özellikle sosyete çevrelerde sıklıkla karşılaşılan saçma uygulama.
insanların açlıktan öldüğü, üç kuruşluk yardım için birbirlerini ezdiği zamanımızda haline şükredip kendisine bahşedilmiş nimeti tüketmek yerine sırf belli bir çevreye ait görünebilmek için (doymadığı halde) tabağındaki yemeği bitirmeyenler var.
bu tip insanlara ultra lüks lokantalarda sıklıkla rastlanır. avuç içi kadar yemek gelir zaten masalara. o da tamamen tüketilmez. 2 kişilik yemek için 500-1000 TL civarında hesap ödenir ve çıkılır. şimdi bu medeniyete nasıl küfretmez insan. hem o kadarcık yemeğe o kadar para döküyorsun hem de tüketmiyorsun. yazık günah be!
mantıksızlıktır en öncelikle. ya şimdi oturup düşünelim, bi insan mantıken önüne bir yiyecek maddesi koyup neden her seferinde bir kısmını önünde bırakır, ve o kalan kısmını da çöpe döker? buna bi açıklama getirebilen var mıdır yani, bu o insanı nasıl cool ya da sosyetik gösterir, bi manada o insanı nasıl yüceltir de bitirenleri yerin dibine sokar.
+ ayy ben hepsini bitirmiyorum öyle görmemiş gibiiieaaa!
- hmm. bitiremeyeceğin yemeği o tabağa niye koyuyosun o zaman, ne kadar yiyeceğini az çok kestiremiyor musun?
+ kestiremiyorum sanane beaaa!
- kestiremiyosan (yazar burada buna kapasiten yoksa demek istiyor) az koyarsın, bitince bi daha alırsın.
+ gerizaakaaalıııı!
- memnun oldum ama size ismimi bahşedemeyeceğim malesef.
monaco prensi ve prenseslerinin tabaklarında yemek bırakması durumu. bu ancak yiyebileceği kadarını idrak edemeyen gerizekalıların yapabileceği bir davranış olabilir. salaklığın sonradan görmüşlüğün kıroluğun ve para kazanmanın ne olduğunu bilmemenin bir göstergesi olabilir. aristokrat mısınız gerizekalı mı anlamadım.
yarım bırakılan dondurmalar, bir yudum alınıp bırakılan kahveler ( gosteris olsun diye en buyuk bok kahve), acgozlulukten doldurulan sonra da ama ben rejimdeyim diye bırakılan yemekler...
haksızlık, esitsizlik, adaletsizlik...
medeniyet degil, zenginligin getirdigi curumusluk ve kendini begenmişlik esas adlarıdır. her curume ve yok olmada yasanan kendini parlaklıkla suslemedir.
yemege yazık lan. sen bitirme diye hazırlanmadı o yemek.
çocukluktan hatta bebeklikten gelen, öğretilen ve istenilen bilgilerin medeni olmaması durumu olur böyle bir şey. gerçi o zamanlar medeni olmaktan çok büyümek gerekiyordu. şimdi ise... evet, bu bir medeniyet göstergesi haline geldi. ama ben bunu saçma buluyorum. medeniyetten çok kabullenme kaygısı güttüğünü düşünüyorum. eğer samimi bir yerdeyseniz zaten dilediğiniz kadar yer, doyunca bırakırsınız. öyle ki samimiyseniz doymadığınızda yeni bir porsiyon da alırsınız. ancak samimiyetsiz bir ortamda aç kalmayı gerektirir bu durum. bence gereksizdir. samimi ilişkiler her zaman tercih edilmelidir. yoksa sıfır beden olur çıkarsınız, ha iyi bir şey diye düşünmeyin ondan sonra bulemik ve anoreksik olursunuz. bize medeniyet baskısından çok samimi dürüst ilişkiler lazım.
devlet tarafından sansürlendiğimiz yetmiyormuş gibi bir de insan ilişkilerinde kendimizi sansürlersek yaşama kalitemiz kalmayacaktır. özgürlük elden gitti zaten.
- oha be bitirdin tüm tabaktakileri! görgüsüzzzz...
- olm açım ben açççç...
- ayıp lan herkes bakıyo bitirdin!
- lan fiyatına baksana şunun? hem azıcık bu yemek.... bitti bile açım ben hala.....
