şimdi libya'daki türkleri, garp ocakları türklerini tarihsel süreçte inceleyelim.
libya'daki türklerin varlığı 1517'de mısır'ın fethi sonrası libya'nın doğu kısmını oluşturan sirenayka bölgesi'nin osmanlı tarafından fethedilmesiyle başladı.
sirenayka: (bingazi, derne, tobruk)
bakınız o tarihlerde de osmanlı, durduk yere libya'ya gitmedi.
libya'daki müslümanlar, libya'yı sömürgeleştiren ve yağmalayan ispanyollara karşı istanbul'a bir heyet göndererek osmanlı'yı libya'ya davet ettiler.
turgut reis'in trablus'u fethi ile birlikte türkler libya'ya yerleşmeye başladılar.
turgut reis ile birlikte libya'ya 12 bin yeniçeri ve levend geldi.
işte libya, cezayir ve tunus'ta bugün hala varlığını sürdüren ve kouloughlis-kuloğlu-koloğlu denilen kişiler bu osmanlı askerlerinin soyundan gelmektedir.
osmanlı garp ocakları'nı vatan yapabilmek için osmanlı levendleri'ni ve akdeniz'de korsanlık yapan akıncıları yerel halktan kadınlarla evliliğe teşvik etmiş, işte osmanlı askerlerinin yerel halk ile kaynaşmaları sonucunda da bu "koloğlu" dediğimiz türk soylu bir halk ortaya çıkmıştır.
garp ocakları'nda yöneticilik yapan dayılar işte bu koloğullarındandır.
koloğulları ile kölemenler karıştırılmamalıdır.
zira libya'da kölemenler de vardır ve libya türkleri içinde kölemenler de sayılmaktadır.
kölemenler osmanlı'nın mısır'ı fethi sonrası burada kalan ve uzun süre osmanlı'ya direnen memlüklerdir.
bunlar kıpçak türkü ve çerkes kökenlidir, osmanlı mısır'a hakim olunca bu kölemenlerin bir kısmı da trablusgarp'a gönderilmiştir.
kölemenler'in torunları bugün ekseriyetle misrata'da yaşamakta ve kendilerini hala kölemen ve çerkes olarak tanımlamaktadırlar. misrata bugün nüfusunun yüzde 80'i türk/kölemen/koloğlu kökenli bir şehirdir.
----------------------------------- not: misrata şehrinin isminin kökeni de bu mısır'dan gelen kölemenlerden gelmektedir.
çerkes dilinde "misir atah" yani ataları mısır'dan gelenler anlamındadır.
-----------------------------------
bu karamanlılar döneminde libya'ya anadolu'dan yoğun bir türkmen göçü yaşandı.
libya'ya göç eden türkmenlerin bir kısmı, girit'in fethinden sonra da girit'e yerleştirdiler ve girit'teki türk nüfusunun çoğunluğunu oluşturdular.
girit'in hakimiyetimizden çıkmasından sonra girit'teki yaklaşık 100 bin karamanlı yeniden libya'ya dönmüştür. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1959660/+
------------------------------------
not: abd'yi vergiye bağlayan 1796'daki trablus antlaşması işte bu karamanlı türklerin eseridir.
libya'daki karamanlı dönemi osmanlı'dan bağımsız ayrı bir dönem olarak ele alınır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1959662/+
-------------------------------------
libya türkleri olarak inceleyebileceğimiz diğer bir topluluk da fizan sürgünleridir.
osmanlı döneminde libya'nın güneyindeki fizan bölgesi bir sürgün yeriydi ve pek çok kişi buraya sürgüne gönderilmiş ve kalan hayatını burada tamamlamak zorunda kalmıştı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1959663/+
libya türkleri'nin bir kısmı da işte bu fizan sürgünlerinin bugünkü bakiyeleridir.
bu fizan sürgünlerini bir kitapta toplamak ne iyi olurdu, zira fizan'a sürülüp sahra çölünü geçip gine körfezi'ne ulaşan türkler var, ne hikayeler, ne hikayeler...
osmanlı yönetimi süresince işte libya'daki bu türk varlığından dolayı, libya diğer uzak topraklar gibi değil, adeta bir türk toprağıymış gibi ilgi gördü.
aşiretler artık osmanlı'dan ayrılmak istiyorlardı. tabi bu ayaklanmada başta italya olmak üzre emperyalist devletlerin kışkırtmaları da etkiliydi.
