bugün

milli savunma bakanlığı'na bağlı bir kamu iktisadi teşekkülü.
(bkz: mke ankaragücü)
tüm devlet kurumlarının metal hurdasını alan kuruluş.
çankırı'da da bir fabrikası olan ankara merkezli kurum.
(bkz: mke) şeklinde kısaltması vardır. eğer ruhsatlı silahınız varsa devletin verdiği mermilerin kabında bu kurumun mke'li logosu bulunur. devletin silah, mermi, cephane ihtiyacını büyük ölçüde karşılayan kurum.
kırıkkale fabrikasında yangın çıkmış kurumdur. umuyoruz can kayıbı yoktur.
http://www.sabah.com.tr/h...4E4A81C67D2090A43445.html
son 7 yılda 100.000'e yakın silahı türk insanının eline veren kurum. 207 milyon tl kazanç yapmış.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25026068/

birisi barış ve kardeşlik mi demişti?
Eski bir radyonun pil kutusunu açmamla zamanında pil ürettiklerini de hatırladığım kurum. şu an varolmayan antalya pil fabrikalarında zamanında o kadar kaliteli piller üretmişlerdir ki piller 23 sene boyunca akmadan günümüze kadar gelmiştir.

(bkz: Mke antalya pil fabrikası)
ama malesef ürettiği silahlar dünya çapında kalitesizlikleriyle bilinir. norveç e satılan mg-3 silahları ağır eleştiri konusu olmuştur . malesef 5000 kişi açlıştırmasına rağmen politikacı çiftliği muamelesi gören bir hali vardır.
ankaragücünün ebedi sponsoru.
kırıkkale şehrinin varoluş sebebidir. bu kuruma ait mühimmat, top, çelik, silah, pirinç ve barut fabrikaları ile hurda işletmesi şehrin hemen güneyinde hayvani büyüklükte bir arazinin içinde bulunur. Mühimmat komutanlığı da buradadır. ayrıca ankara gazi'de fişek, kayaş'ta kapsül ve elmadağ'da roket fabrikaları ile çankırı'da da bir silah fabrikası vardır. kırıkkale'deki fabrikalar bir zamanlar 20 000 işçi çalıştırırken zamanımızda işçi sayısı 3500'e düşmüştür.
adındaki imla hatası gözlerden kaçmamaktadır.
silah satışını gavur parası üzerinden yapan güya milli devlet fabrikaları .
derhal ankaragücü üzerindeki, ellerinden alınan haklarını geri almalı ve bu kötü gidişata bir son vermesi gereken imalat- harbiye'nin devamı büyük kuruluş.
silah ihracatının 2011 yılı itibariyle 29 ülkeye 165 milyon lira ile en karlısını yapmıştır. en çok suudilere silah satmıştır. aralarında isviçre ve amerika da bulunur.
Yıllar süren geleneği bozulmamış, başına yine emekli bir paşa geçmiştir. Ancak bu seferki general değil amiraldir.
akıllara direkt ankaragücünü getiren kurum.
devlet kurumu olarak ısrarla imla hatasını devam ettiren kuruluş.
doğrusu makine kimya endüstrisi kurumu dur.
tutuklanan genel müdürünün götüne mpt-76 sokmalarını temenni ettiğim kurum.
müdürü, aBD’de silah fabrikası bulunan Türk iş adamına MP-5 ve MPT-76 marka silahların çizim ve üretim planlarını satarken suçüstü yakalandığı kurumdur.

http://www.hurriyet.com.t...aylar_ankarayerelhaberler
Devletin üstüne düşmesi gerekiyor büyük bir rezalet söz konusu.
şurası neresi?
görsel

kırklareli'nin demirköy bulunan demirköy dökümhanesi...
görsel

burası osmanlı kayıtlarında "samakocuk dökümhane-i amiresi" olarak geçer.

1451 yılında fatih sultan mehmet tarafından inşa edilen bu dökümhane, 1451 sonlarında macar urban usta ve cenevizli donar usta yönetiminde faaliyete geçmiş, bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan şahi toplarının dökümğ 1452 yılı başlarında burada tamamlanmış ve istanbul önlerine getirilmişlerdir.

işte imalat-ı harbiye'nin kuruluşu, ruhu burasıdır.

demirköy dökümhanesi, yahut samakocuk dökümhane-i amiresi...

istanbul'un fethi sonrası imalat- harbiye'nin merkezi top asitanesi adıyla 1460 yılında bugünkü tophane semtinde yeniden oluşturulmuş, osmanlı devleti'nin savaş makinaları burada üretilmeye başlanmıştır.

top asitanesi, yavuz'un mısır seferinde kullanılan ve memlük ordusuna karşı kesin üstünlük sağlayan hafif ama etkili topları üretmiş, osmanlı kadırgalarını kendinden 3 misli büyük kalyonlara karşı üstün kılan atış gücü yüksek topları üreterek akdeniz'de hakimiyet kurmamızı sağlamıştır.

ne var ki 1918'de imzalanan mondros mütarekesi ile birlikte osmanlı teslim olduğu gibi, tophane de düşmana teslim edilmiş, 1919'da istanbul'un işgali ile birlikte tophanenin tüm faaliyetleri durdurulmuş ve tezgahlarına el konulmuştur.

