lorelei

    7.
  1. alman mitolojisine göre ren nehri kenarında oturup şarkı söyleyerek denizcileri büyüleyip onların kaza yapmalarına neden olan çok güzel bir kızın adı. bu kızı denizcinin biri üzmüş zamanında da ondan böyle intikam alırmış. ayrıca blackmore's night'ın da aynı adlı harika bir şarkısı mevcuttur.
    2 ...
  2. 11.
  3. tot şarkısı olanının mümkün olduğunca az motamot çevirisi* aşağıdaki gibi olan hede:

    güzel peri, dürüstçe miydi yoksa ikiyüzlüce mi;
    tuzağa düşürmek için yakılan(*) bu serenad- sürülercesini!* beni ayartmak için değil miydi?
    çılgın menad, aynı zamanda tatlıların tatlısı kız,
    - tabii ki (bu halinle) el değmemiş hayatımı eline düşürdün sinsice.

    lorelei,
    trajedilerin şairi(olarak?), ölüme şiirler düzüyorum,
    ama kimim ki ben buna cürret edecek*
    lorelei,
    bana ihtiyacın olduğunu görmüyor musun?
    kaybımın acı olduğunu görmüyor musun?

    bu trajik taşlamalı parodiyi* sen mi oynadın;
    yıllarca, bu lanet olasıca övgüyü?
    tüm gözlerin şaşkınca bir dövüşü izlemesine sebep olan,
    hani tam ortasında toyca buketimi sana fırlattığım*,
    (içimde) yanan ateşi besleyen son kalan odun parçası olan,
    ve kalbimin korkan korosuyla yavaşça kükreyen*?

    lorelei, trajedilerin şairi, -ölüme şiirler düzüyorum-
    ama kimim ki ben buna cürret edecek
    lorelei,
    bana ihtiyacın olduğunu görmüyor musun?
    kaybımın acı olduğunu görmüyor musun?

    belki de, bu kutsal ama hiçbirşey ifade etmeyen kıssayı sana adarım,
    bu yük sana ağır mı geldi? o halde yarınını düşün:
    sonsuzlukla hiçbirşey arasındaki o eşsiz anka mısın?
    lütfen, biriciğim! ayart beni, şikayetçi ve manasız sözler (söylemek) yerine...

    not: direk türkçeye çevirmeye çalışmamın ve orta-orta öncesi ingilizce'de herhangi bir iddiamın olmamasının da etkisiyle anlayamayıp yanlış çevirdiğim veya anlaşılması güç yerler için özürlerimi sunar, ingiliz edebiyatıyla içli dışlı olan, mümkünse direk ingilizce şekspir mekspir okuyup onu anlayabilen kişilerden acilen yardım etmelerini rica ederim. esen kalın.
    1 ...
  4. 2.
  5. sözleri:

    Ferie dearest, was it loe soothfast or a façade;
    A serenade siren'd to lure - Zounds! not to court me?
    A menad, yet the sweetest colleen -
    Certes didst thou me unveil meekly life pristine.

    Lorelei,
    A poet of tragedies, scribe I lauds to Death,
    Yet who the hell was I to dare?
    Lorelei,
    Canst thou not see thou to me needful art?
    Canst thou not see the loss of loe painful is?

    Dedally didst thou perform the tragic pasquinade,
    For all years a damndest and driegh'd accolade -
    Caus'd for all eyes mazed to behold a mêlee;
    In the midst did I swainly cast thee my bouquet:
    The one and sole faggot that feedeth the fire,
    Bellow'd bidingly by my heart's quailing quire.

    Lorelei,
    A poet of tragedies, scribe I lauds to Death,
    Yet who the hell was I to dare?
    Lorelei,
    Canst thou not see thou to me needful art?
    Canst thou not see the loss of loe painful is?

    Perchance author I thee this ikon'd apologue for aught,
    Doth the wecht burthen thee?, then bethink thine afterthought:
    'Tween Aether and 'Nether art thou the peerless phoenix -
    Prithee, darlingmost! - court me rather than the peevish prolix.
    1 ...
  6. 9.
  7. sylvia plath şiiridir:

    It is no night to drown in:
    A full moon, river lapsing
    Black beneath bland mirror-sheen,

    The blue water-mists dropping
    Scrim after scrim like fishnets
    Though fishermen are sleeping,

    The massive castle turrets
    Doubling themselves in a glass
    All stillness. Yet these shapes float

    Up toward me, troubling the face
    Of quiet. From the nadir
    They rise, their limbs ponderous

    With richness, hair heavier
    Than sculptured marble. They sing
    Of a world more full and clear

    Than can be. Sisters, your song
    Bears a burden too weighty
    For the whorled ear's listening

    Here, in a well-steered country,
    Under a balanced ruler.
    Deranging by harmony

    Beyond the mundane order,
    Your voices lay siege. You lodge
    On the pitched reefs of nightmare,

    Promising sure harborage;
    By day, descant from borders
    Of hebetude, from the ledge

    Also of high windows. Worse
    Even than your maddening
    Song, your silence. At the source

    Of your ice-hearted calling -
    Drunkenness of the great depths.
    O river, I see drifting

