50.
-
aktarmalı otobüsün dakikasını el ele hesaplamaktır...
51.
-
Tatlı tatlı gülerek el ele otobüse yetişmeye çalışmaktır...
52.
-
Birlikte bayram şekeri toplamaktır.
53.
-
Yüzündeki çocukluğundan kalma yara izinin sebebini bilmektir.
54.
-
O ağlarken gülememek, gözyaşını görmezden gelememektir.
55.
-
Park fıskiyesinde el ele serinlerken su akan kirpiklerini izlemektir.
56.
-
Boiled patato....
Not: lisede ingilizce hazırlık okudum bi bunu öğrendim...
57.
-
Sucuklu yumurta yerken sucukları seçmesine göz yummaktır.
58.
-
the line between logic and stupidity.
59.
-
çarpışan arabalara binince ona çarpanları kovalayıp yandan dalmaktır.
60.
-
"love is an act of blood and i'm bleeding."
62.
-
Dönmedolaptayken zirvede gözünün içine bakıp seni seviyorum demektir.
63.
-
if god is a dj
life's a dancefloor
love is the rhythm
you're the music.
(bkz: pink)
Ergenliğime serbest çağrıştım bi anda başlığı görünce.
64.
-
3'lü çitos'un fıstıklısını ona verip peynirliye razı olmaktır.
65.
-
Paçanın suyunu içip etini ona vermektir.
66.
-
pazarda seçtiği domateslerin çürük olduğunu ona belli etmemektir.
67.
-
1,5 iskender yemesine aldırmadan sevebilmektir.
68.
-
çayın 5 lira olduğu mekanda birçay daha içermisin diye sormaktır .
71.
-
Kafasına konmuş sineği mukavemet kitabıyla öldürmektir, ehe.
72.
-
Seni seviyorum dediğinde yüzünün kızarmasıdır.
73.
-
o sütlü çikolata sever diye kutudaki bitterlere razı olmaktır.