lakin mayıs 1919'da başlayan milli mücadele ile birlikte, imalat-ı harbiye'nin kahraman mühendis ve teknisyenleri de milli mücadeleye dahil olmuş, istanbul'dan kaçırılan tezgahlar ankara'ya getirilmiş ve imalat-ı harbiye yokluk içerisinde ve tüm olumsuz koşullar altında milli ordu'nun silah ve mühimmat ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır.
görsel

1921 yılının temmuz ayına gelindiğinde ise artık bir ölüm kalım mücadelesi başlamıştı.
yunan orduları ankara önlerine kadar dayanmış, milli ordumuz anadolu'yu korumak için bütün gücüyle donanımlı düşman ordusunun karşısına çıkmaya hazırlanmaktaydı.

işte o tarihlerde tam da sakarya meydan muharebesi başlamak üzereyken, sovyetler birliğinden beklediğimiz top mermileri gelmişti.
fakat....

fakat gelen top mermilerinin pek çoğu 77 milimetreydi, bizim ise 75 mm'lik top mermilerine ihtiyacımız vardı.
düşman ise kapımızdaydı. en fazla 4-5 gün içinde savaş patlayacak, düşman taarruzu başlayacaktı.

77 mm top mermilerinin içlerinin boşaltılıp torna tezgahlarında 75 mm'ye dönüştürülmesi gerekmekteydi.
lakin tezgah sayısı az, top mermisi fazlaydı, mermilerin içini boşaltmak tornadan geçirip yeniden doldurmak epey vakit gerektiren bir işti.
ordumuzun top mermisine ihtiyacı vardı ve hiç vakit kalmamıştı.

imalat-ı harbiye'nin delisi kavak ahmet usta söz aldı. "vakit yok, mermiyi boşaltmadan torna tezgahına koyup 75'lik yapacağız" dedi. 77 mm mermiyi aldı, atelyeyi boşaltarak torna tezgahına bağladı. bir anlık hata ile bütün imalathane havaya uçabilirdi. ama kavak ahmet usta torna tezgahına bağladığı 77'lik mermiyi 75 mm'ye indirmeyi başardı.
görsel

sonra diğer ustalar atelyeye girdiler.
kadınlar, çıraklar, erler, çocuklar...
görsel

sadece birkaç tezgahımız vardı ve hepsi dolu top mermilerini tezgahlara taşıyor, 75 mm'ye düşürülen mermiler subaylara teslim ediliyordu.

o gün imalatı harbiye tezgahlarında dolu top mermileri öğütüldü, 75'lik haline getirildi.
o gün orada bulunan kahramanların hepsinin hayatları pamuk ipliğine bağlıydı tam 3 gün 3 gece hiç durmadan çalıştılar ve ordumuza binlerce top mermisi kazandırdılar.

top mermilerinin birisi bile patlasa her şey sona erecekti.
ama yunan ordusu oraya gelirse de her şey sona erecekti.
esaret yerine onlar hayatları ile kumar oynamayı tercih ederek bizlere bir vatan verdiler...

tarihi 1451 yılına dayanan imalat-ı harbiye, kurtuluş mücadelemizin ardından genç cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte cumhuriyetimiz gibi yükseldi ve büyüdü.

*1924’de ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri, fişek ve marangoz fabrikaları,
*1928’de kırıkkale’de pirinç fabrikası,
*1928’de kırıkkale’de elektrik makinaları fabrikası,
*1929’da kırıkkale’de mühimmat fabrikası,
*1931’de ankara’da kayaş kapsül fabrikası,
*1931’de kırıkkale’de çelik fabrikası,
*1935’de ankara’da gaz maskesi üretimi için mamak gaz maske fabrikası,
*1936’da kırıkkale’de barut, tüfek ve top fabrikaları,

kurularak makina ve kimya endüstrisi haline geldi...

şimdi son birkaç gündür duyuyoruz ki, imalat-ı harbiye, yani makine kimya endüstrisi kurumu anonim şirket yapılacakmış...

bu ülkenin hamurunda zerre katkısı olmayanlar, bu ülkenin çimentosunu dağıtmak niyetindeler.

onlar nereden bilecekler kırklareli'nin demirköy'ünde başlayan, sakarya savaşında dolu top mermilerini torna tezgahında işleyerek incelten imalat-ı harbiye'nin ruhunu?

onlar ancak kokain partilerini bilirler, lüks otellerde bedava tatil yapmayı, milletin malına mülküne çöküp saltanat sürmeyi bilirler...

makine kimya endüstrisini siz mi kurdunuz ulan? bir tane tuğlasında, bir tane tezgahında iziniz, emeğiniz mi var ki ülkenin yüzlerce yıllık değerini peşkeş çekmeye çalışıyorsunuz haramiler?
Demirköy ismi oradan gelir o tophane ye demir oradan çıkarılırdı o zamanlar kömür yok tabi devasa meşe ve kayın ağaçları vardı potayı harlayacak.
Anonim şirket olacakmış.
Senin anonim.