-ölücem başım çatlıyo mazlum nerde ?
-kim bu ?
++mazlum bitti efenim şimdilik yerine bunu bulduk
++adı şaban
-nasıl dayanıklı mı bari
++dayandığı kadar bir süre idare edin
--dayanırım idare din
--ver elini öpiim,,ahhh noluyo
--çok büyük adam elini öptürmüyo
--ulan ne vuruyosun laan
--lan ne vuruyon
--noluyoo laannn
--ne vuruyosun be bana bak kendine gel
--vurma lan ben vurdum mu katır tepmişe dönersin
--ulan seni de... senin işini de.... bırak öldireyim şunu
-bırakın dokunmayın,çok iyi bu karşılık da veriyo
--ne biçim iş bu lan iş dediğiniz bu muydu sakallı,
-oh oh vur vur çok iyi
-çok iyi bu karşılık da veriyo
--bana bak ben de vuruyom bana da vuruyo,,, sen vurma ben vuruyom kafana vuruyom
-kafama vur vur kafama,,,ooooohhh rahatladım yaa
-hay allah senden razı olsun
--rahatlarsın tabi aslında bu adamın canı dayak istermiş yahu
-tamam,tamam,,,seni işe aldım şaban ayda on bin lira maaş
-hemen beş bin lira avans verin
-götürün eve dinlensin iyice besleyin kuvvetlensin aslanım benim...
yadigar ejder in bir kaç dakika içinde bile büyük bir oyuncu olduğunun rahatça anlaşıldığı 1979 yapımı şark bülbülü filminde geçen bir cümledir. ayrıca filmin yönetmeni de kartal tibet dir.
Günümüzün iş dünyasında hepimiz birer mazlumuz demek istediğimdir.
Ama banele bağlanmamak için söylememekte direnip ,tekrar bana yaşattığı her çelişkiyi satır satır altına yazdığım başlıktır.
bunun bi değişik versiyonunda mazlum rolünde ben varım.
şöyle ki,bizim it gibi pes oynayan arkadaş(çok vakit geçirmeyiz aslında) tesadüfen benle karşılaşınca bol gollü zevkli bir maç izlemiş/oynamış olduk.(anlatım bozukluğu yaptım farkındayım,da kim düzeltecek şimdi)
tabi bu ilk maç için böyleydi.
sonraki maçlarda bu bana salladı allah salladı,fark attı,savurdu,zarar verdi,hor kullandı.
sonra ne mi oldu?
sonra canı sıkılınca bana ulaşmaya çalışıyor,bir de itiraf ediyor; sen benim mazlumumsun.
hele o pis kahkahası yok mu?