Karşı komşum buralı. Her kapıyı açtığımızda bambaşka bir şey getirmiş oluyor. Az önce bir mercimek köftesi getirdi. Az önce dediğim 2 dakika falan önce. Kapıyı kapattığım an koca tabak bitti. Geçenlerde de fasülye yaprağından muhteşem bir yemek getirmişti.
Nasıl bu kadar güzel yemek yapar iki insan? Eşi de Mardinli. Adam da inanılmaz lezzetli şeyler yapıyor. Allah’a şirk koşmak gibi olmasın da yaratılan böyle lezzetli değil ya.
şehrin elit, eğitimli yerli kesiminin adana, Gaziantep gibi şehirlere göç etmiş olmasına ve Bingöl ile Tunceli'den yoğun göç almasına rağmen halen güzel şehirdir.
güneydoğu ve doğu Anadolu kapsamında yaşanası şehirler;
1-gaziantep,
2-malatya,
3-elazığ,
4-diyarbakır,
5-van,
6-erzurum (iklimi karasal değil, sert karasal ve bu gelişmesini engelliyor).
Güzelliği ve medeniyetiyle insanın aklını başından alan, doğunun incisi lakabının hakkını veren, gerek havasıyla gerek suyuyla gerekse de şahane insanlarıyla cennetten bir köşe olan memleketim.
Çok adam çıkarmış bir şehrimizdir ismet inönü, kemal sunal, ilyas salman, erdal inönü, eşref bitlis... ve daha bir sürü kahraman, sanatçı ve işadamı. Ha o kayısı değil gülüm mışmış.
insanların birbirini ayırmadığı, halkı cana yakın insanlardan oluşan ekseriyetle bulgur tüketilen ve iki insan arası diyaloğun mutlaka kayısı fiyatlarında bittiği şehirdir.
Kayısı şeklindeki atm'si ve kutlu ismet paşa heykeli ile tam bir turisçeker iken kanalboyu ile de taçlı bir gelindir.
Tek olumsuz yönü el*zığ denen ilçemsi ile komşu olmasıdır.
400 yıl boyunca atalarımın acısıyla tatlısıyla ömür tükettiği şehir kah arguvan da kah besni de kah doğanşehir de koyun peşinde mışmış altında yaşayıp gitmişiz.
Kayısı yemeden de kayısıya doyabileceğiniz şehir. Her yerde kayısı muhabbeti. Ben kayısıdan hoşlanmadığım için beni hayli rahatsız ediyor fakat yapacak bir şeyim yok. Kayısı şeklindeki atm ve kayısı festivali gibi unsurları da birer reklam aracı olarak kabul edip olumlamayı deneyeceğim.