şu şekilde bir yazı kaleme almış, terminolojik ve etimolojik anlamda içi boş ve kulaktan dolma olduğu her halinden belli olan üslubuyla objektif olayım derken subjektifliğin doruklarına çıkmış ermeni asıllı yazar abimiz. bahsettiği tolerans ve yobazlık mevzusunda kendisine erzurum'da herhangi bir kahvehaneye "selam ben ermeniyim" diyerekten girmesini tavsiye ediyorum. allah senin gibi düşünenlerin müstahakını versin; senin gibi düşünmeyenleri var etsin, amin velhamdülillahi rabbil alemin el fatiha.
yildirim turker in dizeleriyle, "asktan olen abim." ve davut guloglu'nun sozleri dusuyor simdi payina, "n'oldi sana, n'oldi boyle? nerde o tas firin erkegi?"
Ekşi sözlükte autodafe nikiyle yazan kişi. Taraf'ın yeni yayın yönetmeni Markar Esayan'ın, internet fenomeni Ekşisözlük'te de TAKMA ADLA yazılar yazdığı ortaya çıktı.
Taraf gazetesi benim için önemliydi: Kayıtsız kalamadığım bir gazete olmuştu. Daha önce de yazdım...
Türk milliyetçisi değilim; vatanımı da halkımı da seviyorum; ama vatan ve halkını yüceleyerek siyaset yapmayı doğru bulmuyorum.
Taraf'ın yeni yayın yönetmeni Markar Esayan, benim standartlarıma göre 1915 'kindar'ı ve Türkiye'de Ermeni milliyetçiliği yapan bir isim...
Dikkat lütfen: Ermenistan milliyetçiliği değil, Ermeni milliyetçiliği - Esayan, bana her 'sözüyle' itici gelen bir tip; maalesef Taraf bitti benim için...
Kindarlık tipik bir Ermeni 'karakteri' ve Esayan da o tipikten hiç de uzak biri değil: Türkten nefret ederek Türkiye'de gazetecilik yapılabilir mi?
her fırsatta "kürt" realitesini görmezden gelip haksızca ittihat ve terakki cemiyetine giydiren devşirme liberal. ortada aranan bir ermeni kanı varsa kimin eline bulaştığı bellidir.
sürekli azınlıkların ezilmesi, yok edilmesi, ortadan kaldırılması, zulüme uğraması, mallarına el konulması ile ilgili yazılar yazan taraf köşe yazarı. bugünkü yazısında da etrafta kilise görememekten duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş bazı konuları aydınlatmaya ve hürriyet'e vurmaya çalışırken. hürriyet ile alıp veremediği şahsen beni ilgilendirmiyor ama kiliselerin 100 yıl önce alındığı gibi bugüne getirilmesini, sayıca hiç eksilmenelerini murad etmesi hiç de anlaşılır bir şey değil. insan biraz uluslaşma, millet olma, kurtuluş savaşı hikayeleri okur. bugün osmanlı'nın hakimiyetine karşı bağımsızlık savaşı verip sonra da ulus devlet haline gelerek osmanlı'nın çekilmesini sağlayan, camileri aynen olduğu gibi koruyan kaç millet var? biraz bu konuları araştırması lazım. fazla iyi niyetli ve aynı zamanda bir ütopyanın peşinde koşuyor sanki. dünyadaki konjüktürel gelişmeleri yok sayarak olmayan şeylerin savaşını vermesi hiç de anlaşılır durmuyor.
çok rahatsız edici bir yazı ile tekrar dönüş yapmış taraf yazarı.
"DTP de, PKK da temkinli. Savaştan herkes yoruldu. Ama aslanla aynı yatağa girerken dikkatli olmaya çalışıyorlar. Çünkü önerilen uzlaşma, barışma değil, kendi barışını dayatma. Kürtlere bunca yıldır kan kusturan zihniyetin özeleştirisi yapılmış değil çünkü. Kürt, Türke henüz eşit hale getirilmiş de değil. Dağlardan Ne mutlu Türküm Diyene; yazılarının silinmesi türünden öneriler sembolik olarak önemli, anlamlı. Ama devlet henüz vatandaşını ayıran, onlara eziyet eden ideolojisinden tövbe etmedi. Atılan adımların sadece bir makyaj mı, yoksa bu ideolojiden radikal bir kopuş mu olduğu konusu ise muğlak.
Lakin, devlette böyle radikal bir ayrışma beklerken, PKK ve Kürtler de şiddetin ağır yükünü paylaşmayarak, bu zihniyeti ülke ve dünya kamuoyu önünde yalnız ve çıplak bırakmak durumunda. Silahtan boşalan yeri, uygar dünyanın yücelttiği ve şiddetten çok daha etkili olan sivil itaatsizlikle doldurmalılar. Çünkü mazlum halkların, tıpkı Filistin sorununda olduğu gibi, güçlü ulus-devletler karşısında silahlı mücadele ile varabilecekleri bir zafer yok. Üstelik bu hem insani, hem de ahlaki değil. Sizi mağdur eden zihniyetle aynı yöntemleri kullanmak, süreç içerisinde güçlünün kazanmasını garanti etmek demek."
yazının bir bölümünde, "ermeniyi kıyar, kürdü kıyar" gibi bir ifade geçiyordu. bu noktadan hareketle kendisi bu "kıyım" kelimesi ile ne kasedilmiş çok merak içerisindeyim.