marka giyinmek

    8.
  1. prada giymektir.

    the devil wears prada filmini şeytan marka giyer olarak çeviren otoriteler sanırım prada ve markayı eş anlamlı varsaymışlar. açıklama yapma gereği duydum, mazallah silinir falan.
    4 ...
  2. 30.
  3. iş yerinde yaza merhaba partisi var. yaza neden merhaba diyoruz bunu hiç bilmiyoruz ama katılmak zorundayız. bu tür davetler yapıldığı an kadınlar arasında rekabet başlar. kim daha şık olacak? kim daha çok dikkat çekecek? kim tüm gözleri üzerinde toplayacak? onlarca saçma şey. tüm bunların saçma olduğunu bildiğim halde yusuf yusuf geziyorum. kadınsal saçmalıkları bir kadın olarak yaşamak zorundaymışım gibi davranıyorum. iş yerinden en yakın arkadaşı alıp çıkıyoruz alışverişe. bir sürü mağaza dolaşıyoruz ama istediği elbiseyi bulamıyor o, ben artık elbise alacağımı unutmuş onun peşinde geziyorum, öylesine telaşlı ki ben de onun için endişeliyim artık. ya istediği elbiseyi bulamazsa? ya diğer kadınlar onunla dalga geçerse?

    gelin gelin zi.cez sizi diye bas bas bağıran bir mağazayı gözüne kestiriyor. giriyoruz. kıza diyoruz böyle böyle bir durum var. bülent ersoy için tasarlandığını düşündüğüm elbiseleri gösteriyor bize. bir tanesi tavus kuşları için tasarlanmış. tasarımcısının ismini söylüyor sonra fiyatını. sonra onun farklı tasarımlarını gösteriyor, elbiseler bok gibi ama marka olunca özellikle zengin koçişkosundan dolayı isim yapmış biri tasarladıysa göze güzel geliyor, hiç olmazsa arkadaşım için durum bu. en basit kumaştan dikilmiş, yeşil ve tek özelliği şeyine kadar yırtmacı olan kıyafete yarı maaşını veriyor çıkıyoruz oradan. pazardan 30 tl gibi bir fiyata alacağımız elbiseye sırf marka olduğu için bi ton para veriyoruz.

    markaysa güzeldir, kalitelidir saçmalığı yüzünden o elbiseye verilen para hala içimi acıtıyor benim. çoğu geceler yastığa yüzüme bastırıp hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. mesela ben çok saçma bir markanın beyaz eşyalarını aldım çünkü en ucuzu oydu, 4 yıldır kullanıyorum, marka olmayan kıyafetlerimi de kullanıyorum yıllardır.

    aslında aynı kalitede ürünü sırf isminden dolayı daha pahalıya satmak, satabilmek işte bunlar hep.. çok acayip. bilmiyorum.
    3 ...
  4. 34.
  5. Marka dediğin kuru bir logodan ibaret ise bir halt değildir. Yalnız kalite giyim ne yazık ki markadan geÇmektedir.
    2 ...
  6. 32.
  7. Markalar sizi kendinize yabancılaştırır zira markayı çok önemserseniz marka da sizi kölesi yapar, sonunda kendisine benzetir.
    Sonra bir bakmışsınız markan yoksa hiçsin olmuşsunuz.
    Yani sözün özü;
    Giyinin ama kendiniz olun markanız ne olursa olsun...
    2 ...
  8. 9.
  9. 39.
  10. Esnaf mağazalarından giyinin, herkes kazansın. Size göklerden bakan adamları zengin ediyosunuz.
    2 ...
  11. 36.
  12. Kaliteli marka giyinmektir. Hugo boss gibi mesela.
    2 ...
  13. 15.
  14. vurmayın ölücek
    ya belkide sadece kaliteli oldukları için marka giyiniyordur. herkes sizinle aynı mantıkta olmak zorunda mı.
    belki giyenlerin mantığı "ucuza 10 tane alıcağıma kalitelisini alırım 1 kere alırım" dır.
    veya parası vardır seviyordur o markanın dizaynını, kalitesini.
    2 ...
  15. 2.
  16. ben insanım diyen hiç kimsenin asla yapmayacağı şeydir.marka giyinmeyi önemsiyen bütün insanların benim gözümde pok kadar değeri yoktur.paran ganide olsa dünyada o kadar perişan aç insan varken bir elbiseye o kadar para veren insanın bu dünyadaki değeri ne kadar olabilir ki zaten.
    3 ...
  17. 1.
  18. parayı baba kazanıyor zaten,
    bir kot pantolon levi's 150 lira, para benden çıkmıyor diyen insandır.
    cebinde para olmayan insana da varoş deyip, dışlar, sikine takmaz. cebindeki 10 lirayla ucuz bir kot giyer, sanki içine bakıp gerçek olup olmadığı anlaşılacak.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük