bu tip tercihleri hobi sanan ülke yöneticisinden gelen açıklamadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "LGBT denilen sapkınlık vahim boyutlara ulaştı. Sırf LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, iş adamları, siyasetçiler, bilim insanları linç edilmekte, adeta yaşayan birer ölüye çevrilmektedir" dedi.
Ülkenin ekonomisini berbat et ama buna değinmemek için bizim kız kilo mu aldı ne hulyaaaa diyen hallederiz kadir gibi davran. Çok zekisin ya Şair reis.
toplumların %10 u civarı lgbt kimliğine sahiptir. bu turkiyede de böyle iranda da finlandiyada da. bu ne azalacak ne artacak. sadece toplumdaki baskıya göre doğuştan gelen kimliklerini daha fazla ifade edecekler ya da edemeyecekler. bütün olay bu. vahim boyuta ulaşan tahammulsüz zihniyet maalesef.
bazı insanları anlayamıyorum...
etrafımızda bu düşüncede olan çok var. çöp kalitesinde veya sofraya konulmayacak anca sebze meyve işleme entegre tesislerinde hayvan yemi ya da organik gübre olacak sebze meyveyi almaya zorlanan, ucuz ekmek başta olmak üzere gıda kuyruklarında insanlar beklerken...
üstelik bu açlığı çeken insanlar işsiz güçsüz evsiz insanlar değil, çalışan emekli olanlar olup insanların insan gibi yaşamasını bırakın da karnını doyuramadığı bir ortamda kalkıp boğazından giren bir lokma ekmeği değil de kıçına giren çükü tartışmayı, asıl tehlike yeterli sağlıklı dengeli beslenmeyi değil de cinsel tercihi tartışmalarını gerçekten anlayamıyorum.
başlıkta açılan konuya bak...
daha dün laiklik şeriat diyerek başı açık kapalı diye milletin başını tartışıyorduk. şimdi ise lgbt diyerek ahlak örf gelenek diye milletin kıçını tartışıyoruz. seviyemize bak, ya insanların başı ya da kıçıyla uğraşıyoruz.
henüz kaç milyon kişi olduğumuzu bilmiyoruz. malum, ülkeye "yolgeçen hanı" diyene haksızlık etme" diyemiyoruz, ne idiği belirsizler, uyuşturucu, mafya, teröristi sokaklarımızı işgal etti..
bugün doğan bir çocuk 5 milyonluk kesimin içinde değilse dünya'da kabul edilebilir ortalama bir insan gibi yaşam kalitesine ömrü boyunca asla ama asla sahip olamayacak.
şu an ülkemizde 80 milyon insan asla ama asla dünya standartlarında sağlık, emniyet, hukuk, eğitim, sosyal güvenlik-emeklilik ile çalışma-iş, meslek hayatına, rahat bir geleceğe, bireysel hakların özgürlüğüne, dengeli ve sağlıklı yeterli beslenmeye yaşamında sahip olamayacak.
bu kesimin çocukları da anne babalarının kaderini yaşayacak, onlar da dünya standartlarında bir yaşam süremeyecek.
kendini şanslı gören veya şanslı kesim denilen 5 milyonluk üst tabaka aslında en acınası taraf. onlara daha fazla üzülmekteyiz.
neden mi?
onlar evlatlarına nasıl bir ülke bıraktıklarının farkında. bu 5 milyonluk üst gelir seviyesinde olan kesim evliliklerinde doğumlarını yurt dışında yaparak, yurt dışına sermaye aktararak veya yurt dışından mülk alarak, ihtiyaçları olmadığı halde yabancı ortak alarak kar paylarından feragat ederek kendinden sonra gelecek neslini ve kendilerinin ömürlerinin son dönemlerini garantiye almaktan çok bir zor zamanda sığınılacak bir liman, barınak, korugan olarak Avrupa abd vatandaşlığı alıyorlar.
kimse farkında değil ama aslında en acıyacağımız bu üst tabakadan olan kesim. onlar nereye doğru gittiğimizin ve ne olacağımızın farkında. tıpkı insanın şu saat şu tarihte 150km hızla arabanızda siz ve aileniz varken tır dorsesine çarpacağınızı bilmek gibi ve bu kesim benim halk ekmek kuyruğunda ucuz ekmeği kar yağmur güneş altında beklerken "dünya bizi kıskanıyor" dememi, lgbt tartışmasını yapmamı, mutluluğumu kıskanıyor.
