bugün

bir türkiye gerçeğidir.

kamu kuruluşlarında olsun, fabrikalarda olsun, esnaf dükkanlarında olsun her yerde bu insanlara rastlanır. şu yaz sıcağında sırf toplum tarafından dışlanmamak için oruç tutar, tutuyor gözükür kendine zarar verirler.

buna mecburdurlar. zira oruç tutmadıkları takdirde bulundukları ekosistemden dışlanacaklar, belki de işsiz kalacaklardır.
aslında onları dışlayacak olanlar da bu mahalle baskısına maruz kalırlar, sistem böyle bir otokontrol mekanizması kurmuştur, aslında kimse oruç tutmak istemez, ama herkes oruçlu olması gerektiğini bilir.

çemberin dışına çıkan ise yok olur.

bu ne yaman bir çelişkidir, bu ne yaman bir kısırdöngüdür.

yarın kendinize bir iyilik yapın. oruç tutmayın...
sizin oruç tutmadığınızı gören iş arkadaşınız da üzerindeki mahalle baskısından kurtulup tutmayacaktır, sonra biri, bir diğeri, biri daha...
böylece bu çağdışı ve insanlığa aykırı işkence sona erecektir illa ki...
kimse kimsenin zoruyla oruç tutmaz. başlıkta tarif edilen milyonlar yoktur.
bugün baskı yapılan milyonlar gelecekte geçmişten bir şey kazanamamış yetişkinler olarak baskı yapacak.
daha çok anne baskısındandır o... evde oruç tutup okulda oruç açan çok insan olmuştur.
en az mahalle baskısı yüzünden oruç tutamayanlar kadardır.
tayyip'in kıç kadar türkiye'ye 11 yılda 2milyar 800bin ağaç dikmesiyle eşdeğer önermedir.
oruç tutmadığı halde oruç tutanlar adına konuşmayı görev edinen yazar arkadaşın hezeyanı.
sende kendince haklısın birader, bu ülkede kimse imanı sebebiyle oruç tutmuyor, herkes mahalle abilerinden korkuyor!
(bkz: bi git işine)
Sanırım biraz benim. işyerinde yemekten bıkmıştım ama beni başıboş bıraksalar da tutmam herhalde. Ofiste herkes tutuyor yemek içmek saçma olur. Zaten öğle yemeklerini de beğenmiyordum biraz zoraki yiyordum. Yine oruç zor be. Erken kalkması susuzluk falan.