280. entrysi ben olayım dedim. niye dedim bilmiyorum. birileri dedirtti. kim acaba o birileri. neler oluyor burada. en iyisi ben film izlemeye devam edeyim. *
nicki ile dikkatimi çekmiş, bundan sonra beni en kral arkadaşı diye belleyecek yazar bünyesi. Nedenmi uğur sayım 284'ü kendisine entry yazarak aftettiğimi unutmamasını istediğim şahsiyet.
taksiye binisiyle dikkatimi cekmis; "bi insan bu kadar mi guzel taksiye biner yahu?" diye derinden gonlumu sizlatmis, haftasonu istanbul'da bensiz taksiye binmemesi icin ozel ricada bulundugum caaaanim yazar.
288. entryin olayım dediğim bir nevi can. hayatta gülmenin en çok yakıştığı insanlardan biri. ayrıcana
"sen git molotof kokteyller arkadan geliyyoorrr" yazarı..
ha bir de 8 martı kutlu olasıca dişican.
peşin edit: bensiz istanbullarda içtiğiniz içkiler boğazınızdan geçicek ya, haydi ben bişi demiyorum.. *
afiyet, bal şeker olcasıca insan modeli, git kafanı dağıt gel, kafanı kırmıyayım buraya gelince...
çok süper bir kişilik.
lakin bu kadar iyi yürekli ve iyimser olmasına gerek yok, bu hayat iyi niyetlilerin yaşayamayacağı kadar kötü bir yer. kimseye hak ettiğinden fazla değeri vermemesi gerekir. zamanla anlar ama umarım geç olmaz...
zirvede selamlaştık tanıştık kendisi ile ama tam olarak hatırlayamıyorum simasını. bildiğim tek şey esmer olduğu.* siz iyi bir insan diyorsanız iyidir elbet, zaten sözlükte kötü insan yok. ki zaten kötü insan yoktur kötü gören insan vardır.
aklı karışık erkeklerin kırılma noktasıdır. bir sinema filminde izlenmesi zevkli, fakat gerçek hayatta katlanılmaz ve de kasıntı bir karakterdir. o sarsılmaz ve de ulaşılmaz gizemli kadın imajı -daha önce de gizemli kadın başlığında bahsettiğim üzere- aşık olduktan sonra yıkılmakta ve sevgi pıtırcığı bir haşerata dönüşmektedir. acırım.
zirvede, bir köşede sessiz sedasız ve dalıp giderek oturan yazar. kalbi kırılmış belli. arkadaşlarını da üzdü dolayısıyla, üzülmesin yine de, gülümsesin kara bulutlara inadına.
--spoiler--
Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin
Yoksa ben nasıl yenilenirim hadi gülümse
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
iklim değişir akdeniz olur gülümse...
--spoiler--
çok özlediğim dişican. o değil de sürekli telefonlarda kalıp, nolduu biliyor musun deyişi var ya, ömre bedel insan..ha tabii benim de meraktan nasıldı zirveniz, yolculuğun nasıl geçti tarzı aramalarım da cabası..hatta o da değil de, iyi ki varsın sen yahu.. içinin güzelliği yüzüne yansımış ender insanlardan birisi işte..
geldiği günden itibaren beni kanser etmeye çalışan insan, en yakın zamanda ankara ya gelip annesine şikayetlerimi bildireceğim yavrukuşum.
aynı yatağı paylaştığım, yanından bir saniye bile ayrılmadığım ruh ikizi gibin bişi.
zirve boyunca beni taşımış olması utanma sebebimdir. gerçekten üzülerek söylüyorum bunu hayatımda ilk defa başıma böylesine kötü bir işin gelmesi gece boyun iğrenç kokuma dayanmış olması içten değil benim bile kendimden nefret ettiğim yeridir.
yanımdan ayrılması bir kanadımın yok olması gibi, gözlerindeki ışık her daim yansın.
az zamanda çok şeyler paylaştık, benim için yeri çok çok ayrı olan biri.
hayatında hakkına düşeni alamadığı belli ki beni de bu kadar etkiledi düşünceleri.
zaten bu dünya da seven insan hiçbir zaman hakkını alamaz, alsa da içinden geldiği gibi hakkına sahiplenemez çünki onu gözü gibi korur, bir güvercin misali elinden uçar gider. ya da sevgisinin hainliğine maruz kalır. işte marla singer da böyle biri. hakkından yazacak, anlatacak o kadar şey var ki ne benim ömrüm yeter bunları anlatmaya ne de bazılarının anlaması için kafa..
nickini pek bir beğendiğim kıskandığım yazardır kendileri. ayrıyetten koç burcu olmasına sebebiyetle kendime yakın bulduğum sevimli, şeker kişilik. ***
(bkz: sado)
harbi öyle. beni kızdıryor, karşılığında bin tane laf ediyorum. "niye kızayım ki?" deyip beni daha çok kızdırıyor. bir tek dün kızdı. içimin yağları nasıl eridi. bir bilsen sözlükçüm...