bu tespitin öncesinde ve sonrasında bu fikri destekleyici, sosyal kültürel siyasi politik askeri ve en önemlisi ekonomik olarak milli manevi değerlerimize öz kaynaklarımıza sahip çıkmaya yönelik fikir plan proje eylem ve söylemleriniz yoksa, bu çıkışın sonuca yönelik katkı anlamında pek bir ehemmiyeti yoktur. çünkü her şeyimiz batılı. her yönden batıya muhtacız. doğru mu? doğru? ee, o halde daha ne? yapcaz etcez muhabbetini bırakın artık işler öyle yürümüyor, reklamla vitrinde gösterilen mal ile mağazadaki ve piyasadaki mal aynı mal değil. siz gerçekten kimliğinizi kişiliğinizi şahsiyetinizi özünüzü aslınızı muhafaza etme derdinde olsaydınız eğer yozlaşmış batı gibi popüler yaşamazdınız. batı sizin elinize bunu verdi. ilmi, teknolojiyi, bilgiyi, parayı ekonomiyi sakladı ve vermedi. ahh saf türkler ahh. dünyanın en kolay işi Türkleri kandırmak ve aldatmaktır. çünkü düşünmezler. kafa yormazlar. tarihlerine bakıp ibret almaz ders çıkarmazlar. çok zekidirler, kurnazlık yapar kısa kestirme alangirli yollardan işi bitirmeye uğraşırlar ama kendilerini kandırırlar. çünkü hayatın kurallarını hiçe sayarlar. yada salt iyi niyetle bu işler olmaz. hele karşındakilerin niyeti bozuksa. evet..
Kesinlikle katılıyorum. Bugün sınıflarda bile birbirlerine dayayan erkek öğrencilere rastlamak mümkün. Yarın bir gün herkes gay olursa ülkede üreyecek adam kalmaz ve bu da ülkenin sonu olur.
Edit: zaten bugünlerde bu cinsel ilişki konusundaki açıklık çok ileri gitti.
Sapkınlık olarak görülecek tarafı bunu toplumun gözüne sokmaktır. Biz öpüşme sahnelerinde bile kanalı değiştiren aile yapısına sahip bir ülkeydik. Eski Türkiye öyle idi. Yeni Türkiye'de Reco bizi -öpmeyi geçtim- gondikliyor, kimse kanalı değiştirmiyor ve değiştirmek isteyeni "hain" ilan ediyor. Bülent Ersoy'un bile askerlik yaptığı Eski Türkiye nere, günümüz kansızlarının cirit attığı Yeni Türkiye nere? LGBT denen şey hakikaten sapıklık; fakat onun bir üst leveli bu başımızdakilerin bize yaptıklarıdır. "Bi' kereden bi' şey olmaz" sözünü eden türbanlı katmerli Sema Fahişesi'ne laf ettirmeyen Tayyipistler'e kıyaslayınca, LGBTliler hacı abi-hacı teyze kalır, delikanlılıkta Tayyipistler'i tokat manyağı yapar. Bu kahpeliklere ses etmeyen kansızlar, ahlaktan bahsetmesin! Al birini vur ötekine.
Neyin sapıklık olduğuna kimse karar veremez. Kimse kimsenin özel cinsel hayatına karışamaz. Kimse kimsenin kaç çocuk yapacağına, çocuğu isteyip istemediğine, evlenmesi gerektiğine, evlenmeden cinsel hayat yaşayamacağına vb. karar veremez. Demokratik laik Türkiye Cumhuriyetinde bunlar böyle olur. islam devleti olaydık, elini kolunu kafanı çükünü keserlerdi annadikos? Yap seçimini.
toplumun ahlaki sınırlarını zorlamayı amaçlayan bir şeye tepki göstermek için onun sevilmeyen bir siyasi karakterle bağdaştırılıp, aksine siyasiye tepki olarak hoş görülmesi kadar saçma bir şey olamaz. ülkemizdeki siyasetin vahim boyutlara ulaştığının kanıtı bu aslında.
ülkede mevcut hükümetin dindar yaklaşımına tepki göstermek için islam'a saldıranlardan tut da lgbt diye bir şarkıcının göklere çıkartıldığı ülkede ekonomik gelişim de rakı fiyatıyla ölçülür. üzerinde kelime-i tevhid'in yazılı olduğu bayrağa "hilafet bayrağı" diye saldıran sözde sanatçıların, lgbt desteklemesi anormal değildir. sözde özgürlük adı altında değerlerin yok edildiği bir toplumda, sadece belli bir kesimin değerlerine saldırılması ise ironiktir. sorsan onların okumaya hatta yaşamaya bile hakkı yoktur. lgbt ye kadar toplum anlayışında düzeltilmesi gereken çok şey var. bunlar düzelirse lgbt diye bir şey kalmaz zaten.
ahlakın estetik standartları vardır. mesela lgbt haklarını savunmak için kafayı mora boyayıp erkek halinle elinde "kot benim uydururum g.t benim vurdururum" yazılı dövizle yürüyüş yaparsan algı sapkınlık ve iğrençlik olur tabi. ama misal 60 küdsür yaşında hükümeti yalayıcı açıklamalar yapan antin kuntin işlerle uğraşan zengin ve medyatik bir tipsen bu durum "kendi hatalı tercihleri" ne evrilir bir anda.
