marquis de sade

entry132 galeri4
    57.
  1. 56.
  2. yazdıkları döneminde oldukça ahlaksızdır. fakat şu ana baktığımız zaman komik görünmektedir hatta masumdur.
    2 ...
  3. 55.
  4. yatak odasında felsefeyi yazabilmiş şahıs. sade'ı yakmalı mı sorusuna evet yakmalı beğenmeme rağmen onu ve yazdıklarını yakmalı cevabını veriyorum.
    1 ...
  5. 54.
  6. 53.
  7. salo nun 120 günü'nünyazarı
    2 ...
  8. 52.
  9. saçma sapan filmelerin ortaya çıkmasına sebep olan ruh hastasıdır efendim. sapıksan içinde kalsın bize ne.
    2 ...
  10. 51.
  11. ankara il halk kütüphanesindeyim, kitaplarımı geri verirken bir isim çarpıyor gözüme : aşkın suçları. şuursuzca kitabı alıyorum, eski basım olduğunu görünce iyice sevinerek yazara bakıyorum : sade. hakkındaki kötü söylemleri az çok bilmekle birlikte tam olarak ne tür öyküler yazdığından bir haber olduğum kişi, hakkında en çok bilgi sahibi olduğum durum, birçok yazarın ilham kaynağı olmuş olduğu. bu kitabı almam gerek diye bir his kaplıyor içimi ama çok korkuyorum sonunda almaya karar veriyorum. eve gidip ilk öyküyü okuyorum, bir yazarın bu kadar ahlaksızlaşabileceğine inanamadan -hele ki biyografisinde 70li yaşlarda 16 yaşında bir kızla birlikte olduğunu okuduktan sonra, birlikte olduğu kadınların derisini mumla yaktığını okumam da eklenince buna- öğretmenlerime ilk defa bir yazardan nefret ettim bu kadar da olmaz tamam ahlak dışı genel olarak yanlış bir kavram ama falan diyorum ama yine de bir şekilde kalan iki öyküyü de okuyorum, beni öylesine çekiyor ki. üç öykünün üçünü de dumur olmuş biçimde farklı zamanlarda bitiriyorum, son öyküde kafam iyice allak bullak oluyo, erdemi öğütler gibi gösterirken verdiği ince mesajları gördükçe donup kalıyorum yine de kızmam geçmiyor hep aileiçi ilişkileri yazmasına. üç haftalık süre dolmadan kitabı veriyorum. sonra kendimi dost kitap evinde buluyorum, sade' in kitaplarına bakarken; ama hala gönlüm el vermiyor böyle bir adamın kitabını satın almaya. hala da almadım, kitaplarda istediğim özü olay içinden direk kavrayabildiğim zaman, bunun çevresinde dönen olaylar bana çok ters gelse de onları okuyabilmenin, onları kabul etmek demek olmadığı sadece sözüme değil düşünceme de geldiği zaman satın alabilcem kitaplarını. sevdiğim yazarlar arasındadır dememe gerek yok sanırım bundan sonra, yine de bir kız olarak; bu kadın düşmanı, -üç öyküde de kadınlar şeytan gibiydi resmen- görüşlerinin çoğu bana ters bu adamın beni nesi çekti hala anlamış değilim.
    1 ...
  12. 50.
  13. bütün insanlar deli ve görmemek için hiçbirini / kapanmak gerek içeri, aynayı da kırıp odadaki
    dizelerinin sahibidir.
    1 ...
  14. 49.
  15. insanı
    susturamazsınız.. Dünyanın en büyük terörü, dünyanın en büyük baskısı,
    dünyanın en büyük işkencesi ile susturmazsınız.. Kendisi susmayı
    seçmedikçe...

    Marquis de Sade, çağının çok ötesinde sadist düşüncelerinden ötürü
    zindana değil, toplumsal yeri dolayısı ile bir tımarhaneye kapatılmıştır.

    Tüy kalemleri, mürekkebi ve kağıtları yanında..
    "Yaz içini boşalt" diyorlar ona... Bir çeşit tedavi..
    Yazıyor.. Dışarı
    kaçırıyor. Basılıyor.. Justine..Benim kitaplığımda duran, iki kez
    okuduğum Justine...

    Kızıyorlar. Kağıt, mürekkep ve tüy kalemlerini alıyorlar.. Tavuğun
    lades kemiğini çıkarıp onunla çarşafa yazıyor. Çarşafı kaçırıp,
    bastırtıyor.. Daha da kızıyorlar.

