olay bir sayısal sınıfında geçmektedir. öss de her felsefe sorusunu yapacağından emin olan öğrenci derse alaka göstermemektedir.
hoca=subje ile objenin toplamı bize bilgiyi verir. sen oğlum! söyle bakalım obje nedir.
öğrenci=bilgi-subje dir hocam.
felsefe dersiyle benden başka kimse ilgilenmediğinden mütevellit hocayla karşılıklı tartışma şeklinde geçen koskoca bir sene ve onlarca ders.
ha bir de dershanede felsefe hocamız friedrich wilhelm nietzsche'yi elinden geldiğinde çarpıtarak ve aşağılayarak anlatmaya çalışmıştı, elimden geldiğinde itiraz etsem de "benim işimi benden daha mı iyi bileceksin?" deyip oturtmuştu. çok içimde kaldı hala unutmam bunu da..
Ö: Hocam test cözebilir miyiz
H: Niye cocuğum ders felsefe ders işleyeceğiz
Ö: Ama felsefe beni ilgilendirmiyor ben sayısalcıyım öss de katsayısı düşük felsefenin zaten üç beş soru cıkıyor öss de felsefeden.
H: iyi tamam o zaman ne haliniz varsa görün
Eğitim sistemimizin düştüğü durumdan küçük bir örnektir.Akıllarda test çözmek kalır Felsefeyle ilgili.
öğrenciler zıvanadan çıktı mı bağıran ve öğrencileri pavlov'un köpeğine benzeyen hocamız vardı. pavlov'un köpeği gibi illa bir uyaran vereceğiz bağıracağız öyle anlayacaksınız derdi. her kızdığında derdi bunu. böyle bir liseydi bizimkisi. evet.