bugün

sözlük ortamında büyük tartışmalara neden olan kavram.

yine de en sade şekliyle bir ülkenin kaldırımlarının seviyesidir.
görsel

ilkellik- medeniyet
Türkiyenin ulaşamadığı seviyedir. Bunu insanlarımızın cehalet düzeyinden gayet rahat anlayabiliriz. Metrobüse binebilmek medeniyet değildir.
medeniyet kisvesi asıl ilgilerimiz saklamak dışında bir işe yaramıyor. her ihtiyacımız olduğunda rafa kaldırılıyor. medeniyet dediğimiz bir yanılsamadan ibaret., bizler halen ilkel dürtüleriyle hareket eden hayvanlarız.bu ülkede öteki olmak patolojik bir hastalık mı? ilaçlar ve rakı geçmişi unutturabilir mi? yeri gelince hepimiz en vahşi suçları işleyebiliriz. hala evrilmiş olduğumuzu okuyor ve biliyor olmamız değişime olan inancımızı ne zamana kadar sürdürebilir?
hristiyanlığı evrenselleştirmek için ortaya atılan kavram. din yasa demektir. hristiyan avrupa, pavlus ile hristiyanlığı yasadan ayırmaya başladı. hristiyanlığı yaymanın sadece ideolojileştirme ile olacağını düşündüler. onu bir ritüeller zincirine dönüştürdüler, zina işleyen günahkâr olacaktı ama ona bir ceza verilmeyecek, para karşılığında cennetten mal satılacaktı. böyle bir dine de herkes girecek, tüm dünya hristiyan olacaktı. bu da batılı literatürde 'religion' mefhumu ile ifade edilir. religion, inançtır; arapça ed-din ise yasa. bu religion kavramını haçlı seferlerinde kullanıp başarılı olamayan avrupa, islam dünyasının gösterdiği direnç karşısında taktiğini yenilemeye gitti. bu kavramın yerini 'medeniyet' lafzı aldı. medeniyet, hristiyan dünyasını birleştirecek ve dünyanın geri kalanını etkileyecek bir yaşam - düşünce tarzı olarak tasarlandı. medeniyet, bir ideolojidir esasında. hristiyanlar baktılar ki religion kavramını kullanarak ilim ile ameli birleştiremeyecekler, medeniyet tasavvurunu ortaya attılar. hristiyan avrupa az evvel zikrettiğim mefhum tedavülde iken ''inandıkları gibi yaşamıyorlardı'' ama medeniyet tasavvurunun ardından insanlar sekülerleşecek ve böylece ''yaşadıkları gibi inanmak'' zorunda kalacaklardı.

kıssadan hisse: medeniyet, batının seküler dinidir. bizim kavramımız değildir.

bedri gencer'in şu makalesini okumanızı salık veririm:

http://www.gelenektengele...cer-hikmetten-medeniyete/
(bkz: medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar)
medeniyet tv karşısına geçip acunun programları ve bilimum akşam evde ne yiyeceğini bilemeden haftaya şu dizinin yeni bölümünde ne olacak ki diye bekleyip uyutulan insanların açlık sınırı altında adına asgari ücret denen bir fiyata çalıştırılması ve buna şükredin dene dene kanıksatıldığı, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmaya yüz tuttuğu, sözde insan haklarının olduğu ama hiç uygulanmadığı, parası olanın medeni, parası olmayanın medeni olamadığı bir kavram, anlayacağınız tek dişi kalmış canavar, insanların modern olacağım, medeni olacağım diye, başkalarını hakkını gözünü kırpmadan yediği bir sistem. medeni olmaya çalışırken, medeniyet kavramından uzaklaşa uzaklaşa, adına medeniyet denen şeyin anlamı olumludan olumsuza kaydı diyebilecek bir şey yok, medeniyetse herkes için olmalı sadece birileri için olmamalı.
mücadelenin iki kutbu:

bir yanda "medeniyetin insan tutkularının kontrol altına alınması" olduğunu savunanlar. öte yanda "uygarlığın tutkuları olabildiğince özgür yaşanması" olduğunu savunanlar. (can dündar-yarim haziran)
batı değildir.

"kim demiş avrupa insanı medeni,
ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni.
medeniyet açıp saçmaksa bedeni,
desenize hayvanlar bizden daha medeni!"

mehmet akif ersoy.
K*rtlerin bilmediği olgudur .
görsel
Tek dişi kalmış canavar.
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar...