    Şarap kalkıyor, yatak kalkıyor..
    Aynayı kırıyor. Sivri camı parmak uçlarına batırıyor.. Kanı ile elbisesinin, çamaşırlarının üzerine yazıyor..
    Çıldırıyorlar.

    Kostümlerini de alıyor, çırılçıplak bırakıyorlar..
    Hücreden hücreye fısıldıyarak yazdırıyor.. Deliriyor, dilini kestiriyorlar.

    Bazılarına iğrenç gelen yöntemler ile hücresinin duvarlarına yazıyor.. Ama yazıyor.. Yazmanın,
    düşüncelerini, öykülerini yazmanın bir yolunu hep buluyor.. Ölene dek..

    Yazdıkları dine aykırı.. Ahlaka aykırı..

    Marquis de Sade bu..

    Düşünülemezi düşünmeye, hayal edilemezi hayal etmeye, yazılmaması gerekeni yazmaya cüret eden de Sade.

    Bu yüzden benim ilahımdır, de Sade.
    4 ...
  16. 48.
  17. hapishanedeyken yazma tutkusunu dışkısıyla duvara yazarak tatmin eden ünlü fransız filozof.
    2 ...
  18. 47.
  19. kilise karşıtı fransız yazar.sadist roman ve hikayeleri ile tanınır bunun yanında paris te yaşadığı dönemde fahişelerin korkulu rüyasıdır bir çok fahişe uğradıkları sadist girişimler yüzünden kendisinden şikayetçi olmuştur ve raporlara geçilmiştir.
    1 ...
  20. 46.
  21. * Çılgınlıkların en büyüğü doğanın bize verdiği eğilimlerden dolayı yüzümüzün kızarmasıdır.

    * Pişmanlık alışkanlığın öldürdüğü geçici bir duygudur. işlenilen tek bir cinayet vicdanımızı sızlatabilir... Ama cinayet çoğalınca, onlarca yüzlerce kez tekrarlanınca vicdan susar.

    * Beni bedensel, günaha ilişkin dayanılmaz bir perhize mahkum ederek mükemmel bir iş yaptığınızı düşündünüz, ama yanıldınız, beynimi coşturdunuz, bana can vermek zorunda kalacağım hayaletler yarattırdınız.

    * Doğa beni böyle yarattı, kendi doğama aykırı davranmam bir cinayet olurdu.

    * Doğada hiçbir şey ahlaka aykırı değildir.

    * Canavarlıklar yaptım, evet; bunları dünyadaki herkesten daha fazla tasarladım ve onları silinmez olmasını umduğum bir mürekkeple yazdım... Biliyor musun sevgili Sensible, elinde bir kalem varsa olağanüstü şeyler yaşayabiliyorsun...

    bu arada;
    spanish fly adlı maddeyi, üzerinde cinsel deneyler yaptığı, yoksul bir kadına içirdikçe içirip, kadının zehirlenerek ölmesine sebep olduğu da kulağıma çalınan malumatlardan.
    6 ...
  22. 45.
  23. 1740-1814 yılları arasında yaşamış, sadizm kelimesi soyadından türetilmiş olan yazar/filozof. hayatının yaklaşık 29 senesini hapislerde geçirmiş bu adamın dönemin diğer fransız soylularından çok farklı bir hayat yaşadığını düşünmüyorum ama diğerleri yaşadıklarını kitap halinde yayınlamadıkları ve dönemin politikacılarına kafa tutmaya kalkmadıkları için onun durumuna düşüp "kaka" ilan edilmemişlerdir.
    2 ...
  24. 44.
  25. 21. yüzyılda hala sapık olarak adledilen, eleştirel yazıları örnek alınan talihsiz yazar. bu dünyaya ait olmadığı düşünülen. seni anlamaları için sanırım 25. yüzyılı beklemek gerekecek.
    5 ...
  26. 43.
  27. sadizmin babası,yatak odasında felsefe adlı kitabın yazarı, albert camus a göre ilk ahlak yıkıcı aristokrat bir aileden gelmesine rağmen serseri bir ruha sahip ve kadın düşkünü filozoftur.
    2 ...
  28. 42.
  29. 41.
  30. pislik değil en acı gerçeklik ve sadistliği ele alan yazardır.
    0 ...
  31. 40.
  32. Papazların rahibelere zorla grup seks yaptırdığı karanlık hayal gücü ile tanrıyı reddetmiş, reddetmekle kalmayarak insanlara bütün karanlık zehirini akıtmış yazar denemeyecek pislik.
    2 ...
  33. 39.
  34. toplumdışılığı seçmiş,bunu savunmuş,uç noktalardaki özgürlüğün düşünürü olan sade; yaşamının yaklaşık 30 yılını hapisanelerde ve akıl hastanelerinde geçirmiştir. ona ceza verdiğini sananlara:
    "beni bedensel ,günaha ilişkin dayanılmaz bir perhize mahkum ederek mükemmel bir iş yaptığınızı düşündünüz ama yanıldınız, beynimi coşturdunuz, bana can vermek zorunda kalacağım hayaletler yarattırdınız." demiştir.
    3 ...
  35. 38.
  36. sade bir ateistti. bu da bence başını derde sokmak için yeterli bir nedendi 1740'da doğduğunu düşünürsek. üstüne birde seks konusundaki fantezileri, açık saçık ve tüm çıplaklığı ile yazdığı, sadizmin doruklarındaki eserleri ile o zamanlarda "şeytan" ilan edilmesine şaşmamak gerek.

