Şehir merkezinin planı çok kötü olan, trafiği çok kötü olan, dar sokaklı ve istanbul’dan daha fazla park sorununun yaşandığı şehirdir. insanları da inanılmaz gösterişe meraklı ve görgüsüzdür. Bayramlarda kollarında 5 kg altın bilezikle gezen kadınlarından bunu anlayabilirsiniz. Şehir kültürünün olmadığı büyük bir köy olarak tanımlayabiliriz ki, şehir merkezinde de çiftçi kökenli ve tarımla uğraşan insanlar çoğunluktadır. Bu bakımdan sebzesi, meyvesi taze ve ucuzdur. izmir’e ve tatil yerlerine yakın olması dışında hiçbir avantajı olmayan geri kalmış bir şehirdir, ki zaten Manisalılar bile Manisa’da yaşamlarını devam ettirmezler. Büyük çoğunluğu izmir ve istanbul’a gitmiştir.
bu şehri görünce direk uzaklaşın , delilerin bir numaralı şehri . havasına bulaştınız mı belirli bir süre psikolojik travmalar yaşayabilirsiniz. tek güzel yanı egemizin vazgeçilmezleri olan izmir'e veya denizli'ye gitmek için bir güzergah yolu olması. genelleme yapmak gibi olmasın ama ne insanını seviyorum , ne de havasını . şehir düzeni bu kadar berbat olan bir yer görmedim. gerçekten çok denedim , ama bu şehrin olumlu bir tarafını hala göremiyorum. izmir'in yan sanayisi , gelişmiş gibi gösterilen ama hala devasa bir köy niteliğine sahip ( hep insani hem mimari olarak) olan , çingenesi ve yobazı bol olan , esnafının çoğu yüzsüz ve bencil olan(iyileri tenzih ederek) , hala ana caddedenin ortasından at arabasıyla geçip giden insanları barındıran , kelimenin tam anlamıyla eğitimsiz insanları barındıran çok çok garip bir şehir. insanın mutluluğunu sömüren bir yer olarak görüyorum. sosyalleşme olanakları çok kısıtlı . zaten her yeri kıraathane dolu . ve oralar da beyni boş insanlar ile.
çarşıdaki yolda yürürken 10 dakika içinde rast geldiğim şeyleri söylüyorum :
1- yürürken yanından geçtiğim insanlar arasında türkçe konuşan duyamadım. evet ciddiyim. kimi kürtçe sallıyor , kimi arapça , kimi romanca . ne değişik tipler diyor insan.
2- dilenci bir çocuk bacağıma sarılma tutumuyla zorla benden para almaya çalıştı .
3- 10 adım ötedeki yaya geçidini kullanmak yerine daha gerisinden geçmeye çalışan teyze az daha çarpılıyordu .
4- yolun ortasından yürümek çok normalmiş gibi yürüyen gençler.
5- skyrim oynar gibi hissettiğiniz at arabaları olmazsa olmaz.
6- kahvenin dışarısında oturan dayıların sırf saçım uzun olduğu için göz tacizlerine maruz kaldım - bir erkek olarak- . boş insanlar.
7- yolların rezilliği sebebiyle iğrenç bir park ediş sistemi olması . resmen kaldırım yok .
Yarım saat mesafede bulunan izmir ile arasında kültürel ve ekonomik anlamda ciddi farklar bulunan şehirdir. izmir ne kadar gelişmiş bir şehir ise Manisa da bir o kadar gelişmemiş, yeniliğe kapalı bir şehirdir.
Kültürel ve şehir planlanması bakımından baya geri kalmış bir şehirdir. Aldığı göçler ile bir Kürt şehri olma yolunda ilerlemektedir. Şehrin yerlileri izmir, istanbul’a yerleşmekte; onların yerine ise Kürtler gelmektedir. izmir’e ve tatil beldelerine yakın olması dışında hiçbir avantajı olmayan, oldukça sıkıcı ve sorunlu bir şehir merkezine sahiptir. Bu kadar geniş ve düz bir alana sahip olup, bu kadar dar bir alana sıkıştırılan bir şehir daha yoktur. Artık büyükşehir olarak kabul edilmesine rağmen, şehir olmak ile bile uzaktan yakından alakası yoktur.
bu şehrin tek güzel yanı izmir'e yakın olması sanırım. Onun dışında vasat bir her. buranın yerlisi bile kendi şehrinden tiksiniyor hahahah.
(bkz: çingeneler şehri)
izmire giderken görmüştüm. Hatta geçerken "madem izmire 40 km ne diye il yapmışlar ki burayı" diye homurdanmıştım. Elbette vardır bir bildikleri ama tuhaf.
Belki nüfus ve yüzölçümü açısından “il” olarak kabul edilebilir ama asla bir “şehir” olamayacak, “şehir kültürü” olmayan kasabadır. Çünkü merkezinde köy sayısı çok fazladır, merkezinde oturan kesim genellikle kürtler ve Manisa’nın köylerinden gelen, eğitim seviyesi oldukça düşük insanlardır. Genellikle bunların erkeklerinin en büyük hobileri kıraathanelerde oturup çay içmektir. Sanayiinin ve izmir’in ucuz iş gücü Manisa’dan karşılanmaktadır. Bu arada belki de Türkiye’nin metrekare başına en fazla kıraathane düşen şehri Manisa’dır.
Halk Otobüslerinin hala neden ufacık olduğunu anlayamadığım sözde büyükşehir. Ulan bir de kırmızı elektrikli otobüsün okadar reklamını yaptılar, bir tanecik var sadece. Cidden garip bir yersin manisa.
Bir gaflete dusup ne var su manisada gidip bi goreyim diye geldigim hic biyer olmadigini fark ettigimde cok gec olmus olan ilimiz. Tek ozelligi izmire yakin olmasidir. Gordugum kadariyla asosyal bir sehir takilacak mekanda yok.