şimdi şöyle bir düşündüğünüz zaman "yahu bu filmin snatch den pek bir farkı yok, sadece jason statham biraz daha az görünüyor, isimler değişmiş ama bir çok oyuncu aynı" diyorsunuz. ama snatch i beğenen birisinin önceden bu snatch arkası olarak tabir edilen filmi de izlemesi gerekir diye düşünüyorum.
her sahnede bir guy ritchie klasiği. yavaşlayan kamera görüntüleri. bol bol flashback ler ve onların arka planında çalan muhteşem müzikler. herkeste muazzam bir ada aksanı. şok eden ve biterken gülünen filmler. hep aynı oluyor. filmin başından kalkarken palyaço gibi sırıtıp "abi çok iyiydi yaa, süperdi yaa. harika yaa" diyebiliyorsunuz gerçekten.
filmin en unutulmaz adamı ise rory breaker. rory li her sahne yardırıcı.
If you hold back anything, I'll kill ya. If you bend the truth or I think your bending the truth, I'll kill ya. If you forget anything I'll kill ya. In fact, you're gonna have to work very hard to stay alive, Nick. Now do you understand everything I've said? Because if you don't, I'll kill ya.
guy ritchie nin cetesini kurdugu filmdir. jason statham in calvin klein mankenliginden aktorluge terfi ettigi filmdir ki sadece bunun icin guy ritchie ye ne kadar tesekkur etsek az. vinnie jones, parasiz kaldigi icin rolu kabul etmis ve hapisten cikmasi geciktigi icin cekimler biraz gec baslamistir. simdi durust olmak lazim; tarantino'dan esintiler oldugu bir gercek ama boyle akici bir filmin yaninda tarantino bile agdali kalmakta biraz. soundtrackleri ayri bi guzellik. ayrica harry the hatchet in asistani barry 'the baptist' film vizyona girmeden ahirete irtihal ettiginden film kendisine adanmistir.
yönetmende biraz tarantino özentiliği var, doğaldır; tarantinonun sinemaya farklı bir boyut kazandırdığı kesin, nitekim alejandro gonzales inarritu gibi güzel yapıtlara sahip yönetmenlere esin kaynağı olduğu su götürmez bir gerçek...
fakat bu kadar tehlikeli karakterlerin işlendiği bir filmde şiddet sahnelerinin çekiminden kaçınılması dikkatimi çekti, belki de yönetmen tarantino yu birebir taklitten kaçınmış olabilir, bunun bir önemi yok; yine de olsa daha iyi olurdu film...
arşivlik bir film, snatch i de ilk fırsatta izlemek lazım tabii...
jason statham ın performansını da eklemek gerek ayrıca, bar sahibi rolünde sting i görüyoruz filmde, "vaaayyyyy" diyoruz...
bir ingiliz başyapıtı... guy ritchie'nin mükemmel filmi. karakterler harika, özellikle bacon karakterine dikkat edilmesi lazım. filmin müzikleri desen ayrı güzel. hollywood halt etmiş dedirten filmlerden.
üstün kamera çekimi, kurgu bütünlüğüne sahip süper bir film. hele elemanlar parayı ele geçirdikten sonraki ters görüntüler var ki; tanımam üstüne.. guy abinin zekasını, kameramanın el becerisini yiyim ben. taxi driver daki son sahne tadı bıraktı gözlerimde. müzikleride ekliyince; resmen görüntüler tempo tutuyor feci şekilde. yok, kafam güzel filan değildi, resmen ayıktım izlerken. çekim zekası bu, dört köşe yapıo adamı!
(bkz: stone roses - fools gold)
(kronolojik olarak)
1. Hundred Mile High City - Ocean Colour Scene
2. Police And Thieves - Junior Murvin
3. Spooky - Dusty Springfield
4. The Boss - James Brown
5. Walk This Land - E-Z Rollers
6. I Wanna Be Your Dog - The Stooges
7. Why Did You Do It - Stretch
8. Oh Girl - Evil Superstars
9. Zorba The Greek - John Murphy/David Hughes
9. The Payback - James Brown
10. 18 With A Bullet - Pete Wingfield
guy ritchie nin zekice kurgulanmış absürd filmi. resimler, çekim oldukça başarılı. zenci mafya babasının yangın söndürme tüpüyle koştuğu sahne; hatırladıkça gözlerden yaşların şapır şapır akmasına sebep olur. *
hayatımda izlediğim en manyak filmlerden biri. gerek rory breaker' ın i'll kill ya' sı olsun gerek barry' nin o müthiş fucking telaffuzu olsun gerekse Big chris' in oğluyla olan diyalogları olsun adamı yardıran cinstendir. ingilizlerden soğuk espriler beklerken adamı altına sıçırtabilecek repliklere sahiptir...
--spoiler--
bacon: what's that?
barmen: a cocktail, you asked for a cocktail.
bacon: no, i asked you to give me a refreshing drink, wasn't expectin a fuckin rainforest, you can fall in love with an orangutan in that!??!!
--spoiler--
kurgu harikası film. snatch ten iyi olmasa da kurgusu, müzikleri ve rory breaker için şans tanınması gerekir. müzik ve sahne uyumunda rakibi pulp fiction dır. böylesi uyumu ancak tarantino yakalayabilirdi ama ingilizlerin tarantinosu* da bunu becermiş gözüküyor.
başından sonuna kadar pis bir sırıtışla izlediğim, diğer guy ritchie filmleri gibi çok eğlenceli olan film. sonunda ne oldu lan şimdi demekten kendinizi alamazsınız.
yönetmenliğini guy ritchie adlı çılgın ingiliz yönetmenin yaptığı, yamulmuyorsam 1998 yapımı mükemmel ötesi bir film. ass intruding dildos pazarlama fikriyle beni benden almıştır. çek gönderme devri çoktan geçmese düşünmeden uygulardım bu fikri.
ayrıca jason statham'ın film başlarken işportacı ağzıyla konuşması mükemmel. hayatın ta kendisi olan film. neymiş öyle amerikan saçmalıkları "çok feci savaşırım,tam otomatik tüfegi tek elimle ateşlerken,diğer elimle de yanımda ki taş gibi hatunu öperim,bide üzerine tehlikeyle dalga geçerim,çok da espritüel bi insanım,amerikalıyım".
seviyoruz seni guy ritchie