aslında güzel olan ama şehir dışında okumayı çok fazla isteyen bünyem bu şehre hapsolduğu için gözümde dört duvardan öteye gidemeyen şehirdir. paşaköşkünde yaşamak güzel ama yine de ömrümü bu memlekette sonlandırmak istemiyorum sözlük.
edit: eğer malatya da ölürsem biliniz ki gözümm açık gitmişim!
Malatya... canım memleketim. insanı, havası, kayısısı, kirazı, ilçeleri ne kadar güzeldir. Bunu gerçekten Malatyalı olduğum için söylemiyorum. Malatya` da yaşadığım seneler içerisinde
bir kere olsun zorluk çekmedim. Zaten zorluk çekseydim okullarımı burada okumazdım başka illere geçerdim. herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmamamın en büyük nedeni insanlarının
sevgi dolu, sıcak, anlayışlı, sağduyulu olmasıdır. Halbuki aynı ülkede olmasına rağmen izmir
,istanbul, Ankara gibi büyük şehirlerin insanları son derece soğuk, anlayışsız, bencil insanlardır. Tabi ki tüm insanları soğuk değildir ama büyük bir çoğunluğu ne yazık ki soğuk insanlardır. Malatyada ayağınıza bir taş takılıp düşseniz yediden yetmişe hepsi size yardım etmek ister ve kontrollü yapar çünkü çevreye karşı duyarlıdır memleketimin insanı. Aynı şey bir batı ilinde olsa şanslıysanız sadece birkaç kişi size yardımda bulunur. Malatya nın daha çok güzel özellikleri vardır. Mesela çoğunun sesi güzeldir korolar çarpışıyor yarışmasından hatırlarsınız, cumhurbaşkanı çıkartmıştır, Kemal Sunal, Kenan Işık gibi birçok sanatçı çıkarmıştır. Doğu illerine bakarsak suç oranı en az olan, en yaşanabilir, en kültürlü il, en başarılı çoğu sene Malatyadır. Bu yüzden Malatyaya çamur atmak ve kötülemek için bayağı büyük bir çaba göstermeniz gerekir bu yüzden bence fazla uğraşmayın Malatya Türkiye nin incisidir bunu böyle kabul edin.
burada yaşayan insanlar görünüm itibariyle ve kızıyla erkeğiyle çok çirkinler. Ulan bi tane güzel insan görülmez mi koca şehirde. Pardon koca şehir tabiri biraz fazla kaçtı gibi sonuçta büyükşehir bile değil.
birkaç saât sonra kalkacak uçakla gideceğim, çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdiğim il. işin boktan yanı çocukluğumu geçirdiğim mahalleyi yıkmış a.q. belediyesi.
doğunun parisi diye adlandırılan sevimsiz bir il. elazığlılarla kendi aralarında düşmanken büyük şehirlerde kanka olurlar. şehirde şuan malatya park adında bir avm vardır. herkes oradan alışveriş yapar oradan yemek yer. ayrıca esnaf çoğunlukta olduğu için yoksulluk oranının az olduğu, çoğu esnafın 2 arabasının olduğu ve lüks olanı garajda bırakıp orta fiyatlı olanını kullandığını gördüğüm, bahar aylarında kayısılar donmasın diye dua edilen, inönü üniversitesi sayesinde bu kadar geliştiğine inandığım yarı muhafazakar il. ayrıca büyük şehir olmasına ramak kaldı.
bu aralar meşhur olan paylaşımdır aslında malatyayı özetleyen.
--spoiler--
malatya kardeşliktir...
bize gidelimdir, bizde yiyelimdir, bizde kalalımdır.
bende para var oğlum sen geldir.
beraber dayak yeyip, kahkahalarla seneler boyu hatırlamaktır.
sevgidir malatya...
izmir'li, istanbul'lu gibi denizini-boğazını değil, sebepsiz yere seversin malatya'yı...
tıpkı anneni sever gibi karşılık beklemeden.
annelerin oğullarını gönderirken dikkatli ol oğlum değil de
kimseye bulaşma oğlum dediği yerdir malatya.
yanında kız arkadaşı var boşverdir malatya...
işte bu yüzdendir ki;
sizin orada dost dediklerinize,
biz malatya'da gardaş deriz.
--spoiler--
doğduğum büyüdüğüm yazları hariç 18 yıl boyunca yaşadığım (anne tarafı tokat/turhallı olunca her yaz orada ikamet ederdik.) memleketim. dünya kayısı başkenti, doğunun parisi, doğunun kaplanları (bkz: malatyaspor) gibi unvanlara sahiptir. nüfüsu 2010 sayımına göre 480 bindir. plaka kodu 44'tür. kayısı ile ünlü olmasına rağmen yeşilyurt ilçesindeki kirazda şehirde önemli bir yer tutar. bunun yanında iplik, tekstil ve dokuma fabrikalarıda şehrin ekonomisinde önemli yer tutar. (bkz: taha tekstil lc waikiki) suyu birçok ilinkine çok daha içimli ve güzeldir. en büyük caddesi asıl adı atatürk caddesi olan kışla caddesidir. burası çarşının girişini ve merkezi oluşturur. buranın devamında kapalı çarşıdan itibaren inönü caddesi başlar. 2.ordu komutanlığı bu şehirdedir. şehrin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez çok geniş bir insan yelpazesine sahiptir.
(bkz: en akıllımız cumhubaşkanı oldu en delimiz papayı vurdu)
emekli olduğum zaman yaşayacağım şehirdir. kayısısıyla meşhurdur ama her ilçesinde ayrı bir meyve yetişir. yeşilyurt'un kirazı mesela. insanları çok sevecen cana yakındır. trafiği baya kötüdür ama bu tamamen yeteneksiz belediye başkanlarından kaynaklanmaktadır. elazığ'la tatlı bir mücadelesi vardır kendi içlerinde ama gurbette bir elazığlı bulsa hemşehrim diye boyunlarına sarılırlar.
eğer oradaysanız ve bu entryi okuyorsanız, geri dönün zira yaşanılması zor bir yer. gezsen gezecek yer yok. hava almak istesen ya gaspçısı ya tinercisi kol gezer, 1 liralık çayı parlaksanız 5 liraya içirirler.
Hayatımda ilk kez ve bir sürü korkuyla gidip şok olduğum, çok beğendiğim şehir. Batıda yaşamış insanların gözünde bir doğu şehri olarak hiç bir cazibesi olmayan, batıdaki küçük şehirleri düşünüp de oradaki kimbilir nasıl küçük, nasıl köhnedir diye düşünmeye sebep olan bir şehir. Ama gitmeden önce.
Malatya kocaman bir çarşıya sahip, upuzun ve sağlı sollu mağazaların olduğu bir cadde ile şehir merkezinde ağzını açık bırakıyor insanın. Sonra kaldığınız günler boyunca gezmeye devam ettikçe görüyorsunuz ki "kanalboyu" denen caddesi bulunmakta ve insanı bir kez daha şaşırtmakta. Bir de alışveriş merkezi yapmışlar Malatyapark adında, istanbul'daki bir çok alışveriş merkezinden büyük.
Yemekleri süper, fiyatları fazlasıyla uygun, evde yemek yapsam daha pahalıya patlardı valla. Hazır oraya gitmişken Elazığ'daki tarihi yerlere ve Nemrut dağına da gitmeden olmaz dedik. Elazığ ve Adıyaman, Malatya'nın yanında köy gibi kalsa da, Harput kalesi ve Nemrut dağı görülmelik.
Gideceklere tavsiye, doğu şehri deyince aklıma gelenleri tümden değiştiren şehirdir Malatya.