alt komşumuzun oğluyla aynı yaştayız.* liseyi bitirdikten sonra o üniversiteyi okumadı. ben de bir senelik bir kaybın ardından üniversiteye başladım. kendisi bu süre zarfı içerisinde rusya'ya gidip kaynakçılık eğitimi aldı. türkiye'ye döndü. bir işe girdi. evini tuttu, arabasını aldı ve hatta evlendi. ben ise halen şu bağıl sistem meselesi yüzünden 3. sınıfa geçebilecek miyim onun derdindeyim. bu işte bir yanlışlık var ama hayırlısı... okuyup sürünenden de, okumayıp çok kazanandan da hep aynı şeyi duydum; okuyun oğlum, aman okuyun. sırf onun için mücadeleye devam ediyorum. yoksa çoktan bırakmıştım üniversiteyi.
Üniversiteye giderek kaybedeceği 4 senede, bir işe girmiş ve o işte yetkin hale gelmiştir. Üniversitede verilen eğitimle genelde yapılan iş arasında bağlantı bulunmdığından noluyor, okumayıp pratik yapan insan tercih ediliyor.
bazen hakikaten de daha avantajlı olduğu doğrudur iş bulma konusunda. mesela çoğu fabrika işçilerini lise mezunlarından seçer. "lise mezunuyum" diye işe girip sonradan yüksek okul mezunu olduğu anlaşılan bir işçinin işten çıkarıldığını biliyorum. (bkz: agean free zone).
Sağlık meslek lisesi anestezi çıkışlı misal 60 ile atanırken anestezi önlisans okuyan 70 ile atanıyor. ki önlisans soruları daha zor. Bu nası bi saçmalık lan? Her neyse, sağlık okumayan aklımı sikeyim.