isveçli yazar stieg larsson'un millenium serisinin ilk kitabı. yazarın ölümünün hemen öncesinde tamamlanan üçleme isveç'te en çok satanlar listesinde uzun süre kalmıştır.
ayrıca 2009 yılında danimarkalı yönetmen niels arden oplev tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır.
çok başarılı olan millenium üçlemesinin ilk kitabı. tabi stieg larsson ölmeseydi söylenenlere göre o seri üçleme değil onlama olacaktı. çok acayip karakterler, çok acayip bir kurgu ve çok acayip bir olay tüm bunlar o kadar güzel harmanlanmış ki kitabı( hatta tüm seriyi) bırakamadan okuyorsunuz. isveçteki filmin ardından bir de david fincher tarafından çok iyi bir hollywood uyarlaması çekilmiştir. ilk fırsatta gidip izlenesi.
iyi kurgulanmış olay konusu iyi işlenmiş stieg larsson kitabı.
perşembe günü öğlen saat 4'te alıp, bir solukta 650 sayfayı sabahın ilk ışıklarına kadar; yalnızca tuvalet, sigara, kahve üçlüsü ile bitirdim. ikinci kitaba ise yeni başlamama rağmen ilkine göre daha iyi olduğunu anladım. alınıp okunması gerekir. ilki de, ikincisi de. daha üçüncü seriye geçmemiş olmama rağmen araştırmalarım sonucunda bir efsane olarak kıyıda köşede 4. serisi duruyormuş.
kitabını an itibari ile bitirmiş birisi olarak diyebilirimki
kitap oldukça güzel ama saçmalıkları da var.
--spoiler--
-harriet mal mıdır ki her sene kurutulmuş çiçek yolluyorda yanına 2 satır not iliştirmiyor?martinin öğrenmesinden endişeleniyorsa adam gibi notunda belirtebilir.
-harriet mal mıdır ki dedesine durumu anlatmıyor. en azından yaşadığını bildirmiyor?
-kurutulmuş çiçek çerçevelerinde parmak izi olmadığından bahsediliyordu. neden yok? madem hayatta olduğunı anlatmak istiyorda parmak izi detayı da neyin nesidir?
-dövmeli kızımızın yetenekleri abartılmış. süper girl değil bu. tek başına elini kolunu sallaya sallaya tek damla ter dökmeden devasa şirketlerin ana bilgisayarını çökertecek ha? oldu. adamın götündan kan alırlar kamil , kan!
+kutsal ayetlerle ilgili şifrenin çözüldüğü yerde şöyle bir silkinip kendime geldim. kitabın boyutu değişti resmen.
+dedektiflik olayı iyi örselenmiş.tatmin edici bir dedektiflik olayı.
-harriet in olduğu resimdeki resim çeken elemanı bulması saçmalıktan başka birşey değildi. oha yani. az yavaş...
--spoiler--
milenyum üçlemesinin ilk kitabı. stieg larsson üçlemeyi yazdıktan sonra 2004 yılında ölünce kıymete binmiş gözüküyor.
kitabını okumak için almışken, benim gibi tesadüfen filmini seyredenler için ilginç bir polisiye-gerilim filmi olmuş. filmin ikinci yarısındaki ateşli bir sahneye kadar ejderha dövmeli kız hangisi acaba diye kafa yordum boş yere. sanırım bu da kitabın isminin türkçe' ye hayli ilginç çevrilmiş olmasından kaynaklı. ama doğrusu film daha iyi olabilirdi.
okurken elden bırakılmayan, gün içerisinde tüm işin gücün arasında aklı kitapta bırakan güzel bir yapıttır.
sürükleyici olduğu gibi merak da uyandırır. millenium serisinin ilk kitabıdır.
kitap kesinlikle şu ana kadar okuduğum en iyi polisiye-gerilim. her şeyden önce kitabın içinde hissediyorsunuz kendinizi. tess gerritsen'den daha gerçekçi karakterler yakalayan bir yazar daha keşfettim. karakterlerin psikolojisinin derinine ustalıkla inilmiş. suçluyu son ana kadar bulamamam yönünden de gizemliydi. keşke yazarı ölmeseydi de 9 kitaplık bir serinin hepsini okuyabilseydik.
kitabı alıp aylarca sonra okurum nasılsa dedikten sonra aniden filmini izleyerek hepten şaşırmama sebep olan kitap. filmi kitaba aktarsalardı aradaki kopuklukları saymakla bitmezdi ayrıca filmin isveç diliyle yayınlanmış olması da ilginç olmuş. hapse girmek üzere olan gazeteci mikael blomkvist ile ona yardım eden gizemli, asosyal, uyumsuz, dövmeli hacker kız lisbeth salander, kırk yıl önce ortadan kaybolan harriet vanger'in izini sürerken bir dizi cinayeti açığa çıkarır üstelik katil aileden biridir ve filmin sonunda hiç umulmadık bir sürpriz olur. ayrıca esas oğlan fena halde yiğit özşener'e benzemektedir izlerken her defasında gözümde o canlandı durdu.
hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biri. kapaktaki kızın omzunun seksiliği bir yana, ana karakterin marjinalliği beni benden aldı. o avukatın göbeğine yaptığı dövme ise en vurucu noktasıydı. kendine tecavüz ederek ruhunda kapanmayan bir yara bırakmanın en güzel cezası belki de ,ruhsuz bir adamın ruhen acı çekmeyeceğini varsayarsak, vücuduna silinmeyecek bir ben bir domuzum pezevengim yazmaktı.
ilk 50 sayfası çok karışık geldi tabi uyuşuk kafayla dikkate almadan okursam..sonra yani 51.sayfasından itibaren ne olduğunu anlamadım ve her şey artık çok geçti kitap açılmış 100lere doğru ilerlenebilmişti.artık bırakmak ne mümkün.geceye kadar kuru ekmek ,su bir sandalye okumaya mahkumdum.
amacım abartmak değil.sakin ve müthiş kurgulu bir eser ,okunmaya değer .
ejderha dövmeli kız olarak türkçe isme sahip kitap. aynı isimle çekilmiş müthiş bir de film vardır.
--spoiler--
kitabı okumadım ama filmi izledim, çok iyi bir kurguya sahip. zaten yorumlardan kitap uyarlamaları arasında en iyilerinden diyor. hollywood içine etmemiş olması sevindirici. ana dilinde izlemek lazım.
--spoiler--
notum : 8/10
sabahtan akşama kadar okuyup bitirdiğim, daha ilk başlarda sonunu okumamak için direndiğim harika kitap. Maalesef yazarı kitabının başarısını görememiştir.
stieg larsson'un müthiş zevkli macera, polisiye türünde kitabı. okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamanız mümkün değil. millenium serisinin birinci kitabıdır. ikinci kitabı ise ateşle oynayan kız. en az birincisi kadar sürükleyici kitap. üçüncüsünün çıkmasını heyecanla bekliyorum. Yazarı genç yaşta ölmüştür. isveçlidir. gazeteci kökenlidir.