Yarım saat mesafede bulunan izmir ile arasında kültürel ve ekonomik anlamda ciddi farklar bulunan şehirdir. izmir ne kadar gelişmiş bir şehir ise Manisa da bir o kadar gelişmemiş, yeniliğe kapalı bir şehirdir.
bu şehri görünce direk uzaklaşın , delilerin bir numaralı şehri . havasına bulaştınız mı belirli bir süre psikolojik travmalar yaşayabilirsiniz. tek güzel yanı egemizin vazgeçilmezleri olan izmir'e veya denizli'ye gitmek için bir güzergah yolu olması. genelleme yapmak gibi olmasın ama ne insanını seviyorum , ne de havasını . şehir düzeni bu kadar berbat olan bir yer görmedim. gerçekten çok denedim , ama bu şehrin olumlu bir tarafını hala göremiyorum. izmir'in yan sanayisi , gelişmiş gibi gösterilen ama hala devasa bir köy niteliğine sahip ( hep insani hem mimari olarak) olan , çingenesi ve yobazı bol olan , esnafının çoğu yüzsüz ve bencil olan(iyileri tenzih ederek) , hala ana caddedenin ortasından at arabasıyla geçip giden insanları barındıran , kelimenin tam anlamıyla eğitimsiz insanları barındıran çok çok garip bir şehir. insanın mutluluğunu sömüren bir yer olarak görüyorum. sosyalleşme olanakları çok kısıtlı . zaten her yeri kıraathane dolu . ve oralar da beyni boş insanlar ile.
çarşıdaki yolda yürürken 10 dakika içinde rast geldiğim şeyleri söylüyorum :
1- yürürken yanından geçtiğim insanlar arasında türkçe konuşan duyamadım. evet ciddiyim. kimi kürtçe sallıyor , kimi arapça , kimi romanca . ne değişik tipler diyor insan.
2- dilenci bir çocuk bacağıma sarılma tutumuyla zorla benden para almaya çalıştı .
3- 10 adım ötedeki yaya geçidini kullanmak yerine daha gerisinden geçmeye çalışan teyze az daha çarpılıyordu .
4- yolun ortasından yürümek çok normalmiş gibi yürüyen gençler.
5- skyrim oynar gibi hissettiğiniz at arabaları olmazsa olmaz.
6- kahvenin dışarısında oturan dayıların sırf saçım uzun olduğu için göz tacizlerine maruz kaldım - bir erkek olarak- . boş insanlar.
7- yolların rezilliği sebebiyle iğrenç bir park ediş sistemi olması . resmen kaldırım yok .
Şehir merkezinin planı çok kötü olan, trafiği çok kötü olan, dar sokaklı ve istanbul’dan daha fazla park sorununun yaşandığı şehirdir. insanları da inanılmaz gösterişe meraklı ve görgüsüzdür. Bayramlarda kollarında 5 kg altın bilezikle gezen kadınlarından bunu anlayabilirsiniz. Şehir kültürünün olmadığı büyük bir köy olarak tanımlayabiliriz ki, şehir merkezinde de çiftçi kökenli ve tarımla uğraşan insanlar çoğunluktadır. Bu bakımdan sebzesi, meyvesi taze ve ucuzdur. izmir’e ve tatil yerlerine yakın olması dışında hiçbir avantajı olmayan geri kalmış bir şehirdir, ki zaten Manisalılar bile Manisa’da yaşamlarını devam ettirmezler. Büyük çoğunluğu izmir ve istanbul’a gitmiştir.
izmir’e bu kadar yakın olup, şehirleşme, insan profili ve kültür bakımından izmir ile uzaktan yakından alakası olmayan geri kalmış, gelişmemiş şehirdir. Tek olumlu yanı izmir’e ve tatil yerlerine yakın olmasıdır. Tabii bu söylediklerim şehir merkezi için geçerlidir. Uncubozköy ve Güzelyurt gibi mahalleleri şehir merkezine göre nispeten daha düzgündür. Tabi yine beklentinizi çok yüksek tutmayın.
izmir’e yakın olması dışında çok fazla bir avantajı olmayan gelişmemiş bir şehirdir. Büyükşehirler dahil birçok şehir gezdim. Trafiği ve park sorunu bu kadar rezalet olan bir şehir görmedim. izmir ne kadar modern ve gelişmişse, Manisa da o kadar gelişmemiştir.
