mükemmel olmak isterken yapayalnız kalmak

entry16 galeri0
    16.
  1. sadece yapayalnız bir şey mukemmel olabilir.
    1 ...
  2. 15.
  3. ya da yalnız olmak isterken mükemmel olmak.

    ne mutlu yalnızlığın bağrında yeşerenlere
    0 ...
  4. 14.
  5. Tamamen insanın kendini bulunmaz bursa kumaşı sanmasıdır. Sonrasında sanrılar içerisinde ben halt ettim der insan. Zira artık iş işten geçmiş ve kendisine bir huzur ev bakmaktır en makul olanı.
    0 ...
  6. 13.
  7. iyi niyetinizi kaybetmeyin yeterli ya, onu dogru bunu düzgün yapıcaz derken hayat geciyor, gidiyor en güzel günler.
    2 ...
  8. 12.
  9. Şimdi mükemmelliyetçi kişilik tarzını araştırdığımızda, bunun bir nevi kişilik bozuklukları kategorisinde incelenmesi mümkün olan eylem. Sebebi aile yetiştirme tarzına çıkmaktadır. Aslında çoğu problem çocukluk ve ailenin çocuk yetiştirme tarzından kaynaklanmaktadır. Nereden mi biliyorum? bu yazıyı bile harf hatası olmaksızın yazan bir mükemmeliyetçi kişiliğe sahip olduğumdan.
    0 ...
  10. 11.
  11. kime neye göre mükemmel olmak.
    0 ...
  12. 10.
  13. muhtemel sondur çünkü kimse mükemmel değildir.
    0 ...
  14. 9.
  15. mükemmelsen yalnızsın! çeşit artarsa hatalar da çoğalır. mükemmeliyet çoğul değildir çoğu zaman.

    edit: yazım yanlışı.
    0 ...
  16. 8.
  17. "her şeyin bir bedeli vardır." sözüyle teselli bulunmak istenen durumdur.
    1 ...
  18. 7.
  19. mükemmel, kusursuz olmak... çok zordur belki de. illa ki insanlar bir yerde hata yapar ancak, ne kadar hatalarınızı azaltırsanız, ne kadar yaklaşırsanız mükemmelliğe yalnızlık o kadar artar. acı ama gerçek. çünkü ya siz beğenmezsiniz çevrenizde olan insanları, "bana uygun değil, ben bu kişiden hiçbir şey kazanamam" diye düşünür, uzaklaştırırsınız kendinizden; ya da onlar istemez sizi...
    neden istemezler? belki de onlar sizden daha kusursuz? mükemmel olmaya daha çok yaklaşmışlar ve daha iyileriyle birlikte olmak istiyorlar. onlara bir şey katamayacağınızı düşündükleri için sizi istemiyorlar... olamaz mı?
    bundan dolayı mükemmelliğe doğru atılan her adım insanı yalnızlığa sürükler aslında. ancak, bu farkedildiğinde bazı şeyler için çok geç olabilir...
    0 ...
  20. 6.
  21. normaldir. çünkü mükemmelleşmek, ancak kişinin kendine karşı mücadelesinin sonucu olabilir.

    "haydin hobaaa! bu günden itibaren mükemmelleşmeye başlıyoz var mısınız lan?"

    gibi bir söz sarfedemezsiniz.
    senin ulaşmak istediğin noktaya erişebilmeyi boşver, erişmeye çabalamayı bile düşünemeyecek kapasitede ya da kişilikte olanlar, senin ile elbet bu yolda ilerleyemez. bunu bekleyemezsin kimseden. bu yolda bir başınasın. "doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" gibi bir durum yani. ya yanlışlara ve yanlış içindekilere karşısındır ya da onlarla birliktesindir.

