Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 2117 yılına kadar Mars’ta "ilk yaşanabilir yerleşim alanı" kurarak insanları kızıl gezegene yerleştirmeyi planlıyor.
Mars'taki yaşam koşullarını simüle eden bir şehir inşa etmeyi hedefleyen 500 milyon dolarlık projenin gerçekleştirilmesi için çalışmalara başlandı.
Dünyanın en büyük uzay simulasyon kenti olması planlanan ''Mars Bilim Kenti'' Mars yüzeyindeki yaşamı simule ederek gerçekçi bir model sunmayı hedefliyor.
Kızıl gezegendeki yaşama adaptasyon sürecini incelemek için kurulan bilim şehrinde gıda, enerji ve su, tarımsal testler ve gıda güvenliği alanlarında çalışmalar yapılması için laboratuvarlar kurulacak.
eskiden youtubeda canlı yayın vardı marsı canlı canlı izliyorduk. bildiginiz. marsı görüyorduk ama üstünü değil bildiginiz böyle içini. gerçi gezegenin içi aslında üstü yani anladınız siz. yani biz şuan dünyanın üstündeyiz ya, yani öyle onu da görüyorduk. ben açıp izliyordum uzaylı görürüm diye falan kumla kaplıydı. sonra o canlı yayın bitti. keşke gene başlasa.
Muhtemelen önümüzdeki asırlarda bir savaşın başlayacağı bir gezegen insanlar arası savaş artık uzaya taşınacak tabi insanlardan önce uzaylılar ortaya çıkmazsa.
Yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine ev sahipliği yapan, üzerinde bulunan bol miktardaki demir oksitten dolayı "kızıl gezegen" lakabını almış , güneş sistemindeki bir gezegen.
Boşuna hemen yanımızda olduğunu düşünmüyorum bu gezegenin. Zannımca insanoğlun yaşamını devam ettirebilmek için yeterli miktarda buz haline gelmiş içme suyu ve müthiş enerji kaynakları var marsın. Dünyadan hareket eden bir uzay aracı marsı istasyon olarak kullanıp oradan alacağı enerji ile güneş sisteminin dışına çıkabilir. Gelecekte neler olacağını bilemeyiz ama marsın inanılmaz önemli olacağını düşünüyorum ben.
Dizi güzel, Mars'a gidişteki ve orada yerleşip hayatta kalma çabası ile ilgili oluşabilecek tüm problemleri gerek bir dizi kurgusu gerekse ilgili kişilerin konuştuğu bir belgesel tarzında veriyor. Üstelik dünyayı mahvettiğimiz gibi orayı da mahvedebileceğimize dair uyarılar da taşıyor, şu anda doğanın ve hayatlarımızın içine eden büyük firmaların isimlerini de vermekten kaçınmamışlar üstelik.
Diziyle ilgili tek eleştirim, Mars misyonunda gerçekte bir kadın komutanın imkansız olduğu gerçeğidir. Kadınlar anatomik ve fizyolojik yapıları gereği, böyle zorlu bir yolculuk ve macerayı komutanlık anlamında kaldıracak özelliğe sahip değiller, dolayısıyla o koşullar altında kararlar onlara bırakılamaz. Bunun da en büyük sebebi duygu durumlarının adet dönemleri sebebiyle stabil olmadığı ve değişebildiği ve kriz anlarında soğukkanlılıklarını koruyamadıkları gerçeği. 50 yaş üstü bir kadını komutan yapsan bu sefer de menapoz döneminden dolayı benzer sorunlarla karşılaşırsın. Dizide hem mars üssü komutanı, hem de dünyadaki kurumun başındaki kadın, bu da biraz atmasyon olmuş.
Netflix'de Belgesel dizi tadında bir yapım. Henüz bir kaç bölüm izledim bence çok iyi. Mars'a yapılması planlanan yolculuk yapılmış gibi çekilmiş. Dizi de 2 zaman var birisi 2016 diğer 2033. 2016'da gerçek hayatta Mars'a gidebilmek için Elon Musk'ın X Space ile neler yaptığını ve Nasa'da bu güne kadar Mars'a yolculuk için neler yapıldığı anlatılıyor. 2033'de ise bu yapılan hazırlıklar sonucu Mars'a gidilme orada yaşananları kurgu şeklinde anlatıyor. Tek eleştirdiğim kısım diziyi çekenler yerçekimini hiç hesaba katmamışlar. Mars'da yer çekimi, 3,71 m/sn2'dir. Dünya'da ise 9,80 m/sn2'dir. Yani Dünyada 9 adımda gidilecek yere Mars'da yaklaşık 3 adımda gidebilirsiniz ama dizideki karakterler Mars'da yürürke, Dünya'da bir çölde yürüyorlarmış gibi davranıyorlar. Merak edenler için söyleyeyim Ay'da yer çekimi 1,6 m/sn2'dir. Yani Ay'da dünyadan 6 kat daha hafif olursunuz. Örneğin Dünyada 98 kg olan birisi Ayda 16 kilo Mars'da 37 kilo olur yaklaşık. Dizide bu detaya önem vermemişler. Onun dışında izlenesi ve oldukça bilgisel bir yapım olmuş. izlemenizi tavsiye ederim.