Şehir dışındaki doğası ve şehir dışındaki mahalleleri(güzelyurt,uncubozköy) ne kadar düzenli,ferah ve güzelse; şehir merkezindeki mahalleleri bir o kadar kötü,düzensiz ve köy gibi olan şehirdir. Şehir merkezindeki trafik ve araba park yeri bulma sorunu tek kelime ile rezalettir. Trafik düzenlemesi tek kelime ile rezalettir. Şehir merkezi için konuşacak olursak Sokakları inanılmaz dar ve çok plansızdır. Her şehrin gelişmişlik seviyesi tahlil edilebiceceği gibi Manisa’nın da gelişmişlik seviyesi tahlil edilebilir ve çok net şu çıkarımda bulunulabilir ki Manisa şehir merkezi binalar, sokaklar,trafik ve planlama açısından büyük bir köyden farksızdır. Gelişmiş bir yer değildir. Yerlisi manisa dışına çok fazla çıkmadığı için Manisa’yı Türkiye’nin en güzel şehir zannedebilir, ama öyle değildir. insanına gelince çok kötü olmamakla beraber genellikle hayata bakış açıları oldukça sınırlıdır. Tek avantajı izmir’e ve tatil yerlerine yakın olmasıdır Manisa’nın. insanları ile ilgili iyi veya kötü denilemez ama şu rahatlıkla söylenebilir ki inanılmaz görgüsüz, rahatına düşkün ve gösterişe meraklılardır.
Ege'nin incisi izmir'e yarım saat mesafede olmasıyla izmir'in bir ilçesi gibidir. Kıbrıs, izmir ve Ayvalık'tan sonra en çok sevdiğim yerdir. Aslında izmir'den Manisa'ya taşınırken hiç istememişim izmir'den ayrılmayı. Fakat kardeşim Cbü besyo'yu kazanınca mecbur taşınıldı. Ben o sırada Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1. Sınıftım. Çanakkale'ye gelirken izmir'den gelmiştim; Ama yarıyıl tatiline kadar Manisa'ya taşınma işlemleri ailem tarafından tamamlandığı için, tatile Manisa'ya geldim. Manisa'ya alışıp alışmadığım konusuna gelirsek, sanırım ben hiçbir şehre alışmadım; Alıştığım tek şey, oradan oraya yer değiştirmek. Nereye gidersem orayı seven bir insan olduğum için, Manisa'yı da seviyorum. Çevreci Tarzan'ı, Doğa harikası Spil Dağı, Ağlayan Kaya Niobe'si, Anemon Lalesi, Mesir'i, üzümü, doğası, tarihi, güzel insanları ve her şeyiyle güzel bir şehir... Şehzadeler Şehri Manisa...
Şehir merkezinde arabayla şehrin bir ucundan diğer ucuna gitmek 5 dakika sürüyor. Ama arabayı park edecek yer bulmak yarım saat sürüyor. Park yeri açısından bu kadar sıkıntılı ve bu kadar düzensiz bir şehir görmedim. Tek kelimeyle “rezalet”.
öğretmenevindeki görevli memur bağyana burdan selamlar. geldim, bir oda lütfen dedim. yer yok dedi. bir daha bakın isterseniz dedim. ardından 308 nolu oda, anahtarı verdi.
olayı delillendirebilsem şikayet edecektim, gel gör ki şahit yoktu.
diyeceğim, sonunda g*t olacağınız yalanları söylemeyin.
