gün itibariyle halen kpss 2009 branş bazında sıralamalarını ve kontenjanları açıklamamış bakanlıktır.
yahu yüzbinlerce insan bunları bekliyor. geçen sene 4 ağustosta millet tercihlerini yaparken 11 ağustosa girdiğimiz şu güne hala mal gibi bekliyoruz. sınavı da geç açıkladı ösym. insanların ağzında , burnunda yara çıktı stresten. işkence çekiyoruz resmen.
bu sene yaptığı ve yapmadığı açıklamalarla üst üste sıçmış kurum.
2009 kpss atamaları rezaleti ile adını tarihe altın harflerle kazımıştır.16 kasım oldu ve kasım atamalarıyla ilgili hala bir açıklama yok.açıklama yapmayın efenim.bu ülkede yüzbinlerce öğretmen açığı olduğunu,sırf paradan tasarruf için ,çocukların dersine iktisat işletme mezunu kişilerin girdiğini açıklamayın efenim.ne gerek var.matematiğe türkçeci girmiş,sınıf öğretmenliğine fransızcacı girmiş,ingilizceye fizikçi girmiş.ne var yani? olamaz mı?
simetri takıntısı, rahatsızlığı olan bi adam değilim emme, bu bildiğimiz meb'in, bilmediğimiz meb'in açılımı başka bişi, please, hani açık bi kitabın ortasında meşale olan ambleminde, me'si bi sayfa da da, b'si de diğer bi sayfasa da ya, bu çipçirkinlik şimdi bende simetri takıntısına inceden selam çakmasından ne yapsın.
e-okul sitesinin en altındaki "tüm hakları milli eğitim bakanlığına" yazısıyla düşüklüğünü göstermiştir. türkiye'de eğitimin bağlı olduğu yer ama nedense kesme işaretinin kullanımından bihaberler.
kadro açıklamadan kılavuz yayınlayan bir zihniyete sahiptir. hiç kimsenin umutlarını hayallerini düşünmezler sanıyorum. ne olur atansa öğretmenlerin tümü?
içi çürümüş bi' kurumumuz daha.
milli eğitim bakanlığı diyoruz lakin yanlış anlaşılmasın. pozitif bi' eğitimden bahsedemiyoruz tabii ki. dini eğitim bakanlığına bi' adım daha yaklaştık.
--spoiler--
imam hatip liseleri bünyesinde ailelerle toplantı yapılarak anne-baba, öğrenci ilişkileri ve ergenlik konularında eğitimler verilecek.
--spoiler--
van depreminde hayatını kaybeden gencecik öğretmenlerin resimlerini internet sitesinde, gabriel faure'nin pavane'sinin ney versiyonunun arka fondan verildiği, kara bir zemin üzerinde sergileyen kurumdur. yürekleri burkar şu sıralar, gözleri doldurur.
ey ahali!
milli eğitim sistemimizde alınacak herhangi bir değişiklikte abdnin 2 rey hakkı vardır. bu milli eğitim sistemimizin oluşturulması adına abd'den yardım alınmasının koşullarından biridir,ve hala da devam etmektedir. *
#16671079 no lu entrydeki kriterler okulöncesi dönem 60-72 aylık çocuğun kriterleridir.60-72 aylık dönem gelişim kontrol listelerine baktığınızda aynı şeyleri görürsünüz.
ne oluyor dedirten bakanlıktır. 3-9 eylül arası terci onunda atama on ikisinde göreve başlama. bir acıyın be bu öğretmen adaylarına. gidecek, ev tutacak, alışmaya çalışacak ama ne zaman?
avast'a göre türkiye'nin en çok virüs içeren 3. web sitesine sahiptir. kendisinden sonra da türk hava kurumu gelmekte. bakanlıklarımızın vatana hayrı olmadığı gibi kendilerine de hayrı yok.
herşeyden bi haber ve duyarsız milli eğitim kurumumuz. çocukların çantalarını hafifletme yolları aranırken 1150 sayfalık dev matematik kitabına * onay veriliyor. daha az sayfalı matematik kitapları daha önce liselerde hiç kapağı açıldı mı? tabi ki de hayır. ben üniversite öğrencisiyim. dört senelik lise hayatımda sadece biyoloji kitabını kullandım ve dokuzuncu sınıftada edebiyat ile sağlık kitabını hatırlıyorum.
ülkemizde bir çok öğretmen ve öğrenci bu kaynakların gereksiz ve yetersiz olduğunu bilmekte ve kullanmamaktadır. durumuolmayan öğrencilerede okullar yardım etmekte ve gerekli yayın kuruluşlarına ait kitapları tahsis etmektedir.
milyonlarca kitap kapağı açılmadan çöpe gidiyor. ne acı verici bi durum. m.e.b. bunun farkında değil mi? ya da bu kitapların kalınlaştırılmasının gayesi ne? kitapları zengileştirmek diyecekler elbet. ancak kitap sayfalarını arttırarak zenginleştirme olmaz. o kadar boş içerik var ki kitaplarda bakılmayan keşke onları kaldırarak başlasalardı.
Aynı program, aynı kazanımlar, aynı müfredatı eğer devlet, sayfa sayısını artırarak devam ettiriyorsa ve bu kitapları milli eğitimin kendi matbaalarında değil de ihale yoluyla başka yerlerde bastırıyorsa, bu bize kamu kaynaklarını yandaş sermayeye aktarmak dışında başka bir anlam ifade etmez. Çünkü bakanlık, aynı kazanımı özel yayınevi için 200-300 sayfa ile sınırlandırıyor. Kendi yayınevinde ise bin 200lere kadar çıkan bir rakam söz konusu. Bu, kaynakların özel kesime, yandaş sermayeye aktarılması dışında başka birşey değil Eğitim-Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tuğrul Culfa