(bkz: istiklal marşı)
Saniye farkiyla oha dedirtendir .^^
(bkz: marvilya)
bizim insanımıza çok uzakta olan bir kavram. medeniyetten uzak kalmamızın bahanesi olarak da hep siyasetçiler, bürokratlar gösterilir ama biz birey olarak medeniyete adapte olabiliyormuyuz da üst tabaka o medeniyeti bize verebilsin.
mehmet akif ersoy'un şiirlerinde hiç övülmemiştir.
ör, Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:
Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!
Sanıldığı gibi teknoloji falan değildir. Davranış olgunluğudur. Adam teknolojik gücünü kullanarak bomba yapıp benim üstüme yağdırsa bunda medeniyetten söz edilir mi? Edilmez.
"günaydın", "teşekkürler" diyebilmek ve tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermektir. en azından böyle başlar her şey.
şehir içinde tıkanan trafikte kornaya deliler gibi hep beraber basıp durunca trafiğin açılamayacağının idrakinde olabilmektir.

yarım saattir abartmıyorum durmayan korna sesleri dinliyorum. şehir içindesiniz embesiller, evlerinde uyuyan çocuklar, hastalar, yaşlılar var, haftasonu dinlenen insanlar var.
anti yobaz kalkınmadır.
Ne güzel demiş atam;
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet; iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır."
Sayın Mehmet Akif Ersoy anlatımı ile :

- tek dişi kalmış canavar.
Toplumumuzda ki Değişik Yaratıklar.
Bu tür yaratıkların topluma hiçbir saygısı yoktur. Hayatta sadece kendileri varmış gibi hareket ederler. Hele ki bunlarla aynı ortamı paylaşıyorsanız hayat size çekilmez bir işkence gibi gelir.

Bu tür yaratıklar neler yaparlar?
Bu hayvanların bir tane özelliği yemek yerken sanki bir bataklıktan geçermişçesine ağızlarını şapırdatırlar. Bunlar yemek yerken resmen yanınızda bir köpek yemek yiyordur.
Başka ne tür hayvanlıkları vardır? Mesela tuvalete gittiklerinde küçük tuvaletini yaparken özellikle klozetin ortasında bulunan su birikintisinin üzerine işerler ve o rahatsız edici size duyururlar. Büyük tuvaletini hiç sormayın zaten o ayrı bir dünya. Bütün yellenme sesini duyarsanız. Hele ki kaldığınız yerde tuvalette yattığınız yer aynı odanın içindeyse durum iyice çekilmez hal alır.

Bir de bu öküzlerin su içme olayı vardır. Sanki su içmiyor vidanjörle çekiyor. Bu yaratıklar suya yudumlarken değişik sesler çıkarmaya başlarlar. Gord gord diye değişik sesler çıkarırlar. E tabi suyu bitirdikten sonra bu işkence yine devam eder ve ahhhh diye de bir ses ardından gelir.

Gelelim burun çekme olayına. Bu yaratıklar burun çekerken sanırsın ki yanında fil var. Tamamen insan dışı sesler çıkararak burun çekerler burun temizlerler. Bu tür yaratıklar evcil olmayan cinstendir. Yani 20-25 yaşlarına kadar hiçbir ailevi eğitim görmemiş türdendir.

Bu tür cinslerin şöyle bir özelliği de vardır. Sabahları kalktığın da ne bir selam ne bir günaydın hiçbir şey yoktur. Sadece yukarıda bahsettiğim seslerle yaşamlarını sürdürürler. Ha bir de kalkar kalkmaz akıllı kutunun başına geçip onun başında akşama kadar çöreklenirler. Hiçbir sohbet muhabbet etmezler.

Bu cinslerle bir mekâna gitmeye kalkarsınız gittiğinize de gideceğinize de pişman olursunuz. Gittiğinizde bir kahve içersiniz en basitinden kahvesini hızlıca içer ve hadi gidelim demeye başlar. Bu tür insanlardan her zaman uzak durmak lazım. Hayatlarımıza sokmamız lazım. Onları doğal ortamlarına yani doğaya salmamız lazım.

Söyleyecek yazacak daha çok şeyler var aslında ama yazarken bile sinirlendiğim için burada kesmek istiyorum.
(bkz: uygarlık)

Türkçesi varken...
1789'da bastille hapishanesi'ni basan abimizin söylediği pas de liberte pour les ennemis de la liberte, yani "Özgürlük düşmanlarına özgürlük yok." Aforizması, medeniyetin en temel dayanağıdır.

Zira özgürlük düşmanlarına özgürlük verirseniz, ebenizin amını tersten görürsünüz.