Türkiye nin tek bir ekonomi politikası var, o da çöküş ve tükeniş ekonomisi. Dilan Polatları sezgin baran korkmazları ve milyoner liboşları dışarı salıp hapishaneleri düşünce suçlularıyla dolduran sistem yüz kızartıcı suçlardan sabıkası olan adamları haklarında beraat kararı çıkana dek toplumun başına tasallut etti. Türk sokakları çöp toplayan küçük gariban çocuklarla dolu. Yanlarından audiler, mercedesli konvoylar geçiyor. Kanser hastaları, kimsesiz ihtiyar emeklilerse acil kapılarında biçare biçimde can veriyor bu memlekette.
Ne tedbiri, ne tasarrufu. inanmayın oğlum bu yalanlara koç, sabancı, ülker her sene cirosunu katlarken rüşvetçi memurlar ve siyasiler 10 milyonluk audi ve mercedeslerle caka satarken yağma ve talan ekonomisinin faturası emekçi halka kesildi. demirörenin kalyonun borcunu sıfırlayıp size ödettiler. zenginler jetlerle seyahat edip her türden müsrifliği hoyratça sergiliyorken hem de.
emekçi sınıfının iliğini kurutan vergi politikalarıyla ekonomik istikrarsızlığa çözüm üretmek yerine müsiadçı godomanlara yumulacakları yeni kaynaklar yarattı. tedbir, tasarruf hepsi hikaye la. Bu palavraları ciddiye alacak tek bir emekçi bile bulamazsınız. Sermaye adına vaaz veren diyanetten, patronlara yeni köleler yaratan MEB e, kanser hastalarıyla bakıma muhtaç hiçbir yurttaşa hayrı dokunmayan hastaları gelir kapısı gören sağlık bakanlığına varıncaya kadar bu ülke ahlaken batmış, çökmüştür.
Vergiyi tavana demişti ama tabana yaydı. Öyle yok çok kazanandan çok vergi alacağız olayı yok. Olsa Dilan Polat serbest kalmazdı akp türkiyesine tekrar döneceğiz gibi görünüyor.
Açıkcası umutlanmıştım akp ihalecilerine, yolsuzlukçusuna, hırsızına sıra gelecek diye ama yok aga tek çare gitmek bu diyardan.