martin eden

entry135 galeri7
    109.
  1. Kitabın her satırını yaşamak gibiydi...
    3 ...
  2. 108.
  3. Bana göre yanan günışığı kadar güzel olmayan jack london eseri. Onu benim nezdimde ölümsüz bir kahraman yapan şey ise:

    -Spoiler-


    inanılmaz özendiren intiharıdır. Yeni bir karar alıp hayatına güzel bir şekilde devam edebilmesi son derece mümkünken bunu elinin tersiyle itmesidir. Neden olsun ki neden isteyeyim ki bunu deyip manasızlık gerçeğini yüzümüze vurmasıdır. Tıpkı nikolay vsevolodoviç gibidir. intiharına gelince, düşünün bir gece vakti okyanusta giden bir geminin içindesiniz. geminin bordasından Usulca suya bırakıyorsunuz kendinizi. Ay ışığı ve sayısız yıldızlara bakarken gemi çoktan uzaklaşmış sizden. Nefesinizi tutup suya dalıyorsunuz gidebildiğiniz yere kadar dalmak bir daha isteseniz de kurtulamayacağınız şekilde dibe gitmek düşüncesindesiniz fakat bi torik balığı size çarpıp planınızı bozuyor yüzeye çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Tekrar derin bi nefes almadan etrafınıza bakıyorsunuz gece olmasına rağmen aydınlık ve içi olduğu gibi görünen okyanusta envai çeşit balıklarla başbaşasınız. Ve insanın boğazına yumru gibi oturan o ölüm.

    ~~
    2 ...
  4. 107.
  5. jack london amcamızın bizler için bıraktığı bir adet şaheser. kitabı bitmesin diye 1 ayda yaya yaya okudum. bazı bölümleri 3-4 kez okuduğum bile oldu. olay örgüsüne ustaca yedirilen betimlemeler, betimlemelerin arkasindaki ince detaylar o kadar lezzetli ki, tadına varınca bitmesin istiyorsunuz. kitapta esas olarak işlenen tema ise, insanlık tabiatı. yani insanın istediklerine ulaşmada gittiği yoldaki hırsı, onlara eriştikten sonraki doyumsuzluğu, dış dünyanın sahteligi. günlük hayatınızdan da enstantaneler bulabileceginiz, kendinizle özdeşleştirebileceğiniz çok yer var.
    0 ...
  6. 106.
  7. küçükken yazarı ile kitabın ismini çokça karıştırdığım güzel bir jack london eseri.
    2 ...
  8. 105.
  9. Değerli birisinin tavsiyesiyle * okumaya başladığım, su gibi akıp giden bir kitap.

    Daha 5'te birini bile bitirmedim ama okumak acayip hoşuma gidiyor. Mesela şu an kenarda durmasına üzülüyorum denilebilir. Gariptir.
    1 ...
  10. 104.
  11. rahatsız yatağımla bir okyanusun dibini kıyaslarken, şu dakika aklımdan geçen kitaptır.

    --spoiler--
    intihara sempati duymama neden olan tek kitap.
    --spoiler--
    2 ...
  12. 103.
  13. Jack London'un kendi hayatından uyarlamasıyla yazıya aktardığı karakter ve romanı.Martin eden'in muhteşem analizleri ve hayat içerisindeki kolay sarsılmayan özverili çalışmasıyla hayran bırakan, benim gibi üşengeç ve tembelliğe bir miktar yatkın insanın bile hareketlenmesine vesile olabilecek değer ve dersleri barındıran, bireyciliğin kazanım ve kayıplarını en güzel betimlemeleriyle anlatan harikulade bir eserdir benim için.Bunun yanı sıra aşk kavramının en muhteşem yönüyle ele alması ancak bunun uzun soluklu bir yanılmasadan ibaret olduğunu bir kere daha ben'e bu kaynakla yüzüme vurduğunu idrak etmiş bulundum.

    Ve kitabın son sözü olarak kendime aldığım en büyük ders "Bireyciliğin yenilgisi intihardır"olmuştur.

    Edit-imla
    3 ...
  14. 102.
  15. Ruth gibi birinin varlığı Martin Eden ı doğurmuştur. Bu gerçeği görmeyen de ruth a laf eder.
    Herkesin okuması gereken kitaplardandır, Jack London ı sevme sebebimdir.
    0 ...
  16. 101.
  17. Şu romana laf eden gitsin kendini siktirsin. Siz ne anlarsınız zaten aq
    1 ...
  18. 100.
  19. Stefan Zweig abim alınmasın ama gelmiş en geçmiş en sağlam roman belki de budur.