    adamın hayatı bence zengin, soylu ve yönetimde söz hakkı olan ailelerden birinin kızı renée pélagie de montreuil ile "zorla" evlendirilmesi sonucu değişti. bana göre bu tarz hayat sade'ye göre değildi. zamanında orduda askerlik yapmış fakat kendi isteği ile ayrılmıştı. bu da özgür ve biraz deli ruhlu sade'nin kapana sıkıştırılmaması gerektiğinin bir kanıtıydı.

    nitekim bir süre sonra arıza çıkartmaya başladı. karısının kardeşi de dahil olmak üzere kadınları taciz etti ve karısı tarafınca hapse attırıldı.

    yukarıda belirttiğim gibi bence özgür olması gereken sade, hapis hayatı ile birlikte iyice sıyırdı. bunu anlamak için 1785'te yazdığı "the 120 days of sodom" u okumak yeterli.

    adamın cinsel dürtüleri o döneme göre fazla açık, uç noktalarda ve en önemlisi ulu ortaydı. tabi ne yapsın o zamanlarda paris'in ünlü ara sokaklarındaki şifreli parti klüpleri, köpük banyolu çıplak gezilen barlar yoktu. amsterdam'da porno tiyatrosu açılmamıştı henüz! şimdi yaşasa belki sadece sado mazo zevkleri olan biri olarak yaşar giderdi ve internette blog açar, fantezilerini yazar, millette bayıla bayıla okurdu.

    ama 1780'lerde hem ateist, hem de cinselliğin doruklarında gezmek, sadist fanteziler sahibi olmak, asmadıklarına sevinmek lazım.
    2 ...
  37. 37.
  38. 36.
  39. Üç yerinden bakire olma durumunu literatüre kazandırmış fransız yazardır.
    (bkz: erdemle kırbaçlanan kadın)
    1 ...
  40. 35.
  41. "ya beni öldürün ya da böyle kabul edin; çünkü ben buyum" diye haykırarak cürmün efendisi haline gelmiş olan marquis de sade, kendi isteğinin aksine bugün hala hatırlanmaktadir.

    "bütün insanlar deli ve görmemek için hiçbirini kapanmak gerek içeri, aynayı da kırıp odadaki..."
    "iki yürek arasındaki en kısa yol kamıştır"
    2 ...
  42. 34.
  43. Kedinsini anlatan quills(düşlerin efendisi) filminde, insanın içindeki şeytanı tatmin eden çok farklı bi repliği gözden kaçmamıştır,

    "sana bitip tükenmek bilmeyen fırtınalarım icin garanti veremem ama bir bıcağı bile cıtır cıtır yemek icin garanti verebilirim. kanım bir nehir gibi bu duygular icin akıyor damarlarımda. ben cehennemi gördüm genc adam, sense okudun."
    2 ...
  44. 33.
  45. emeklilik günlerime doğru kaderimde bir kırılma anı yaşanır da ilkokullara derse girersem çocuklara kitaplarını okutacağım kişi ya da kurumdur. bize zamanında ilkokuldayken kemalettin tuğcu okutmuşlardı böyle dengesiz olduk. benim değil sistemin suçu...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük