hoşlanılan kişiyi görebilmek adına sınıfının önündeki koridordan 10 dakikalık tenefüste üşenmeden 6-7 kere geçilebilen yıllardır. son sınıfta "yok biz kopmayız" sözleri havada uçuşur. sonrasında geriye kalanlar bir elin parmağı kadardır. neticede özlenir, hatta sanırım çok özlenir.
herkezin aynı kafa olduğu, farklı olanın dışlandığı, düşünmeyen, yorumlamayan, eleştirmeyen insanların çoğunluğu oluşturduğu, amaçları birşey öğretmek değil 40 dakikayı geçirmek olan öğretmenlerin ders verdiği yıllar.
(bkz: lise yılları)
9. sınıfta bu ne lan dersin koca koca adamlar hoş çıtır ablalar görürsün asosyalsen okul hiç çekilmez oturduğun sıradan kalkmazsın kalktığında da oturduğun yerde güller bitmiştir. 10. sınıf ergenlik fonksiyonunun ekstremum noktasıdır ki yeni yeni kimlik kazanmaya başlayan ergen gençleri bu dönemde elimizden geldiğince alttan almalıyız. 11 sınıfta varis prens olursun alt dönemi ezersin ve 12. sınıfa geldiğinde yumurta kapıya dayanır ygs'ydi lys'ydi derken bi bakmışsın mezun olmuşsun bir elinde mendil gözünde yaş okuluna ayrılmadan önce son kez bakarsın hele mezun olduğun okul Bornova Anadolu Lisesi ise öyle bir bakarsın ki için öyle sanki karaciğerini söküyorlarmışçasına bi acı peydah olur ki evlat acısından beterdir.
aşk mektuplarının havada uçuştuğu,sevilenin sınıf pencerelerinde sabahın köründen itibaren belendiği;geldiğinde direkt merdivenlere koşulduğu ama kafayı kaldırıp bakma arsızlığının gösterilemediği zamanlardı. ama merdivenlerde yüzüne bakmaya utandığının evini arayıp sesini duyup kapatmakta ayrı bir ironiydi o zamanlar..la dana ses versene işte.nerdeeeeeeeeee....!!!kısacası mallığın ergenlikle birlikte tavan yağtığı ama buna rağmen dünyanın merkezine kendimizi koyduğumuz zamanlardı..