    Bir de spoiler verelim de tam olsun:

    daha sonra ruth, prenses'ten bölümler okurken kızın dudaklarındaki kiraz lekesi gözüne martin'in gözüne çarptı. bi an için ruth'un tanrısallığı paramparça oldu. o da topraktan yapılmıştı. toprağın yasaları, herkes için olduğu gibi onun için de geçerliydi. dudakları kendisininki gibi ettendi. kirazlar, tıpkı kendi dudaklarını boyadıkları gibi, onun dudaklarını da boyuyorlardı. bir kadındı o, tıpkı ötekiler gibi bir kadın. bütün bunlar birdenbire oldu ve onu sersemletti. sanki güneşin gökyüzünden düştüğünü ya da tapılan bir tanrısallığın kirlendiğini görmüştü.
    2 ...
  20. 99.
  21. 98.
  22. Bu yaz birkac kitap okudum ama her alintisinda beni bu kadar etkileyen, duygulandiran baska kitap olmus mudur diye dusundurdu. Sonu da ayri bir guzel zaten.

    Bundan sonra buna benzer diye knut hamsun un açlık kitabini okuyayim dedim ama ayni tadi vermedi. Tadi damagimda kaldi.
    Okumayanlara tavsiye ediyorum.
    1 ...
  23. 97.
  24. Aslında hepimiz bir Martin Eden değil miyiz? Yazıyoruz, yazmayı seviyoruz. Yazmaktan para da kazanmıyoruz. Edebiyat, genel kültür, tarih, siyaset kim ne isterse o konudaki düşüncelerini ortaya koyuyor. Beyin bir kez hava almaya gör, yaz babam yaz diyoruz. Yazma tutkumuzu durduramıyoruz. Yazmakla birlikte okuma eylemi de bir tutku bizim için. içimizde acılar, dış dünyaya uyum sağlayamamak da var. intihar eylemi altında da birçok görüşümüzü aktardık. Sonuçta kurmaca bir yapı, Mardin eden bu dünyadan göçüp gidiyor. Yaşadığı sıkıntılar, aşkları, sorunlarını bırakıp gidiyor ama bizler yaşayacağız ki yazmaya devam edelim. Dünyanın daha iyi bir yer olacağına karşı umutlarımız sürüyor.

    Benzer şeyleri Sait Faik de ifade etmiş. Yazmasaydım çıldıracaktım, diye. Kimse okumasa da öldükten sonra bizden kalan şeyler olacak belki de bunlar. Yazmak, en asil duygulardan biri olsa gerek.
    1 ...
  25. 96.
  26. Jack London adlı yazarın müthiş kitabı okuyun derim.
    3 ...
  27. 95.
  28. metanın kölesi orospu ruth.
    bu kitaptan sonra demir ökçe okunmalıdır.
    2 ...
  29. 94.
  30. Kitap harikaydı da sonu böyle bitmemeliydi ya hayatın anlamını Ruth'a olan aşkı sayesinde buldu onun sayesinde geliştirdi kendini sonunda birlikte olabilirlerdi çok üzüldüm.
    2 ...
  31. 93.
  32. hayatımda okuduğum en iyi kitaptır desem burun farkıyla kaybeder. ama inanın bana ali ata bak^'tan başka birşey okumamış birine versen bile soluksuz bitirir. jack london romanında kendi hayatını anlatmıştır ve dostlar sonundaki süpriz beni benden almıştır. sonunda gözlerimi doldurmayı başarmış sayılı kitaplardandır. orijinalinden okumanın keyfi ise ayrıdır.
    7 ...
  33. 92.
  34. Hayatın hangi noktasında tanışmışsanız o noktada sizi durup bir düşünmeye sevk eden kitaptır. Müthiş gözlemlerin sonucu güzel betimlerle dile getirilmiş biraz dili günümüz kitap okuruna ağır gelecek olan eser.
    4 ...
  35. 91.
  36. yıllardır dosto * okuyan biri olarak böyle bir efsane kitabi geç okuduğum için pişmanlık hissettim açıkçası.

    Martin eden ve kişiliği bana çok tanıdık geldi. Ayrıca yazar olma hırsı ve azmi beni kitabı okurken daha çok tetikledi.

    Ruth'a çok girmek istemiyorum zira girdigimi düşünmek bile istemiyorum.

