell'in hangi paketini kullandığını merak edilen kişilik. hazırkart filan da kullanıyor olabilir. para adamı şaşırtıyor tabi amk, ne yapacağını bilemiyorsun. belki kontörü bile yoktur.
pamukbank gibi, yapı kredi gibi iki değer yarattı. yapı kredi bugün ülkenin en önemli özel bankasıysa, bu kuşkusuz karamehmet'in eseridir. kaldı ki, yapı kredi bankacılıkta devamlı yenelikler getien bu konuda lokomotif olan bir bankaydı karamehmet'in elindeyken. koç aldıktan sonra birçok aksaklık gözlenmiştir. el koyulma olaylarında da devlet kurumlarına verdiği ve geri dönmeyen kredilerin de etkisi büyüktür.
vakt-i zamanında sabancı'ya ortaklık teklifi ile gittiğinde "türkiye'de kimse cep telefonu kullanmaz" cevabını alıp kendi çabalarıyla turkcell gibi bir marka yarattı bu adam.
sonra dijital platform konusundaki açığı da bu adam giderdi ve digiturk ile çıktı piyasaya.
forbes listesine en yüksek dereceden giren türk oldu bu adam.
ödeyeceği 321 milyon dolar emin olun "kazık" değildir. tff'nin rezil "en az 4 maç" şartı yerine "9 maç" şartı olsaydı iyi bir bedeldir bu bedel. ha, mevcut şartlarda ligimiz için fazladır o ayrı ancak bu adam emin olun bu paranın kat be kat fazlasını kazanacak. bir kere, d-smart platformuna "lig maçlarını alacaklar" umuduyla dahil olanların çoğu terk edecekler o platformu. farklı paketler sunarak, tıpkı türkiye'nin yarısından fazlasının turkcell hattının olduğu gibi, ülkedeki konutların yarısından fazlası lig tv'li, lig tv'siz fark etmez digiturk'lü olabilir.
bu adamın geçmişine bakın, birçok alanda türkiye'nin ufkunu açmıştır, açığı hissedilen sektörlere giriş yağmış, sektörel açıkları gidermiş, yenilikleri de getirmiştir.
pazara salsan 1 kasa limonu satamayacak adamlar da böyle bir ticari geçmişi olan adama "kazık yedi" edebiyatı yapıyorlar ya, neremizle gülsek bilemedim.
düz mantıkla hakkında şunları düşünmek mümkündür.
bahse konu kişi doğan medyası ve hükümete yakın çevreler tarafından düzenli topa tutulan, sürekli açığı aranan, elinden bankaları alınmış bir adam. sallanmıştır, ancak yıkılamamıştır. bir yolunu bulup yine kuvvetlenmiştir. bu bağlamda iyi bir şeyler yaptığı hatta genel kapsamı ile iyilerin tarafında olduğu düşünülebilir. ayrıca kuzey Irak'ta yaklaşık 2 yıldır petrol çıkaran ve türkiye'ye ciddi anlamda döviz sağlayan bir şirketi vardır. türkiye'de pek çok kişinin olduğu gibi vakt-i zamanında benim de yapı kredi bankası'nda çalışmam nedeniyle patronluğumu yapmıştır. ikramiyesi, jestiyonu, hediyesi bol olan, çalışanının sosyal ve ekonomik şartlarını da mümkün olduğu kadar göz önünde bulunduran bir patronaj anlayışı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. mütevazi insandır, resim vermez sık sık görmek mümkün değildir.