83'lülerin okuduğu dönemde, (Yani okulun 2. mezunlarının)
1) cenk arkadaşımız eşliğinde, sıralar yerlere vurulup ritim yakalanarak hoca gelene kadar tüm sınıfça bağıra çağıra söylenen "aman mualla" (grup vitamin) şarkısı hala aklıma gelir ve gülümserim.
2) hocaların tavanda anlam veremediği ayak izlerinin nasıl yapıldığını görmüş olmak ayrı bir olaydı.
3) tahtada konuşanlar listesine hocanın adını yazıp 3 çarpı koyan bi arkadaşımız vardı
4) edebiyat öğretmenimize 1 nisan şakası olarak, öğretmen masasını 180 derece çevirerek dizlerini masaya vurup düşmesini sağlayan bir arkadaş vardı
5) sözlüye kalkan arkadaşlarının altına iğneli silgi koyan biri vardı, hala kim olduğu çözülemedi
6) öğretmen yoklama yaparken serdar diye bi arkadaş sıranın altına saklanırdı, hoca sınıfı sayarken 1 eksik, yoklamayı sayarken 1 fazla çıkardı, çözemezdi
7) 2 sınıf arasındaki maçta çıkan kavgaya, sınıf hocaları da dahil olmuş birbirlerine vurmuşlardır
8) güvenlik kapıdan geçirmezdi, ama kapının üzerinden atlamaya laf etmezdi
9) müdürümüz beni keçi sakal ile yakalayınca soğuk su ve permatik ile traş olmaya zorlamış, yüzümdeki kesikleri gören sınıfın sakallı diğer delikanlıları bi arkadaştan buldukları traş makinasıyla traş olmuştur.
10) müdür yardımcısı, (lise sondayken) okuldaki 4 yaş küçük bir kızla çıktığım için bana "oğlum o kız daha çocuk, ben sana dışarıdan çok güzel kızlar bulurum ayrıl ondan" demişti, canım hocam, çok severdim.
11) dönemimizde vefat eden 2 öğrenci ve 1 öğretmen anısına bahçesindeki çiçekliklere onların adını vermiştir.
12) bahçede ağaç yokken, hepsini kendi ellerimizle bizler diktik
13) çatıdan damlayan su ile şişen spor salonundaki parkelerin üzerine çıkıp her seferinde "salon hamile kalmış" diye bağıran bir arkadaş vardı
14) reyhan hoca gibi tarihi film izletir gibi anlatan mükemmel bir hocaya sahip olma şansı yakalamıştık.
15) coğrafyacı hale hocamızın oğlunun maçı bizim spor salonunda diye tüm okul çocuğu desteklemiş, ders zili çalınca "hale bize 5 ve 5 ver" diye tezahürat yapmıştır.
15) kötü kedi şerafettin tşörtü ile, beden eğitimi dersine giren çocuk vardı (beden hocamızın adı şerafettin di)
16) okul basket takımında olmama rağmen bana basketten 3 veren neşe hocamız vardı
17) okula ilk asfalt döküldüğünde (topraktı) kimseyi dışarı çıkarmamışlardı. müzik odası camından atlayan akıllılar erimiş ayakkabı altları ve ateş gibi ayaklarla ile içeri geri girmiş arkadaşlar vardı
18) spor salonu merdivenlerinde bulunan sporcu resmini alıp imam kılığında yeşil örtülü okul sırası taşımış ve namazını kılmış arkadaşlar vardı
19) fen dersinde herkesin bir sebze getirmesinin istenmesinin ardından, ertesi gün sebze getirmeyi unutanların, bi arkadaşın keşfettiği yan bahçedeki ekili soğanları çaldığı, sınıfa soğan kokusundan girilmediği bir gün vardı.
hayata gözlerimi açmamı sağlayan eğitim kurumu. 7 senemi dirsek çürüterek, kalorifere yaslanarak, öğle tatilinde çimenlerine uzanıp 40 dakkada bronzlaşarak geçirdiğim, duvar üstü tel örgü onun da üstü dikenli tellerden geçmeye çalışarak kaçiyim derken farkında olmadan triatlon antrenmanı yapmamızı sağlayan, ingilizce bilmeyen hatta türkçe cümle kurmaktan aciz ingilizce hocalarına sahip okul. bkz: alttaki dialog
fatma nur çelebi (hoca vasıflı kişi) :sanırım üzgünüm ama artık bu top benim olmanın zamanı geldi.
bir başka örnek: bu okul aynı zamanda hayal gücü sonsuz müdür yardımcılarına da sahiptir. bkz: alttaki dialog
sezai (hayalperest müdür yardımcısı) : oğlum benim bir öğrencim vardı, günde 10.000(yazıyla on bin) soru çözerdi, şimdi boğaziçi ingilizce tıpta. *
bu okul farkında olmadan kendi efsanelerini yaratmıştır...
(bkz: sezai quoteları)
sağcısı solcusu birbirini bıçaklar, sonra ertesi gün kutu kolayla drawdan beyzbol oynardı...
hatta birinin kulağını bile kesmişlerdi böyle kantine giden merdivenler kan izi doluydu...
kravat takmayan kız ve erkeklerin törenden sonra numaraları alınırdı.yazın aylarında kızların kısa çorap giymesi imam hatip mezunu müdür tarafından yasaklanmıştı.
(bkz: maltepe anadolu liseli kızların mayıs haziran aylarındaki pişik sorunu)
yıllar önce mezun oldum, yıllığımı aldım, kapısından çıktım.ve bir daha dönüp arkama bile bakmadım.
liseye gitmeden önce her yerde okurduk "lise anıları unutulmaz", "lisedeki arkadaşlar unutulmaz", "lisedeki hocalar unutulmaz" diye. bırakın diplomayı her hafta cuma gününü bekler oldum. hocaları, müdürleri, müdür yardımcılarıyla sizi hayattan soyutlamak adına her şeyin düşünüldüğü f tipi cezaevi. tosuncukların hüküm sürdüğü (müdür saolsun), hocaların egolarının samanyoluna taştığı, moda felaketi üniforma kreasyonunun var olduğu ve bu kafayla devam ederse de böyle devam edeceği oluşum.
eğer tercih yapan arkadaşlar bu paragrafları okurlarsa bas bas bağırıyorum onlara; kesinlikle bu okula girmeyn. kasın 3 5 puan yüksek yapın köy hizmetlerinde okuyun paşa paşa.
şu okuldan memnuniyetle hatırladığım tek şey oynadığım tiyatrodur (bkz: murtaza) onun da tek sebebi derslere girmemem hocaların kaprisini çekmememdir.
3sene oldu okul bozuntusundan gideli ve rehabilitasyonumu kısa sürede tamamladım. artık yanından bile geçmiyorum.
Amacı sadece eğitim, öğretim olan; araçları amaç haline getirme hatasına düşmeyen, mütevazi eğitim yuvasıdır. Daha fazlasını arayanları hayal kırıklığına uğratmak konusunda son derece yeteneklidir.