    mükemmelliğe giden yolda yaşanan yalnızlık; aydınlığı, ancak akşam üzeri alaca karanlığı kadar olan bir yerden, daha aydınlık bir yere varmak için geçtiğin uzun ve zifiri karanlık bir koridor kadar korkutucu olabilir. ilerlediğinde ışığı görürsün. yapman gereken yürümeye devam etmek. ve sonunda ihtiyaç duyduğun ışığa kavuşmak.
    2 ...
  22. 5.
  23. insanların çevrelerinde mükemmel veya mükemmele yakın insanlar görmek istemediğinden kaynaklı bir durumdur.

    kusurlarının yüzüne vurulmasıdır belki de bu...
    0 ...
  24. 4.
  25. çevredeki insanlardan sıkılmış, ortada bir sürü eksiklik ve aptallık gören bünyenin sürüden uzaklaşmalıyım, daha farklı bir yol bulmalıyım, kimseyi rahatsız etmeyen, kimseye dokunmayan ve hiç bir kimseninde beni rahatsız etmeyeceği bana karışmayacağı bir yol bulmalıyım düşüncesiyle başlayıp, başta azar azar sonra ise çevresindeki bir çok kişiden uzaklaşarak kendisinin, duygu ve düşüncelerinden, heyecanlarından başka bir şeyin olmadığı dünyada yaşamasının kaçınılmaz sonudur yalnızlık...

    ama kişi bunla mutludur çünkü zor olanı başarmıştır.
    0 ...
  26. 3.
  27. hayatınızda "başarılıyım" dediğiniz an başınıza gelebilecek olaydır. bir solak olarak, sol yüzük parmağınız iki yerden kırılmış, sağ el dört parmağınız * çıkmıştır. kısa sürede toparlanıp eski gitarist kariyerinizi geri kazanmaya başladığınız anda yalnız kalmak * verilebilecek yaşanmış acı örneklerdendir.
    0 ...
  28. 2.
  29. kaçınılmaz son. hele de yaş biraz ilerlemiş olursa.

    daha bugün, sırf cep telefonuma gönderdiği mesajın sonuna "kib" yazdı diye son verdim ilişkiye. şimdi içinizden "ehehe abazan kaldın lan şimdi ehehe" diyen, yalnızlığı otuz bir çekmek olarak algılayan amsalaklar yoktur umarım. ben etrafımda bu kadar kadın varken (kalabalıktayken yani) yalnız olmaktan bahsediyorum. hergün armudun sapı, üzümün çöpü diyerekten sonlandırıyorum ilişkilerimi.yalnız kalmaktan ya da yalnızlıktan kastım, kimsenin olmayışı değil dünyaya fermuardan bakan insanlar. kalabalıklar içerisinde de yalnız olabilir insan.

    ama razıyım ben böyle yalnızlığa, ben mükemmel değilim ama mükemmeli arıyorum işte. çok şey mi? evet ama fantezim bu.
    3 ...
  30. 1.
  31. aynanın karşısında öylece duruyordum. çırılçıplaktım. çıplak olduğumu neden vurgulama ihtiyacı duyduysam artık. gözünüzde canlandırmaya kalkmayın sakın. hem Utangaç biriyim hem de pipi inikken iğrenç bir görüntü oluşuyor. hemcinslerim iyi bilirler. hem olmayan cinslerim de bilebilir. neyse, sadece az sonra duşa girecek olmamdan ötürü çıplaktım. sol meme ucumun altındaki benin ne zamandan beri var olduğu kafama takıldı. berberim, sağ favorimi soldakinden biraz daha uzun bırakmasının hesabını bir dahaki gidişimde verecekti.

