Süleyman şah türbesini işid gibi başıbozuk bir güruha bırakıp kaçanların eleştirdiği antlaşma. cumhuriyet tarihi boyunca toprak kaybeden tek iktidarsınız Bundan bari utanın.
Eline almış borazan, / Öttürüyor; hezimet diye kalpazan! / inmemişse bayrak, dinmemişse ezan; / Olmasın diye kimse gâvura; sempatizan, / Ne piyangodur o antlaşma; ne kazı kazan, / Tapudur, onurdur; kaderde yazan. / Ve memlekete gelmişse bahar, bitmişse hazan; / Olduğu içindir; ulusun son sözü Lozan!
Hangi adayı vermiş götümüzün dibindeki 12 adadan bahsediyorsan o adalar 1911de Osmanlı tarafından italyanlara verildi üstüne birde rodos adası verildi. Olum Allah beyin vermiş git Bi araştır bukadar mı acizsiniz.
97. yılını kutladığımız zaferimizdir. bu dinci simsarların içimize içimize işlettiği karanlığı öksürüp tıksırıp atmamız için bir vesiledir. Hatta 24-30 Ağustos bir Zafer haftası olarak kutlanmalıdır.
zavallılar yönetiyor bu ülkeyi. o kadar zavallılar ki, kendi atalarının yedi düveli savaş meydanında dize getirdikten sonra masada da söke söke aldıklarına çamur atmaya cüret etmelerini geçtim; iktidar olarak bu antlaşmayı kendi öncüllerinin imzaladığını gururla anlatacak yerde karşısına çıkmaya kalkıyorlar. neyle hem de, zaten içinde namaz kılma olanağı olan ve dinlerin ortaklığının simgesi bir yapıyı tamamen camiye çevirme işiyle. bravo be, ne zafer!
normalde bunu zafer olarak görecek kafa yapısı, radikal dinci ve toplumun çok sınırlı kesimini oluşturabilecek şekilde tüm derdi ve yaşama gayesi dini olgularla örülü bir insanlar grubuna ait olmalıydı. maşallah biz bunu iktidar partisi tabanına yaymışız, bravo demekten başka birşey demiyor, diyemiyorum. ki o olaydaki mahkeme kararının emsal gösterilerek Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının mülklerine osmanlı zamanından kalma vakıfların hak talepleri ile el konmasının önünü açacak şekilde bu işin yapılmış olmasıyla, lozan müzakere masasındaki türkiye cumhuriyeti heyetinin eylemlerini karşılaştırıyorum da.. yazık be.
son olarak, 1912 yılında imzalanan antlaşmanın da adı olan antlaşmadır. 1912 deki antlaşma uşi kasabasında imzalandığı için iki antlaşmayı ayırmak amaçlı uşi antlaşması olarak geçer. bu fesli türevi yalancılar bu detayı anlatmadan ege adalarını lozan antlaşması ile verdik derler. doğrudur doğru olmasına da, o antlaşmayı imzalayan osmanlı devletidir, tarihi daha eskidir.
Bugun Lozan Antlaşması gunu!!
Bu ulkenin temel tasina istediginiz kadar saldirin, tarih, Lozan’la kazanilan ulkenin, parsel parsel sizler tarafindan satildigini yazacak... Sandigin tozlu raflarinda yokolacaksiniz ama Lozan her zaman kapi gibi orada duracak...
Zaferdir, hezimet diyen halt etmiştir.
Biz vatanımızı koruyarak zafer kazandık fetih yaparak değil.
Bazen korumak saldırmaktan daha efdaldir.
Osmanlinın en geniş topraklarina sahip haline mi dönecektik diye sorarlar adama.
Zamaninda Osmanlı nın Misir valisi (muhammed ali paşa "kavalalı" ) kutahya ya eskişehir e kadar gelip osmanli ordusunu bozguna uğratmış.neyin peşindesiniz.
Uzun seneler sonra Uygar milletler ile eşit bir konumda imzaladığımız bir antlaşmadır. Hedefimiz, bölgeye ve ülkeye yüz yıldan beri istikrar ve barış getiren bu antlaşmayı ortadan kaldırmak değil, eksik ya da tamamen bizim lehimize olmayan hususlarını geliştirmek olmalıdır.
gördüğünüz gibi belgede kurtuluş savaşımızdan sonra istifa eden (bkz: çanakkale krizi) ingiltere eski başbakanı lloyd george; "lozan'ın bir hezimet" olduğundan bahsetmiş.
lloyd george'un açıklamasının meali şöyle;
"mudanya mütarekesi yeterli değildi, lakin lozan'dan daha iyi şartlara sahiptik.
sevr antlaşmasından mudanya mütarekesine kadar olan süreç bir geri adım olsa da, lozan tam bir hezimettir. bundan sonra başımıza ne gelecek acaba? lozan sadece bir kilometre taşı..."
yukarıdaki belgede geçen "rout" kelimesinin "hezimet" anlamına geldiğini bildiğinizden şüphem yok aslında.
gördüğünüz üzre lozan tam bir hezimettir(!).
ama bizim için değil, ingilizler için ve ingiliz muhipleri için...
her neyse...
sevgili arkadaşlar, sizlere lozan'ın hezimet olduğu masalını anlatan şerefsizler işte bu ingilizlerin adamıdır.
mi6 tarafından yetiştirilmiş ve fonlanmış türk düşmanlarıdır.
(bkz: kadir mısıroğlu şeyh nazım kıbrısi mi6 bağlantısı/#40606714)
lozan'da bir hezimet yaşandığını iddia edenler, lozan'da musul'a, kerkük'e sahip olup o coğrafyaları lozan'da verdiğimizi zannederler.
elindeki son taşı atmış damarındaki son damla kanı akıtmış bir toplumun başarısıdır.
keza atatürk çıkmasa ortaya ve o çok sevilen osmanlı kalsa 81 ilin 14 tanesi bize vermişlerdi. (sevr)
hepsini geçin kurtuluş savaşı başlı başına bir zafer değil direniştir.
nasıl diyecek olursanız. lenin doğudaki silahları bize bırakmasa o kadar bile ilerleyemicekti türk ordusu.
direnişti türkiye bağımsızlık için direndi ama mevcut olarak katılmak istediği global ekonominin başında ingiltere ve amerika varken sen daha fazla dirensen bile ekonomin müsade etmeyecekti.
küba direndi yıllardır ambargo'da sürünüyor. hala daha kısıtlanıyor.
zaten elini ingilterenin güçlü tutan şey buydu. o kadar borcu vardı ki osmanlının, e türkiye'de neyi var yok savaşa yatırdı direndi.
para yok, iş gücü azalmış erkekler ölmüş. ne yapacaksın? lozandaki verilen bir miktar taviz olmasa o türkiye tarımda makineleşmeye dahi geçemezdi. eldeki imkanlarıyla.
iran küba gibi dışlanmamak ve maddi imkan bulabilmek adına verildi bir kaç taviz ama çok daha fazlası da alındı o masada.
boş yapmayın o yüzden olmayan tarih, iktisat bilginizle.
LOZAN Barış Konferansı'nın ilk günü, toplantı Mont Benon Gazinosu'nda yapılacaktı. Türk delegasyonunu temsilen salona gelen ismet inönü, karşılaştığı manzaraya hemen tepkisini gösterdi. Salonda kendisine öteki heyet başkanlarına göre daha küçük bir koltuk ayrıldığını gördü. Nedenini sordu. Aynı boyutta bir başka koltuk bulunmadığı yanıtını aldı. 'O takdirde bulunduğu zaman toplantıya girerim' dedi. Odasına çekildi. inönü'nün bu ilginç tepkisi etkili oldu. Çok geçmeden Lord Curzon'unki gibi aynı boyutta bir koltuk bulunup yerine konuldu.
ingiliz Temsilcisi Lord Curzon 4 saat boyunca bir odada ismet inönü ve heyetini kandırmaya çalışıp başaramaz. inönü bütün pişkinliği ile odadan çıkar ve dışarıda bekleyen diğer müttefik ülkelerin heyetlerini şapkasıyla selamlar ve orayı terk eder.
Ardından Lord Curzon , odaya giren insanlara hiddetle bağırarak:
''Dört korkunç saatten beri burda oturduk ve ismet her sözümüze şu bayat ve adi kelimelerle cevap verdi: ''Bağımsız ve Ulusal egemenlik''.
Lozan antlaşmasını kabul ettiremeyip Sevr e biat edilseydi şu an iç anadolu ve Karadeniz'de hapsolup kalmıştık. Hatta o bile elden gidiyordu çünkü Türkiye'nin nüfusu acayip derecede bitme noktasına girmişti. ikinci bir ingiliz saldırısı olsaydı facia olurdu. ikinci kurtuluş savaşını çocuklar ve kadınlarla yapardık. Bereket direkten döndük.
Toprak meselelerinin hepsi halledildi. Bu meselelerde kendi zararımıza ve müttefiklerin lehine kararlar aldık.
Ekalliyetler (azınlıklar) meselesini müttefiklerin dilediği gibi hallettik.
Kaynak: Ali Naci Karacan, Lozan Konferansı ve ismet Paşa, 1943, s. 211-21
ismet inönü kendisi kabul ediyor hezimet olduğunu siz hala kabullenemediniz.