dersin kitabı da olsa güzel olur aslında. sadece lise 1 de kitap var sonra yok. bizim hoca kitap yok diye almanca şarkı dinletir çeviri yapmamızı isterdi. şarkının sözlerini ingilizce ve almanca verdiği için benim daha çok ingilizcem gelişmişti.
insanların neden almanca'dan korktuğunu ve başkalarına kabusmuş gibi anlattıklarını anlayabilmiş değilim. birine öncelikle almanca okutulursa, o kişi daha iyi ingilizce öğrenir...
zorunlu olan herşey gibi zevk vermemiştir.şimdi sorun bakalım yabancı dile ilgisi olmayan ve biraz da çalışkan olmayan kişiler dışında hangi öğrenci adam akıllı bu dili kullanıyor.
ispanyolca, japonca, fransızca gibi daha işe yarar diller varken çok anlamsız kaçan durum. dört yılımı verdim ve şimdi elimde kalan "ich möchte einen schokoladen pudding."
çocuklara birinci yabancı dili adam gibi veremeyen sikimtrak eğitim sistemimizin boş işidir.
Benim zamanıda yani 5 yıllık eğitimin zorunlu olduğu yıllarda Ortaokulda Anadolu liselerinde Almanca zorunlu ikinci dersti, biz ne öğrendik o zamanlarda hiçbir halt. ingilizceyi yaşımıza göre hayvan gibi bilmemize rağmen almanca da hiçbir halt öğrenmedik, zaten lisede de seçmeli diye almadık.
bugün de almancadan ne biliyorsam özel olarak ilgim sayesindedir haftada aldığım 2 saatlik Benden sonra tekrar et diyen koko komişli almanca dersinin değil.
yillardır spontane(!) gelişen almanca merakını yasallaştırıp kontrol altına alınmasıdır. her gördüğü almana wundebach, yeah, shön sözcüklerini söylemem merakımız ortadan kaldırmak amacıyla yapılmış olması muhtemeldir.
anadolu lisesinin almanca bölümünde okuyanlar için bonus olarak seçmeli derse almanca takviye dersi bile vardır ki bu haftada toplam 16 saat almanca dersi demektir. sonuç olarak haftada görülecek 2 saatlik almanca dersinin lafı edilmemeli. hem birçok videonun bilinçli izlenmesini de sağlar...