öyle bir üşümek ki, üzerinize konan narin ve minik ayaklı kuşların ayakcıklarını üşütüp sizden en uzağa kaçmalarına sebep olmak idi benim için bunun tanımı bir zamanlar.
üstünden epey zaman geçti lakin bugün de anılarımı aklıma getirdi. ara sıra güneş sararmış yüzünü utangaç bir dilber gibi gri bulutların ardından bir gösteriyor, bir çekiyor... ellerini ovuşturma imkanı bile olmayan sokak lambalarını bu kez pencerenin ardından izliyorum, anlıyorum hepsini teker teker.
mayıs ayında üşümeselerdi bari...
tüm yüzünü göster artık tatlı-sıcak dilber!
Ankara'da yaşayan bir izmir'li olarak temmuz ve ağustosta bile üşüyebiliyorum.
Mesela şu an hava 19 derece. Bildiğin kış gibi.
Battaniyem,çayım ve dizim haftasonunun keyfini çıkarıyoruz.