    Mutlaka okunmalı diyebileceğim eşsiz kitaplardan biri, teşekkürler jack London.
    11 ...
  37. 90.
  38. Okuyup bitirdiğimde 20 yaşımdaydım ve "azim, ancak bu kadar anlatılabilir." diye düşünmüştüm.
    3 ...
  39. 89.
  40. Kitabı bir kaç saat önce bitirdim. Karmaşık duygular içindeyim, anlatılamayacak kadar garip duygular bunlar. Umutsuzluğuma umut olucak derken birden daha da karanlık bir ruh haline sokmayı başardı.
    5 ...
  41. 88.
  42. Tüm okuduğum kitaplar içerisinde apayrı bir yere sahip, ikinci kez okumaya cüret edemediğim, her harfi başka ama asla diğerinden az olmayan değerde olan eser.
    4 ...
  43. 88.
  44. bini aşkın kitapla ilişkim oldu ve bu kitapların çoğu felsefe alanında idi lakin hiçbir kitap beni bu kitap kadar etkileyemedi. Jack london'ın insan-olmanın üst sınırlarında gezdiğine inandırdı bu kitap beni.

    Kitabı bitirdiğimde hala önümde açık bir vaziyette duruyor ve ben öylece karşımdaki duvara bakıyordum. Bu 25-30 dakika kadar sürdü. Sonra bu kitabın yalnızca okumanın bitmesiyle bitmediğini anladım. Ne zaman "kitap" denilse aklıma hep "martin eden" gelir.

    Temsil ettiği şeyler, yaşadıkları, arzuları ve hırslarıyla martin eden gerçekte veya kitaplarda varolan en büyük karakterlerden birisi.

    ikinci defa okumaya cesaret edemedim. Çünkü açtığımda kelimelerle çizilmiş bir portredeki iki göz gibi bana bakıyordu martin eden ve bu çok ağırdı.

    Kesinlikle ve kesinlike "kitap okurum" diyen birisi bu kitabı okumadan önce böyle bu söylediğinden emin olmasın.
    9 ...
  45. 87.
  46. Bu kitabın özellikle lise sonda üniversite sınavlarina hazırlanan öğrencilere okutulması zorunlu hale gelmeli. Kitabin hiç bir cümlesinin atılmaması gerekir ancak dili 18 yaşa ağır gelebileceği için belki bir şekilde sadeleştirilip okutulabilir.
    Gerçek anlamıyla söylüyorum yatağımın yanında masamın en baş köşesindedir. Gerçi ben çok geç okumuştum, olan olmuştu ama ondan sonraki hayatim için hep aklımda tuttuğum bir karakterdir, martin.
    3 ...
  47. 86.
  48. insanın hayatını değiştiren kitaplar diye başlık yapılsa, oraya kocaman martin eden yazarım düşünmeden. çünkü bu kitabı elime alışım bile kaderin bir çizgisi sonucu olmuştur. daha henüz kitaplarla haşır neşir olmadığım zamanlarda, yakın arkadaşımın kütüphaneye vereceği kitaplara bakarken, farkında olmadan elime aldığımda, arkadaşım bana hediye etmişti. ve kitabın sayfaları çevrilmeye başlanmasıyla, iki günde bittiğine şahit oldum. jack london, bize bu başyapıtında kendinden bahsetmenin yanında, yaşamın analizini yapmaktadır. kendi halinde yaşayan bir gemiciden zirveye ulaşmış bir yazara yükseliş. ve tabi ki bu bağlantıyı kurmak için kullandığı kavram da, her bireyin aradığı şey olan (bkz: aşk). tüm o martin eden'ın gelişim süreci, hayatın tüm gerçeklerini yüzümüze vuruyordu, bir kişinin aşkı için neler yapabileceğini, hiç fikri olmadığı ve arzuladığı entelektüel yaşamın ikiyüzlülüklerini, aşık olduğu kadının da statü derdinde olduğu ve aşkına karşılık bulamayışı, tüm bunları gördükten sonrasında tekrardan eski haline dönmeye çabası. ama artık çoktan yaşadığı dünyanın birer illüzyon olduğunu fark etmesi, sonunda da okyanusa kendini bırakması. martin eden'ın bireyci mi yoksa sosyalist mi olmasından çok, jack london'ın bize böyle bir kahraman üzerinden hayatı göstermesidir beni etkileyen. yoksa martin eden bireysel bir karar vermiştir maalesef, kitabın arkasında yazdığı gibi , 'boşluğa tırmanış'ında.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük