lost un antropolojik olarak irdelenmesi

entry1 galeri0
    ?.
  1. öncelikle her ne kadar afilli bir başlık gibi gözükse de, amacımın bik bik şeklinde ahkam kesmek olmadığını belirtmek isteyerek sözlerime başlıyorum. şimdi bu lost isimli dizinin aslında sineklerin tanrısı kitabının yüksek bütçelisi olduğunun hepimiz farkındayız, fakat bunun dışında farkettiğim diğer bir husus şudur ki; lost aslında insanlık tarihinin kısa bir özetidir, hatta insan nasıl insan oldu kitabının amerikan eli değmiş izlenebilir bir kopyasıdır.

    lost adasını dünya olarak kabul edersek, ve oraya bir miktar insan atarsak, bu insanlar önce hayatta kalma içgüdüleriyle (bkz: survival value) hareket edeceklerdir. işte su toplayacaklar, kamp yapacaklar ..vs. daha sonra her rahat batan insan da olduğu gibi ikincil ihtiyaçlarına yönelecektir, ki bu aşk olur, çeşitli doğa üstü arayışlar olur, düşmanlıklar olur. adada hintli bir gurunun çıkacağı anı heyecanla bekliyorum.

    insanlık tarihine bakarsak şunu görürüz; ülkelerin, savaşların, sınırların oluşmasını sağlamak çok basittir; ortama bir miktar silah, ve bir kaç farklı fikir koy, zaten hemen herkes birbirini vurmaya başlayacak, kendi dışındakilere others demeye başlayacaktır. kardeşim kaç sezondur bir oturup konuşmadınız, sizin derdiniz ne, bizim derdiniz ne. hayır adamlara kızmamıza gerek yok, dünya da aynı şekilde ilerliyor işler.

    bir de gizemler var tabi, heykeller, tapınaklar, anlam verilemeyen binalar, dumanlar, onlara inanılmaz sadık olan taraflar, ve peşinde koşmaları, gerçi bu konuya şimdi girsek çıkamayız. polemiğe de gerek yok, yeterince açık zaten.

    son paragrafta toparlamak gerekirse, kapalı bir ekosistem tanımla, içeri bir miktar kadın ve erkek koy, silahlar dağıt, bir kaç gizemli bina dik, al sana dünyanın kısa tarihi. ayrıca (bkz: civilization)
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük