bugün

yahya kemal ve yakup kadrinin zamanında hayalini kurdukları ve ana direğin anadolu olduğu batıcılık. ama hangi batı? elbette ''nev-yunani'' anlayışının temerküz ettiği bir anlayış ile değil. Akdeniz esintili bir batıcılıktan bahsediyoruz. Peki ne kadar gerçekçiydi bu akdeniz sentezli batıcılık anlayışı? elbette akdeniz gibi hayaldi.

Japon ve batı modelini harmanlayıpta ortaya bir şeyler çıkarılabilirdi.. Ama biz batının hep şehvani tarafına kapıldık. Edebiyattan tutun, giyim tarzına, ev mimarimize kadar... yani hep tüketim yönünü baz aldık. Acaba bu fikrin fikir babaları da batının bu yönüne kapıldığı için mi söyledikleri tesir etmiyordu?

Evet, sadece tüketen ve tükenen bir milletten ibaretleşir olduk.