bugün

Öncelikle evrenin "yok" iken "var" hale geldiği, Kuran'da şöyle haber verilir:

 

O (Allah) gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır.

(Enam Suresi, 101)

Zamanımızdan tam 14 asır önce insanların evrenle ilgili bilgilerinin son derece kısıtlı olduğu zamanlarda yine Kuran'da bildirilen bir başka gerçek de, aynı Big Bang teorisinin ortaya koyduğu gibi, tüm evrenin, çok küçük bir hacimde bir arada iken ayrılıp genişlemesiyle ortaya çıkmış olduğudur:

O inkar edenler görmüyorlar mı ki (başlangıçta) göklerle yer birbiriyle bitişikken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? (Enbiya Suresi, 30)

 

Üstteki ayetin Arapça orjinalinde çok önemli bir kelime seçimi vardır. Ayetin "birbiriyle bitişik" olarak tercüme edilen kelimesi ratk, Arapça sözlüklerde "birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına gelir. Yani tam bir bütün oluşturan iki madde için kullanılır. Ayetteki "ayırdık" ifadesi ise Arapça fatk fiilidir ki, bu fiil ratk halindeki bir nesnenin yarıp, parçalayıp dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması bu fiille ifade edilir.

 

Bu bilgiyle ayete tekrar bakalım. Ayette göklerle yerin ratk durumunda olduğu bir durumdan bahsedilmektedir. Ardından bu ikisi fatk fiili ile ayrılmışlardır. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkmıştır. Gerçekten de Big Bang'in ilk anını hatırladığımızda, kozmik yumurta denilen noktanın evrenin tüm maddesini içerdiğini görürüz. Yani her şey, bir başka deyişle tüm "gökler ve yer" bu noktanın içinde, ratk halindedirler. Ardından bu kozmik yumurta şiddetle patlamış, bu yolla maddeler fatk olmuş, yani dışarı çıkarak tüm evreni oluşturmuşlardır.

 

Kuran'da bildirilen bir başka gerçek ise, bilim tarafından ancak 1920'lerin sonunda fark edilen evrenin genişlemesi gerçeğidir. Hubble'ın, yıldızların ışık tayflarının kızıla kaymasını fark etmesiyle ilk kez ortaya çıkan bu gerçek, Kuran'da şöyle bildirilir:

Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)

Kısacası modern bilimin bulguları bir yandan materyalist dogmayı geçersiz kılarken, öte yandan da Kuran ayetleri ile haber verilen gerçekleri bir kez daha ortaya koymaktadır. Çünkü evren materyalistlerin sandığının aksine, maddenin içindeki birtakım tesadüfler ile değil, Allah'ın yaratmasıyla var olmuştur ve Allah'tan gelen bilgi, kuşkusuz evrenin kökeni hakkındaki en doğru bilgidir.
(bkz: allah ı yaratan allah mı)

Gibi Bir şeydir.
odunun bol olsun dedirten bir durumdur.
etki tepki teorisi peki.
ama ilk etki nasıl oldu?
sorunun cevabını bulan yaratıcıya ulaşır Allah'ın izniyle....
(bkz: http://m.youtube.com/watch?v=7n0WSVaKoKI)
Allah'tır. şimdi kim kimi yarattı gibi loop durumuna düşmemeniz için size bir ip ucu: kalem icat ettiniz diyelim, faraza, kalemden sizi tanımasını, sizi algılamasını istemek ne kadar mantıklıysa bizi yaratanı anlamak da o kadar mantıklıdır.

ziya paşa'nın dediği gibi:

idrak-i maali bu küçük akla gerekmez
Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez

yeni yetme gençlere daha anlaşılır örnek verecek olursak; dizüstü bilgisayarınıza şehirler arası yüksek gerilim hattı bağlamak gibidir.
bilimin aslinda bilimden ziyade maddecilerin kullandigi dil "ebilir , abillir" uzerinedir ve bunlarda kesinlik belirten durumlar degildir.
Maddenin mutlak yoğunluk ve sıfır hacimden geldiğini varsayarsak, saçma iddia lan.
Peki ya mana'yı yaratan nedir?
madde miktarı kadar karşıt madde olduğunu bilirdim ama bunu ilk defa gördüm, duydum.
Madde neden büyük patlama ile oluştu, bu ilegalizme girmiyor mu? Patlama ile değil de neden okşama ile oluşmadı? Amcam böyle kek yapmayı nerden öğrendi?
Vay anasını be en sonunda sözlüğümüzde böyle elle tutulur bir konu konuşulmaya fikirler paylaşılmaya başlamış benim gözlerim yaşardı desem biraz abartmış olurum ama yinede de oldukça duygulandım diyeceğim. Gerçi çok klasik bir konu ama olsun her beyin farklıdır. Her fikir tektir!
Neyse biz konumuza dönelim...
Soru şu?
Madde mi enerjiyi var eder, yoksa enerji mi maddeyi?
Eğer madde enerjiyi var eder derseniz big bang e ters düşmüş olursunuz ki bu 21. yüzyıl biliminde tam bir alay konusu olur.
-Bakınız; özenle söylüyorum burada maddenin sahip olduğu enerjiden bahsetmedim (ondan birazdan bahsedeceğim) sazan olmayınız!
Eğer Enerji maddeyi var eder derseniz o da bilinmiyor aslında her maddenin var olduğu ve big bang e göre her şey sadece enerji olan noktasal bir bölgenin genişlemesi ile var olmuştur.
Yani maddeden önce bilime göre enerji vardı.
Maddenin enerji olarak analizini de yaparsak: Maddenin yapısında depoladığı her türden enerjinin toplamına entalpi diyoruz biz.
Devam edelim.
Bugün entalpinin yok olması halinde maddenin yok olacağı ve evrenin sonunun geleceğini söylüyor bilim ki bunu gidip üniversite hocalarınıza teyit ettirebilirsiniz bunun nedeni açıklamam mümkün değil. Ancak bunu şöyle bir sonucu olduğu konusunda fikir yürütebiliriz; maddeyi yok edebilecek olan şeyin yani entalpinin var olduğunu biliyorsak -ki bu böyle, maddeyi var edenin de entalpi olduğunu söyleyebiliriz -ki günümüz kuantum fizikçilerinin hepsi bunu söylemeye başladı-...
Sonuç olarak maddeyi var eden bir enerjidir! Peki bu enerjiyi var eden nedir? Burada ise işin içine din giriyor. Yani insanın sahip olduğu ve ölünce onu terk eden, enerjinin bir formu olan ruh(genel bir tanımlamadır) ve bu ruhu var eden yaratıcı.
Sonuç mu: Bilim hep değişir ve gelişir. Peki Din?
Din değişmez. Kesin hükümleri vardır.
Bilimin bile değiştiği bu alem de hiç bir şekilde değişmeyeceğini söylediğimiz ve kendinden bu kadar emin olan bir olgunun insanın düşünebileceğinin çok çok ötesinde olan bir el ile var edilmediğini iddaa edebiliyor insanlar.
Tefekkürden uzak ve sorgulamayan hayatlar içinde yaşamaya çalışıyoruz. Saygılar.
bu kadar basit bir düşünce yapısıyla bakılmaması gereken bir fikir. yani burada yaratan ve yaratılan madde tanımı aynı olmamalı.

başlangıçta neler olup bittiğini henüz bilemiyoruz. yani biri çıkıp "dinazor un biri yumurtladı ve evren oluştu" dese doğru olabilme ihtimali vardır. bilim böyle düşünür. zira deneysel olarak kanıtlanamayan teorik bilginin her daim olabilme ihtimali mevcuttur.

bilimsel olarak bilim camiasında bazı bilim insanları tarafından şu an kabul edilen görüşlerden biri, maddeyi yaratan şeyin "higgs alanı" olduğu görüşüdür. higgs alanı bir madde değil, adı üzerinde bir alandır. bunu kafada tasvir edebilmek belki biraz güç olabilir biliyorum. bu alana giren parçacıklar hızlarını kaybedip bildiğimiz madde formuna kavuşurlar. yani o olana girmeden önce madde madde değil, enerjidir. yani higgs alanı maddeyi yaratmıştır. peki higgs alanını yaratan, daha doğrusu ondan öncesini yaratan neydi?" sorusu şimdilik cevapsızdır. üzerinde istediğiniz kadar fenomen üretmekte özgürsünüz.
Bilim değişir lakin kur an değişmez. Madde ve madde öncesi, maddenin boyutları, parçacıklar, atomlar v.s hepsi Allah ın yaratma sürecinin açıklamasıdır. Araştırmalar yaratıcıyı göstersede, arada bir boşluk inkâr edenler, iman etmeyenler için her zaman vardır. Çünki hayat bir imtehan için var edilmiştir.

Evet, Allah yarattıklarından yedi kat semayı ve yıldızlar la donanmış dünya semasını yaratmadan önce maddede, boşlukta yoktu. Yani hiçbir şey. Bilim yolu ile yaratıcıyı bulmayı hesap edenler şunu bilsinki, dev teleskoplar, manyetik rezonans gözlemler, mikroskoplar yaratıcının şeklini, şemalini göstermez.
Sadece onun eserlerinin dizayn olduğunu ve mucizeliğini ortaya koyarki bu sadece doğruyu arayanlar için bir işarettir. Küfürde ısrar eden adama ne yapsan boştur.
Allah'a madde denmez. Taş olursun.
Lan ben de adam gibi okudum pek çok entryi. Ne diyo la bu liseli?

mk ya; illa tanrı yok, peygamberler yalan diyebilmek için kasmana gerek yok mk. Bak sana islami hukuka göre bir teori vereyim, yonar durarsın:
Allahu Teala için boyutlar olmadığı gibi zaman kavramı da yoktur. Dün, bugün ve yarın o'nun için birdir. Big bang öncesi nasıl zamandan münezzeh se, o'nun için de geçerlidir. Sen ki kıt aklınla (ki burada hakaret etmiyorum, astrofizik en mükemmel bilim adamı için dahi çok ileri seviyedir) kıt aklınla teoriden teoriye atlarken, yaratıcı varsa bunların çok daha ötesinde olması kaçınılmazdır.

Adam uzay paradoksları ile yaratıcı fikrini çürütmeye çalışıyor. Ahaha, seni aşar lan bu konular. Git biraz sahabelerin hayatından konu neyim bul, ordan dene şansını.
Enrty- nick uyumu. Yaz babam yaz (!)
Maddeyi yaratan allah' tır.
Günlerden bir gün ünlü bilimci (Bertrand Russell)
gökbilimi üzerine bir söylev vermektedir.

Dünyanın güneşin etrafında nasıl
döndüğünü, güneşin de galaksi denilen uçsuz
bucaksız yıldızlar kümesi etrafında ne şekilde
devindiğini anlatır.

Konuşmasının sonunda salonun en arkalarında
oturan ufak tefek yaşlı bir bayan ayağa kalkar;

"Bütün söyledikleriniz saçma sapan şeyler.
Aslında, dünya dev bir kaplumbağa'nın sırtında bir
tepsi gibi durmakta!" der.

Bilimci, yüzünde esaslı bir gülümseme ile yanıtlar:

"Peki, ya kaplımbağa neyin üstünde duruyor?"

"Sen çok akıllısın delikanlı, çok akıllı" der yaşlı bayan.
"Ama ondan aşağısı hep kaplumbağa!"