37 insanın hunharca katledildiği, devletin bazı birimlerinin ve hizbullah terör örgütünün parmağının olduğu düşünülen katliamın yapıldığı otel.. gidenler bilirler madımak otelinin altında kebapçı yan binada ise kömürcü vardır.. kebapçıda kebap veya sivas'ın meşhur yemeği etli ekmeği yerken içiniz sızlamıyorsa yan taraftan da bir zahmet kömür alınız...
**bir de katliamda öldürülen şair metin altıok'un şiirlerini okuyunuz...**
sivasın en işlek caddesinde bulunur bu otel. hemen yan tarafın da postane vardır. 37 aydın ve sol görüşlü yazar/çizer/sanatçı kişinin katledildiği otel olarak ömür boyu hafızalarımızdan çıkmayacak kadar derin izler bırakacak oteldir. aziz nesin, türkiyenin % 60 ı aptaldır derken sanırım oteli yakarken tekbir getiren gerizekalı yobazları da kastetmiştir. *
ne saçma ve dangalakça bir açıklamadır ki bazı dengesizler ne yazdıklarını bilmiyorlar. bilenler bilir madımak oteli sivas' ın en işlek caddesindedir. kebapçı bilmem nesi ya da et lokantası olması en mantıklı yeridir. nasıl bir mantıktır çözemedim ama. orada ölenlerden komisinden tutun da otel çalışanlarından da ölenler vardır. ayrıca müze olabilecek bir durum da yoktur. madem madımak müze olacak o zaman başbağlar köyü de açık hava müzesi olsun.*
pir sultan abdal şenlikleri sırasında madımak oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 35 yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe veren yobazlardan ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.
kahverengi yüksek kapısı sokak içine bakan, sivas'ın merkezinde bir sokak arasındaki otel. 6 katlıdır, son katında sivası izleyebileceğiniz bir cafesi vardır. yakın zamanda 37 iskeletin sergileneceği bir müze olacaktır..
otele neden ve niçin saldırdıklarını bilmeyen saldırganların, belki de otelde ismini duydukları tek insan olan azizi nesini, yangın esnasında komser zannederek kurtarmalarıyla, provakasyonların boyutlarını bizlere kanıtladıkları olayın gerçekleştiği oteldir.
kaç yıl geçse de yürekleri sızlatan, insanlığından utandıran olay yeri. orada hayatını kaybedenlerle fikir bazında ortak noktam olmasa da gazetede-televizyonda haberlerini gördüğümde boğazımda birşeyler düğümleniyor, gözlerim doluyor. ve çoğu şeye inancımı yitirmeye başlıyorum...
sahipleri çok aydın çok iyi insanlar olan oteldir. hala sivas'a gelen olursa banaz şenlikleri için ya da başka bişe için madımakta kalıyorlar.. müze yapılsın derse devlet hemen kabul edecekler lakin devlet yanaşsa...
anmak için pir sultan abdal kültür derneği' nin 2 temmuzda antalya kışlahan oteli önünde saat 18 de organizasyon yapılan ama gittiğimizde bir ben bir sen bir de bebeğin bulunduğu olay.
yobazların, seriatcilerin ve cumhuriyet karsıtlarının elden giden muslumanlıgı kurtarmak(!) yeminiyle gaza gelmis, allahuekber nidalarıyla agzından salyalar sacarak yola cıkmıs it surusunun, icindeki ozan, yazar ve aydınları diri diri atese verdigi 37 yildizli otel. unutturulmaya calısılan, unutulmaması gereken olaydır...
sivas belediye başkanı sami aydın ın altındaki kebapçı dükkanının kapatılmasına " pişmiş aşa su katmayın" diyerek karşı çıktığı, yobazlığın ülke aydınlarını nasıl yok ettiğinin bir başka kanıtı otel.
sayın başkan o otelde gidip kebap yiyorsa merak ediyorum o lokma boğazından hala nasıl geçiyor? ayrıca bir kebapçı dükkanını da kapatacak kadar siyasi irade yokmuş ya şu ülke hükümetinde allah ıslah etsin diyorum. ayıp!!! "pişmiş aş" ha?
altında yanında sağında solunda kebabcı var yok tartışmalarıyla gittikçe sulandırılan türkiye cumhuriyeti tarihindeki en büyük aydın kırımlarından birine sahne olmuş otel. bu kebabcı meselesi çıktıktan sonra tartışma başka taraflara kaymıştır. komiktir. insanlar şimdi madımakta yanan onlarca güzel insanın yasını tutmak, kıyımın hesabını sormak yerine madımakın altında kebabcı varmı yokmu kapışmasına girmiştir. ilginçtir...
haa şunu eklemek gerekir ister altında ister yanında ister bir milyar ışık yılı ötesinde olsun, eğer onlarca insanın yanışını keyif içinde ellerini birbirine sürerek izleme alçaklığını gösteren bir kebabçı varsa sivas'da mutlaka kapatılsın, bir daha insan içine çıkması engellensin ve hatta üzerindeki o insan silüetinden arındırılıp bir an önce ait olduğu en yakın ormana sürülsün.