    Deep in your flux of silver
    Those great goddesses of peace.
    Stone, stone, ferry me down there.
    _________________________________________________
    Lorelei

    içinde boğulası bir gece değildir bu:
    Bir dolunay, siyah akıyor nehir
    Mülayim ayna parıltısı altında,

    Mavi suyun pusları düşüyor
    Balık ağları gibi perde perde
    Balıkçılar uyusa bile,

    Ağır kale kuleleri
    Çiftliyorlar kendilerini aynada
    Büsbütün durgunluk. Gene de bu şekiller yüzer

    Bana doğru yukarı, sıkıntıya sokarak
    Huzurun yüzünü. Ayakucundan
    Yükselirler, uzuvları zenginlikle

    Hantal, yontulmuş mermerden
    Daha ağır saçları. Şakırlar
    Olabildiğinden çok daha dolu

    Ve berrak bir dünyayı. Bacılar, şarkınız
    Sarmal kulağın duyması için
    Aşırı ağır bir yük taşır.

    Burada, iyi yönetilen bir ülkede,
    Dengeli bir yönetici altında.
    Uyumla çılgına dönmüş

    Olağan düzenin ötesinde,
    Kuşatır sesleriniz. Yerleşirsiniz
    Kâbusun meylettiği resiflere,

    Emin sığınak vaat ederek;
    Gündüzün, ateşli konuşarak
    Beyin donukluğunun sınırlarından, çıkıntıdan

    Yüksek pencerelerden de. Sessizliğiniz
    Çıldırtan şarkınızdan bile
    Daha da kötü. Buz kalpli

    Çağrınızın kaynağında –
    Büyük derinliklerin sarhoşluğu.
    Ah ırmak, görürüm sürüklendiğini

    Gümüş akışının derininde
    Huzurun o büyük tanrıçalarını.
    Taş, taş, taşı beni aşağı.
    1 ...
  8. 14.
  9. pokemon red, blue, yellow, green oyunlarındaki elite four'un birincisi.
    0 ...
  10. 12.
  11. 15.
  12. ' ley' kelimesinden gelir. kayalık manasındadır. Alman müzik, edebiyat ve sanatında büyük rol oynayan kayalıkların adıdır. St. Goarshausen yakınlarında Rhine nehri' nin yatağının doğuya bakan kısmında kalan bir kayanın ismidir. su yatağından 120 metre yukarıya kadar yükselir. Nehrin Kuzey denizi ve isviçre arasındaki en dar kısmındadır. Birçok gemi kazasına neden olur.
    Efsaneye göre sarı ve uzun saçları olan bir kız bu kayaların üzerinde bir balıkçıyı epey bir zaman beklemiş ve beklemiş, balıkçı gelmeyince intihar etmiş. o günden sonra o kayalarda hayaleti, şarkı söyleyerek oradan geçen balıkçıları etkiler ve gemi kazasına neden olur. *
    0 ...
  13. 13.
  14. scorpions 'ın sting in the tail albümün en can alıcı şarkısı! sözleri;

    there was a time when we sailed on together
    once had a dream that we shared on the way
    there was a place where we used to seek shelter
    i never knew the pain of the price i would pay

    you led me on with a cloak and a dagger
    and i didn't know you had made other plans
    and had me believe we were meant for forever
    i really thought my heart would be safe in your hands

    lorelei
    my ship has passed you by
    and though you promised me to show the way
    you led me astray
    you were my lorelei
    what kind of fool was i
    cause i believed in every word you said
    and now i wonder why
    lorelei

    there was a time when we held one another
    bearing our souls in the light of the flame
    those were the days now i've lost my illusions
    sometimes i wake in the night and i call out your name

    lorelei
    my ship has passed you by
    and though you promised me to show the way
    you led me astray
    you were my lorelei
    what kind of fool was i
    cause i believed in every word you said
    and now i wonder why
    lorelei

    now there's a light that shines on the river
    blinding my eyes from so far away
    shot through the heart but now i know better
    as hard as it is to resist the song that you play

    lorelei
    0 ...
  15. 3.
  16. Bilmem ki ne mâna vermeli?
    Beni böyle mahzun eden
    Eski efsanelerden biri,
    Çıkmaz oldu düşüncemden.

    Hava serin, kararmak üzeredir;
    Ren nehri akmakta sakin sakin;
    Parıldayan dağın zirvesidir
    Işığında akşam güneşinin.

    Dilber peri kızı çıkmış oturmuş
    Tepeye, üstünde bütün ziyneti, güzelliği;
    Altın başına ışıklar düşmüş;
    Tarıyor altın örgülerini.

    Bir yandan altın tarakla taranırken
    Bir yandan da şarkı söylüyor
    Şarkının cana can katan, alıp götüren
    Bir ahengi var ki dayanılmıyor.

    Kayıkçı, içinde küçük bir kayığın;
    Amansız bir acı sarmış içini;
    Farkında değil yaklaşan kayalıkların
    Tepeden ayıramıyor gözlerini.

    Derler ki gömülür dalgalara
    Sonunda kayıkçı da tekne de
    Ve bunu şarkılarıyla
    Lorelei yaptı gene.

    *
    0 ...
  17. 10.
© 2025 uludağ sözlük