    insan ayna karşısında kendisine bu kadar dikkatli bakıyorsa bir sorun var demektir. cumartesi akşamı yalnız olmasını kafasına takmış gibi. iş yerinde rutin cumartesi toplantısında, haliyle 2009'u değerlendirip 2010'da yapılması gerekenler eksenli konuşmalarda, son derece iyi hazırlandığım için mükemmel denebilecek bir performans sergilemiştim. sözümü bitirdikten sonra gelen birkaç soruya cevap verirken, işe ilk başladığım zamanlarda toplantılarda konuşurken nasıl heyecanlandığım ve konuşurken sesimin titremesi aklıma geldi. içten içe gülümsüyordum kendime. o zamanlar ciddi denilebilecek bir ilişkim vardı ve kesinlikle daha mutluydum diyebilirim. incir çekirdeğini doldurmayacak mevzular yüzünden son vermiştik ilişkimize. suçun 8'de 6'sını çekinmeden kendime yazabilirim.

    son çıktığım kızla da, muhabbet arasında recep ivedik'ten bahsederken gülüyor olduğu için ayrılmıştım. çok iyi biriydi aslında. ama recep ivedik'e gülebilen birisiyle birlikte olmayı gururuma yediremedim.

    bir önceki geldi sonra aklıma. durup dururken ayrılmak istemesinin sebebini sorduğumda; 'bilmiyorum ya. aslında seni eleştirebileceğim tek bir konu yok. ama yeni bir başlangıca ihtiyacım var' diye cevap verip, gitmişti.

    bu olaydan sonra yaşam koçum, ulu bilge teyzemin yanında almıştım soluğu. tüm yaşananları eksiksiz anlattım. dinledi. 'bu gömlek önceden daha çok yakışırdı sana' dedi. biraz zayıfladığımı söyledi. 'kusursuz olmak istemek, bunu büyük ölçüde başarabilmek kusurların en büyüğüdür aslında. insanları hatalarıyla ve oldukları gibi kabul etmen gerekir çoğu zaman. tıpkı onların da seni bu şekilde kabul ettiği gibi.' tarzında bir teşhis koymuştu bana.

    ...

    işten çıkınca birkaç arkadaşı aradım. biri 'hacı benim kızla buluşçam bu akşam' dedi. 'benim kız' olarak nitelendirilen bir kız, hayatına nasıl bir motivasyonla devam eder, anlamakta güçlük çekerim her zaman. diğer arkadaş 'bizim arkadaşın kuzeninin doğum günü var kanka, oraya gidicem, sen de gel' dedi. cumartesi akşamı n'aptığımı soran birisine -ki illa gelirdi bu soru her sınavda- 'arkadaşın arkadaşının kuzeninin doğum günü vardı, oraya gittim' diye cevap verirsem kırık not alabilirdim. en azından beni tatmin etmezdi.

    eve geldim. kimse yoktu. misafirlikten falan bahsediyorlardı, muhtemelen oraya gitmişlerdi. beni çağırmamış olmaları koymadı desem yalan olur. sağolsun yine de yemeğim hazırlanmıştı. yemeği yedim. içesim geldi; en yakın adres tekel bayii sezai abi'ydi. bu nasıl muhteşem bir kafiye: tekel bayii sezai abi...

    ilerleyen saatlerde 'votka da açim içersen' dedi. 'iyi olur abi' dedim. karısıyla sorunlar yaşıyordu. 'olm bi erkek karısından ne bekler? akşam geldiğinde bi güler yüz, bi tas sıcak çorba. bi de yatak odasında orospu olcak olm karı kocasına.' baya dertliydi sezai abi, içtikçe coştu. 'yok başım ağrıyo, yok kıçım ağrıyo, sabah işe gidiyorum yatıyo, akşam geliyorum yatıyo. benim de ihtiyaçlarım var, martılar bile seks yapıyor amına koyim.' deyince korktum.'seks' kelimesini cümle içerisinde kullanması çok olumlu bir gelişme değildi. dozajı iyice arttırınca sıkılmaya başladım. 'kafam güzel oldu benim' bahanesiyle eve çıktım.

    iç sesimle sürekli konuşan ben, ayna karşısında kendime bakarken hiç konuşamadım. dedim ya; utangaç biriyim ben...
    71 ...
© 2025 uludağ sözlük