bir süre (711'den itibaren) müslümanlar'ın elinde kaldıktan sonra ikinci haçlı seferi sırasında hıristiyanlar'ın eline geçen iber yarımadası şehri ve bugünkü portekiz'in başkenti.
lisede erasmus programı ile gittiğim şehir. insanları çok sakin, alçakgönüllü, zararsız, kendi halindedir. genelde tepeler üzerine kurulan bir şehir olduğu için tramvay çok kullanılır. bir de pastel de nata adlı bir tatlıları var hamurun üzerine muhallebi gibi bir şey dökülüp yapılıyor bizim tatlılarımız kadar olmasa da fena değil.
bu sene 5 gün kadar kaldığım ve doyamadığım şehir. 10 farklı avrupa ülkesi görmüş biri olarak diyebilim ki lizbon, hem maddi açıdan size euro-tl farkını hissettirmeyecek kadar uygun hem de şehrin birçok farklı noktasında farklı konseptlerde çekiciliği bulunan yapı ve kültürel aktivitelerle klasik bir old town turundan çok daha fazlasını yapabileceğiniz bir şehir. şehir istanbul gibi geniş bir alana yayıldığından sakın ola ki 1-2 gün ayırmayın üzülürsünüz.
mayıs ayının ilk üç günü fenerbahçelileri misafir etmiş güzel şehir. bu seneki türkçülük günümü burada kutladım. final bileti kaçtı ama tüm lizbon fenerbahçeyi ezberledi.
portekizliler avrupalı gibi değil. bize benziyen çok özellikleri var. "şişşt" lafını duydum. el kol şakaları var. bizde kebap var bunlar balığı kebap yapmış. yemeğe ekmek bandıran kadın gördüm. insanlar diğer insanların ne yaptığıyla ilgili. kilosu 2 avroya yenidünya satan adama 85 sent verdim ve bana o kadarlık ürün verdi. bunu almanyada yapamazsın. telefonla konuşan zenci bir kıza adres sordum, telefonunu kapayıp benimle ilgilendi. portekizcem yok, ingilizcem sakat, yarım yalamak almanca ve türkçem var ve telefonumu da kullanamadım ama kendimi garip ve tedirgin hissetmedim portekiz'de. yalnızdım bir de. velhasılı ispanyaya göre itilmiş bir ülke olan portekizden güzel izlenimlerle ayrıldım.
Portekiz'in başkenti. O kadar yıllar Endülüs hakimiyetinde kalan şehirde sadece bir tane cami bulabilirsiniz. "Mesquita Central de Lisboa" adı verilen "Lizbon Merkez Cami" dışında müslümanlar için bir ibadethane yoktur. Bu cami de 1988 yılında inşa edilmiştir, ki çok eski sayılmaz.
kesinlikle avrupa'nın en güzel kenti.
diğer avrupa kentleri çeşit çeşit yöntemlerle pazarlanırken bu şehir hep gözden kaçmıştır.
misal; insanlar milano'ya gitmek istiyorlar, merak ediyorlar. halbuki ikinci dünya savaşı'nda yerle bir olmuş milano'nun, yarısı yerle bir olmuş katedrali dışında hiçbir özelliği yok.
ama sokaktaki 100 kişiye "milano'ya mı lizbon'a mı gitmek istersin" diye sorsan, hiç şaşmadan 90 tanesi "abi milano tabi ya, çok istiyorum oralara gitmek" diyecektir. kendini daha iyi pazarlamalı bu şahane şehir.
bu sabah "gülhanın galaksi rehberi" adlı programda tanıtılan bir portekiz şehri. Bayıldım dokusuna,kokusuna. 7tepe üzerine kurulu olması deniz-köprü gibi benzerlikleriyle istanbula çok benziyor gerçekten.Tek fark istanbul'da köprü iki yakayı birbirine bağlıyor,lizbonda iki şehri..