toplumun zamanla çarpıttığı, bambaşka kılıflara soktuğu sözde etik ve adalet anlayışı doğrultusunda ilan ettiği şuçluyu kanunları, mahkemeleri hiçe sayarak yargılayıp cezalandırma şekli olan linç eylemi, toplumun bozuk psikolojisinin bir çeşit dışa vurumudur. kafatasçı kültürle beslenen vurun kahpeyeci zihniyetler var olduğu sürece ülkemizde devam edecek olan furya, vahşetin çağrısı.
kerim korcan'ın yalçın yayınları'ndan çıkan romanı.
Gözyaşı Dökeceksin DüşmanLara Göstermeden, Ter DamLa DamLa, Kan Avuç Avuç, Uzun YıLLar Mahpus da OLacaksın. DoLa Kardaşım KoLLarın Demir ParmakLıkLara, MehtapLarı AğLatan Yanık TürküLer Çağır, BiL ki SevdikLerine MevsimLerce Hasret KaLacaksın! Zaman mı Aşınır? Yoksa insan mı? Düşün BakaLım Düşün. Şu var ki PasLanmayan Zincir, Aşınmayan LaLe, KırıLmayan Demir Kapı Yoktur... *
" nasıl oluyor da tek başlarınayken gayet mütevazi, mazbut ve hatta munis olan insanlar, kalabalık içine girer girmez değişiyor, kabalaşıyor, acımasızlaşıyorlardı. kimi zanaatkar, kimi tezgahtar, kimi çerçi, kimi dülger olan, belki karınca dahi incitmeyen şahıslar bir güruh halinde hareket edince gaddarlaşıyordu. " * *
türkiye'de "linç yapılmış ya da linçe kalkışılmış mülki idare bölümleri haritası"'nda görülebileceği üzere sık sık kullanılan toplumsal vahşet histerisi.
yalnızca 2010 yılındaki linçler ya da linç girişimleri şöyle:
erzincan - 17 ocak 2010
adana kozan - 31 mart 2010
tire - 6 nisan 2010
samsun - 14 nisan 2010
denizli - 14 nisan 2010
bursa - 16 nisan 2010
kayseri - 23 nisan 2010
izmir - 28 nisan 2010
sakarya - 1 mayıs 2010
samsun - 3 mayıs 2010
muğla / milas - 6 mayıs 2010
antalya - 7 mayıs 2010
manisa / demirci - 3/8 mayıs 2010
muğla - 14 mayıs 2010
ankara - 15 mayıs 2010
izmir - 20 mayıs 2010
tekirdağ / malkara - 1 haziran 2010
tunceli - 9 haziran 2010
şanlıurfa mardin karayolu - 11 haziran 2010
giresun / tirebolu - 27 haziran 2010
kütahya - 12 temmuz 2010
istanbul - 12 temmuz 2010
istanbul - 18 temmuz 2010
bursa / inegöl - 25 temmuz 2010
hatay / dörtyol - 26 temmuz 2010
şanlıurfa / suruç - 25 ağustos 2010
bursa - 10 eylül 2010
balıkesir / susurluk - 13 eylül 2010
bolu - 25 eylül 2010
aksaray / sultanhanı - 25 eylül 2010
büyük sanılan aksine küçücük olan şu dünyada paylaşılamayan şeylerden ortaya çıkandır ve belki son günlerde sıklaşmış olması kıyamet alametlerindendir. herşeye hazır ol insanoğlu.
sadece fiili olarak gerçekleşmeyen insanlık dışı yaklaşımdır. sözlü linç olabildiği gibi, söze hacet olmadan sadece davranış ve bakışla da linç gerçekleşebilir.
-zamanında üniversitelere baş örtüsüyle girmek isteyen, bahçe kapısında saçını açmak zorunda kalan kızlara yöneltilen toplu kınama bakışları linçtir. bakış ile yetinmeyip "yobaz pislik" denilmesi linçtir.
-sırf hayata bakış açısı farklı diye, sırf kendisini öyle rahat hissettiği için uzun saçlı küpeli bir erkeğin, bir köy meydanında "uzaylı" muamelesi görmesi linçtir.
-muhafazakar bir topluluğun çoğunlukta olduğu bir yerde, sırf mini etek giydi diye fiili olmasa da bakış ve sözlerle "orospu" muamelesi gören kıza reva görülen davranış linçtir.
-yüzündeki yanık lekesine hiç durmadan acıyan gözlerle bakan sözde sağlıklı bireylerin davranış biçimi linçtir.
-kendi fikrini savunmayan birinin dışlanması hatta yok edilmesi gerektiğini dile getiren kişi ya da kişilerin sundukları saçmalık, linç hatta caniliktir.
linç etmeye o kadar alışkın bir milletiz ki, fiili linci yadırgamıyoruz artık. yazıktır ki ülkemin her kesimi linç etme hastalığına yakalanmıştır. sanmayın ki sadece bir kesime has bir özelliktir. insanlığınız can çekişiyor, korkuyorum sizlerin meydana getireceğiniz nesilden.
birden çok kimsenin kendilerine göre suç olan bir davranışından ötürü birini, yasa dışı ve yargılamasız olarak taş, sopa vb. araçlarla döverek öldürmesi. tdk
son dönemlerde türkiye’ye damgasını vurmuş bulunan bu kavramın batıdan alıntı olmasına karşın doğu toplumlarında da yaygın olarak görüldüğünü kabul etmek gerekiyor. bingöl'de şehit düşen polisin cenaze töreninde bakana ve milletvekillerine 'bu ülkeyi ne hale getirdiniz' diye haykıran kadın linç edilmesi, malatya’nın sürgü beldesinde yaşayan alevi ailenin linç girişiminden son anda kurtarılması ve son olarak bütün dünyanın kanını donduran o olay; yaralı ele geçen kaddafi’ nin muhaliflerce gizli bir yere götürülüp, linç edilmesi.
acaba insan doğasında var olan ve küçük bir hareketle tahrik olan bir yanımız hiç yok olmayacak mı ?