bir de anneniz size kıyamayıp salonun ortasına yeraltı bezleri serip sobanın yanında çocuğum üşümesin diye kendi üstünü ıslatmayı göze almışsa ve sobada yanınızdaysa sonrada uyursanız tamamdır.
küçükseniz, mevsimlerden kış ise, ve sobalı bir evde yaşıyorsanız, anneciğinizin üşümenize razı olmayışının göstergesidir leğende yıkanmış olmak.
siz suda sabunla oynarken, kafanıza inen tas ya da "gözüm yandıııııağğğğ" bağırışlarıdır...
sobanin yaninda acaba bi misafir gelirde odadan cikmak zorunda kaliriz diye korku ile yikanmaktir. guzeldir keske hep o kucuk legenlere sigacak kadar kucuk kalsaydik simdiki buyuk küvetlerde gerinememize inat...
nostaljiktir, özlenendir. ulan ne günlerdi be. valla bak. önlüğümüz siyahtı lan bizim ilkokulda. akşama kadar sokakta tepinirdik akşam olup eve gelince annemiz kalıp sabunu kafamıza vura vura yıkardı. sonra sırnaşırdık sobanın dibine. hey gidi günler.
şimdi kombi yanar 40-50 derece ama götümüz düz gitmez hastalıktan. vay amk!
ulan az yıkamadı annem beni oda da leğenin içinde. banyo çok soğuk olurdu hasta olmayayım diye annem su ısıtıp odanın ortasından leğende yıkardı canım anam.. bak düşününce yine duygulandım..
Nedense, Hababam Sınıfı Tatilde - inek Yahnisi, sahnesini hatırlattı.
Bu yahninin tuzu eksik, eti de çok sert, iyi pişmemiş, hani bu yahninin patatesleri ?
Kemal sunal.