bugün

büyük feministlerden biri olan ve kadin haklari adina yaptiklariyla her daim hatirlanacak olan dönemin ünlü anar$istlerinden william godwin ile evlenmi$ modern dünya için sadece krallarin ilahi haklarina degil, kocalarin da ilahi haklarina kar$i çikilmasi gerektigini söyleyerek tarihe damgasini vurmu$ kadin.
çağdaşı kadınların evlenip, hayatlarını geçim kaygısı olmadan devam ettirmesinin tercih edildiği bir zamanda kolay yolu seçmeyip kendi ayakları üzerinde durmak için 19 yaşında evden ayrılmış; kadınlara ayrılan kısıtlı mecradaki çoğu işlerde yer alan (bakıcılık, öğretmenlik, eleştirmenlik, vs.), anglo- irish, londra doğumlu yazar.

--spoiler--

1790'da otuzbir yaşında iken birden bire üne kavuştu. Fransız Devrimine karşı olan felsefeci ve politikacı Edmund Burke'e karşı "insan Haklarının Korunması" başlıklı bir yazı yayımladı ve bu olay sonrasında kendisine Jüponlu Sırtlan lakabı takıldı.
--spoiler--

kadın haklarına, özgürlüğe, adalete önem veren yazar; kızını doğurduktan on gün sonra, otuz dokuz yaşında(1759) vefat etmiştir.
"Hiç kimse kötüyü kötü olduğu için seçmez, iyiyi, mutluluğu ararken düşer bu yanlışa" SÖZÜNÜN SAHiBi.
"kadın hakları savunusu" kitabını edmund burke a ithafen yazmış ve çağdaşlarından farklı olarak, cinsiyetlik konusunda çığır açmıştır. hobbes, locke, rousseu gibi yazarlar, siyaset, özgürlük, adalet, erdem gibi kavramları felsefi olarak temellendirmişlerdir. ancak o zamana kadar düşünülen ve gerçekleştiren her şeyi sorgulayanlar, kadına verilmiş rollari sorgulamamışlardır. yada eksik kalmıştır. mary ablamız kadınların erkeklerden daha az akıllı olduğunu düşünenlere " olmaz öyle şey" diye çemkiriyor. kadına verilen eğitimden dolayı böyle düşünüldüğünü savunuyor. feminizm in kurucularından olduğunu da söylemeliyim.
http://24.media.tumblr.co...uto20HCU1qgyafto1_500.jpg

"Kadının ufkunu genişleterek güçlendirin aklını; körü körüne itaat sona erecektir; ancak, iktidar her zaman körü körüne itaate ihtiyaç duyduğundandır ki zorbalar ve şehvet düşkünleri, haklı olarak karanlıkta tutmaya çalışırlar kadını; çünkü bunlardan birincisinin tek istediği bir köledir, ikincisinin istediği ise elinde tutacağı bir oyuncak."

Mary Wollstonecraft
1700 li yıllarda yaşamış ingiliz yazar. püf acayip feminik. kadın erkek eşitsizliğiyle çok ilgilenmiş. ilginç olanı bunu 6 yaşında fark etmesi. dedesi ölürken varis olarak erkek kardeşini seçmiş ve şöyle demiş mary için:

o anlamaz, o sadece bir kız çocuktur.

aboğğ sen misin bunu diyen..fazlaca yaralanmış bu sözden. ne demekmiş canım, niye erkek kadından önce geliyor. kadının hiç mi hakkı yok? bunu kabullenememiş.
ilk tanıdığı erkek babası. ama nasıl baba..şiddete düşkün, başarısız, alkolik. bu kız feminik olmasın da nolsun. babası okula göndermemiş, otur evinde ne işin var kız başına demiş. okuma yazmayı evde kendisi öğrenmiş bi gayret. baskıyla evlenmemek için evden ayrılmış, denemediği meslek kalmamış falan filün.

neyse gel zaman git zaman kitapları çıkmış. ünü ülkesinin dışına taşmış. o dönemde kadınlar böyle şeyleri konuşamazken o yazıya dökmüş. iyi yapmış çok da güzel iyi yapmış.

--spoiler--
kadınları özgür, akıllı vatandaşlar yapmalı. işte o zaman kadınlar iyi bir eş ve anne olurlar.
--spoiler--
--spoiler--
Çocukluktan itibaren, güzelliğin kadının hazinesi olduğu öğretilince zihin bedene göre biçimlenir ve altın işlemeli kafesinin içinde dolanarak yalnızca hapishanesini sever.
--spoiler--