pop müziğin kaslı kraliçesi, yaşayan efsane. istanbul'daki konseri'ne büyük ihtimalle gidemeyeceğim. öldüğü zaman (allah gecinden versin, amin.) adını efsaneler arasına yazdıracak. müzikal kariyeri, tarzı, aşkları, itirafları, kısacası her şeyiyle efsanedir gözümde. yıkama yağlamamı yaptıktan sonra kendisinde en gıcık olduğum şeyi eleştirmek istiyorum.
kasları! evet kas. o ki erkekleri özel kılan, erkeklere yakışan şişik şey. senin neyine be kadın? senin ne bokuna? bırak erkekler yapsın. kendini heba ettin "sıkı olucam fit olucam" diye. tipe bakın şimdi:
ikide bir michael jackson la kiyaslanir. hani o kral ya, bu kadin da kralice guya. halbuki hem karakter hem yetenek hem de kitleleri yonlendirebilme bakimindan aralarindaki mesafe asilamayacak derecede buyuktur. michael jackson popun usain bolt u ise madonna da tim montgomery filan olsa gerek en fazla. hatta michael i sadece pop kulturuyle sinirlamak ona haksizlik etmek demek. cunku o - madonna nin aksine - hicbir zaman populer medyayla barisik olamamis ve muhalif durusunu hep korumustur. onculugunu yaptigi muzik turu ise klasik poptan ote - pop, caz ve rock ogeleriyle innovatif dans figurlerini harmanlayan muhtesem bir tarzdir.
yalniz bu kadinla alakali takdir ettigim iki sey var. birincisi 51 yasina ragmen gosterdigi fiziki performans, ikincisi ise frozen. geriye kalan hicbir seyinden hoslanmam. hele ki michael`in yanindaki ka$ar goruntusune oldum olasi ifrit olurum: https://galeri.uludagsozluk.com/r/34049/+
romanya konserinde "romanya ve doğu avrupa'da çingenelere ayrımcılık yapılıyor, eşcinsellere hoşgörülü davranılmıyor" deyince 60 bin kişi tarafından ıslıklanan şarkıcı. sen işin iç yüzünü bilmeden üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokarsan siktiri yersin işte böyle. türkiye'de de benzer durumlar var, ama bizim ilginç insanımız böyle tepki göstermiyor. sezen aksu'nun böyle ıslıklandığını hayal edemiyorum...
80lerden beri popüler olan ve yıllardır ajda pekkan ötesi performansıyla her nesile kendini yeniden yeniden tanıtan başarılı sanatçı. bir de dişleri ayrık olmasa tadından yenmezmiş. kadın hiç eskimiyor. sanki dünya kurulduğundan beri var.
+abi aç bi madonna da dinleyelim be.
-ya ne yapıcan madonnayı, eskiden madonna mı vardı?
+evet!?
-sen de haklısın.
Madonna'nın New York Central Park'taki evine komşu olan Karen George, yüksek sesli müzik ve sık sık danslı toplantıların gürültüye neden olduğu gerekçesiyle dava açtı.
--spoiler--
kaç tane bestesi vardır, bugüne kadar göt göstermekten başka ortaya ne koymuştur da popun kraliçesi, hanımağası, otu boku gibi sıfatlarla anılır bu kadın hiç anlamıyorum. eğer bu kadın bu dedikleriyse o zaman michael jackson'a king of pop filan demesinler bari. ikisini benzer kefelere koymak mallıktır, puştluktur, şuursuzluktur zira.
en son bu ülkeden bir erkek çocuğunu evlat edinmeye çalışıyordu. insani duyguları kabarmış, daha iyi anladığını söylemiş bazı şeyleri.
yanlış anlaşılmasın, ne olursa olsun iyi ve örnek bir davranış yaptığı.
ama ona her ne/kim "daha iyi" anlattıysa eksik anlatmış durumu.
1 saatliğine gidip, parayı bastırıp sonra çekip gitmek yeterli değil, tek sorun para değil çünkü.
bizde de kızların eğitimi için çırpınan biri vardı, iyi biriydi, geçenlerde öldü, hatırlayan var mı bilmem. çok parası da yoktu, ama çok iyi bir doktor, bir eğitimci, her şeyden önemlisi gerçek anlamda vicdan sahibi biriydi.
oradaki insanları "gerçekten" anlamak için bir akşam yemeğine bile katılmadan, onların nasıl "doyamadıklarını" bile görmeden, öyle uzaklardan gözyaşı dökerek anlamış değil sadece bilmiş olabilir insan. buna sadece manevi masturbasyon denebilir.