işte 1908 yılında bu ayaklanmaya karşı önlem alması ve libya'daki türkleri örgütlemek üzre teşkilat-ı mahsusa tarafından libya'ya mustafa kemal gönderildi.
mustafa kemal libya'ya geldiğinde henüz 27 yaşında bir yüzbaşıydı.
burada mustafa kemal bey ilk temaslarını koloğlu ve kölemen türkleri ile yaptı, akabinde sunusi aşireti ile görüşerek bu aşiretin ve aşiretin bağlı olduğu tarikatın osmanlı'nın yanında olmasını sağladı ve libya'da birkaç ay içinde elde ettiği bu güç ile ayaklanan diğer aşiretlerin karşısına çıkarak bu krizi sona erdirdi.
kurtuluş savaşı döneminde sunusilerin lideri ahmet sunusi'nin atatürk'ün yanında olduğunu ve sivas'ta islam kongresi toplayarak tüm dünyadan müslümanlara kurtuluş savaşımızın haklılığını ve yanında olmaları gerektiğini anlatması unutulmayacak ve önemli bir yardımdır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1959664/+
sonraki yıllarda 1949 yılında libya'nın birleşmiş milletler nezdindeki bağımsızlık müzakerelerinde işte bu sunusi ailesi ve koloğulları yani libya türkleri ön planda olmuşlardır.
1951'de libya bağımsızlığını kazandığında libya'nın ilk kralı sunusi ailesinden idris es senusi'dir.
(bkz: birinci idris)
idris es senusi libya kralı olmasıyla ülkeyi yönetecek başbakanı da türkiye'den seçmiş, bir libya türk'ü olan ve türkiye cumhuriyeti'nin emekli bir valisi olan sadullah koloğlu'nun başbakan olması için türkiye'den izin istemiş ve ülkenin ilk başbakanı da sadullah koloğlu olmuştur.
bu durum aslında libya ile türkiye'nin yeniden entegre olması için atılmış bir adımdır, fakat ne yazık ki bu ütopya gerçekleşememiştir.
buna rağmen libya ve türkiye 1969 yılındaki darbeye kadar tek millet, iki devlet şeklinde ilişkiye sahip olmuş, 1969 yılındaki kaddafi darbesi sonrası iki ülke bir daha o eski yakınlığı yakalayamamıştır.
bakın kaderin bir cilvesi olsa gerek.
1969 yılında kaddafi darbe yaptığı sırada kral idris tedavi amacıyla türkiye'de bulunmaktaydı...
bugün türkiye'nin libya'ya asker göndermesi gündemde.
halihazırda libya'da zaten türk askerleri var.
(bkz: ikinci trablusgarp savaşı/#42553141)
türkiye libya'nın meşru hükümetinin davetiyle libya'ya gidecek.
üstelik libya'nın meşru hükümeti bu daveti sadece türkiye'ye yapmadı, abd ve cezayir'den de askeri yardım talep ettiler.
(bkz: libya nın türkiye den askeri yardım istemesi)
libya ile bizim tarihi bağımız var, bu bağ sadece coğrafi değil, kan bağı.
bugün 1 milyonun üzerinde türk kökenli insanı korumak pek tabi ki türkiye'nin görevidir.
libya'nın kaderinde başkalarının söz sahibi olmasını istiyorsanız, libya türklerini reddediyorsanız orası sizin bileceğiniz şey.
(bkz: 2 ocak 2020 libya tezkeresinin tbmm de kabulü)
libya'nın %20-25'ini oluşturan türklerdir.
aynı şekilde cezayir nüfusunun da %20-25'i türk kökenlilerden oluşmaktadır. (#42592387)
libya'daki türk nüfusu 1 milyon 400 bin ile ifade edilirken, cezayir'de bu rakam 5 milyonun üzerine çıkmakta.
kardeşlerim bana deniz kenarında ev ile bahçe yapabileceğim, ekip biçebileceğim, denizi izleyip keyif sürebileceğim kadar yer versin ben de gideyim cezayir'e, libya'ya.
Libya petrol gölünün üzerinde oturuyor. Zaten amerika da rusya da bekliyordu Türkiye gelsin petrole sahip çıksın diye. Birileri bu kadar hevesli olduğuna göre amerika gene petrol için libya'da bir filim çeviriyor. Kokusu yakında çıkar.