muhafazakar-milliyetçi bir felsefe hocası ve içten içe köle ahlakı empoze etme çabaları..
haa bir de bayaa bir uğraşıp komunizm i kötülemişti günün birinde..
ne kadar lenin-stalin belgesi varsa, doğu avrupa da ne kadar ölüm varsa gelip onları anlatmıştı bize.. marx ile ilgili de hiç ideolojisi gibi yaşamamıştı.. bir komunist değildi yani derdi..tabii bizde de köle ahlakı var, hoca da irice korkutucu bir şeydi, sesimizi çıkaramazdık bizde..
bunları yapması tabii doğru birşey değil.. bir felsefe hocasının sürekli bize dogmalardan hareket ederek, dersin 20 dk sın kitaptan okurcasına kelime kelime konu anlatması. dersin diğer yarısında da ahaha-kikiki ile geçirmesi çok büyük ukte kalmıştı içimde..
bizim okulda* hiç bir öğrenci diyemez ki felsefe dersinde kalktım çatır çatır düşüncelerimi söyledim. diğer arkadaşlarımla görüş alış verişi yaptım..
haa hocaya sorarsanız siz söylemek istediniz de ben mi kaldırmadım der.. haklı da.. ama fiziksel olarak gelişmesini tamamlamakta olan, fakat zihinsel olarak daha yolun başında olan bir genci düşünemez,sorgulayamaz halee getirmesi öğrencilerin değil hocanın suçuydu.. arz ederim..
edit: hakszılık etmeyelim; bir de achilles vardi sanirim. yolun yarisini gitmeye calisiyordu da surekli, gitmek istediği yere bir türlü varamiyordu falan. hazinli bir hikaye......
+ bir adam bir de bunun nehiri mi deresi mi ne vardı. adamda sürekli bir boy abdesti alma, bir üst üste aynı nehirde yıkanma merakı... deme gitsin!
kendimi bildim bileli 2 kere yıkanamadı. halen leş gibi gezer ?!?!?! (bkz: herakleitos)
+ amerikan emperyalizminin öncüsü düşünce sistemi; bir bilgi sana yarıyorsa bilgidir, yoksa sittiret. emperyalizm forever! hadi lan ordan!
(bkz: fuck you america)
+ sokrates bir köleye geometri sorusu çözdürmüş. sonra ne mi olmuş? bilgilerin doğuştan zihnimizde var olduğunu ve bizim onu ortaya çıkarmamız gerektiği ispatlamış... peki köle ne olmuş? üniversiteyi kazanabilmiş mi? yoksa ameleliğe devam mı? düşünür dururum... (bkz: kunta kinte'nin ataları bulundu)
sınav olunur ve hoca notları okumak için sınıfa gelir. herkesin notunu okuduktan sonra bir öğrencinde durur ve oğlum sen zart zurt dönemi filozoflarına 7-8 isim yazmışın ama ben onları hiç duymadım ve sonuç olarak o soruya sana sıfır verdim kim onlar diye sorar ama cevap alamaz. bir kaç kez daha sorar ve cevap olarak 'hocam onlar yunanistan milli takım oyuncuları' cevabını alır.*
yani devlet okullarının çok büyük bölümünde felsefe dersi düzgün anlatılmaz. zaten anlatılsada kocaman sınıfta ilgi gösteren öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmez. öğrencilerin geneli(yetişme tarzı sebebiyle) felsefe dersini sevmez, hatta nefret eder. çok sıkıcı bulur ve devamsızlık sorunu olmadığı sürece asla derse girmez.
konu bir yerde nietzsche'ye gelmiştir. hocamız sınıfa nietzsche hakkındaki görüşlerini sorar. kimsenin nietzsche hakkında bir fikri yoktur tabi. kimse bu ismi duymamıştır bile. hocamız ne garip sınıf nietzsche'yi bile bilmiyor falan diye serzenişte bulunur bir müddet. tabii dalga geçmeye meraklı lise gençleri olarak biz de sanki şikar bok bu nietzsche diyerek "aa samet nietzsche'yi bilmiyomusun? çok ayıp hiç yakıştıramadım hehehe" gibisinden geyiklere başladık.
birkaç yıl geçip de nietzsche'nin kim olduğunu öğrenince hakkaten zamanında ayıp ettiğimizi anladım. ulan öküz madem bilmiyosun bu adam kim, neyin nesi, git öğren internetin var pornodan, heykten vakit ayır bak kimmiş bu niçe. yok sen anca dalga geç hocanla. özür dilerim hocam.