Bizim oralarda bi laf vardır "Mark Wahlberg is a god" diye.
Filmlerde oynamasına bile gerek yoktur, saatlerce kameraya doğru boş boş baksındır, kaslarıyla etrafta salınsındır, o bile yeterdir.
Biz bununla yetiniriz ama kendisi yetinmemiştir tabiki. Mükemmel filmlerde oynamış, her birinde ayrı ayrı oyunculuk dersi vermiştir.
Kamera karşısında büyüyen oyunculara dahil edilebilecek kadar genç yaşlardan beri beyaz perdededir. Aynı zamanda izlemediğim tek bir filmi bile yoktur, bu filmlerden de tescilleyip onayladığım üzere oynadığı her rolün hakkını kusursuz verir.
Her aktör gibi, kariyerinin bir döneminde senaryo gözetmeksizin şuursuzca pek çok filmde oynama hatasına düşse de bu filmler kötü müdür, hayır. Karizması ve oyunculuğuyla bahsi geçen filmleri tek başına sırtlamış, almış yürümüştür.
Mimiklerini çok iyi kullanır, çok karizmatik sesi vardır. Ayrıca insanın aklını kaşla göz arasına alıp bir daha asla geri vermeyecek bir vücuda sahiptir.
Yaşayan en klas aktörler sıralamasında ilk 10'a rahat girer. ilk 5'e bile girer. Rol aldığı filmlerin de kalitesi gittikçe artmaktadır aynı zamanda.
Kırmızı halıda, verdiği röpörtajlarda falan gördüğümüz üzere oturmasını kalkmasını bilen, centilmen, eğlenceli, samimi bir beyefendidir. En yakın zamanda kendisini elinde oscarıyla kameralara şirin şirin gülümserken görmek isteriz.
kendisini ilk olarak leonardo di caprio 'nun daha çocukken harikalar yarattığı the basketball diaries adlı filmde tanımıştım..henüz çocuk yaşta meşhur olanlardandır yani kendisi..uyuşturucu batağına saplanmış bir genci bana göre başarı ile canlandırmışıtır bu filmde..sadece di caprio'nun unutulmaz performansının yanında biraz sönük kalmıştır o kadar..
bir de pek çaktırmasa da hayvan gibi vücuda sahiptir kendisi..
