bugün
- gideon reid morgan jj30
- bamya seven insan11
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası9
- çinlilerin korona muhabbetinin bedelini ödememesi8
- true'ya vurmak isteyen sözlük erkekleri tam liste8
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- dolar neden düşmüyor avradnı sikiyim8
- insanlara nasıl faydalı olurum9
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi12
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması35
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı13
- eşcinsel bir erkeğe küresel'in fotosunu göstermek16
- anın görüntüsü13
- artık kadınlardan uzak duruyorum8
- neden fenerbahçeliyim8
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla17
- jose mourinho35
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz16
- magnum un 2 tl olduğu yıllar14
- erkeklerin çoğunun yalnız olması13
- hakemlerle şampiyon olmak12
- manyak olmaya karar verdim9
- sözlük erkeklerinin fotoları başlığına bakan erkek8
- yazarlardan akıl almak18
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak14
- aydinoglu bombala22
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan8
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
''perde''*adıyla can yayınları'ndan çıkan, yazarı milan kundera olan,
deneme türündeki, tadından yenmez kitap*. önceki yıllarda yayınlanmış 'roman sanatı' ve 'saptırılmış vasiyetler' adlı diğer kundera denemelerini de okuma isteği uyandırabilir. kitabın altbaşlığı olan 'yedi bölümlük bir deneme' kısmını kısa kısa açıklayalım.
1.bölüm 'devamlılık bilinci':
bu bölümde 'güzellik duygusu, duyarlılığımız tarafından esinlendirilip içten gelmiyor da, bir tarih bilgisi tarafından koşullandırılmış olarak beyinden mi geliyor?'
sorusu irdeleniyor. cevap olarak 'devamlılık bilincimiz öylesine güçlüdür ki,
her sanat eserinin algılanışında devreye girer' veriliyor. örnek olarak
''apollinaire'in, alkoller'i kaligrafiler'den sonra yazmış olması düşünülemezdi,
çünkü öyle olsaydı, o başka bir şair olurdu, eserleri başka bir anlam taşırdı'' veya
''diderot ve d'alembert'in ansiklopedi'sinde* rabelais ve cervantes'in, 'roman' maddesinde adlarının geçmiyor oluşu''nun doğallığı vurgulanıyor.
2.bölüm 'die weltliteratur'*:
goethe'nin 'die weltliteratur' tezini irdeleyen kundera ''bir sanat eserini konumlandırabileceğiniz iki temel bağlam vardır; ya ulusun tarihi ya da sanatının uluslarüstü tarihi. roman, kendi diline bağlı olduğu için dünyanın bütün üniversitelerinde neredeyse istisnasız olarak ulusal bağlamda incelenir...
bir romanı değerlendirirken özgün dilini bilip bilmemenin önemli olmadığını mı kastediyorum? elbette öyle, söylemek istediğim tam da bu!'' diyerek goethe'ye
destek oluyor.
3.bölüm 'şeylerin ruhuna inmek':
flaubert'in 'ben her zaman şeylerin ruhuna inmek istemişimdir' cümlesinden hareketle konulan bölüm başlığında, romanın, yazarın 'ben'iyle çok özel bir ilişkisi olduğu ve
romancının 'şeylerin ruhunun' belli belirsiz işitilebilen gizli sesini duyabilmek için,
şair ve müzisyenin tersine kendi ruhunun çığlıklarını bastırmasını bilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
4.bölüm 'romancı nedir':
romancı'yı tanımlamak için karşılaştırma metodunu kullanan kundera, lirik şairi
karşı kutba koyarak tanımını yapar; 'lirik şair, sözü kendi iç dünyasına vererek dinleyicilerinde kendi hissettiği duyguları, ruh hallerini uyandırır. hegel, lirik şiirin içeriğinin şairin ta kendisi olduğunu söyler ve şair eseriyle kendi portresini çizer' ... gençlik benim için lirik çağdır, yani neredeyse salt kendi üzerine yoğunlaşan bireyin, etrafındaki dünyayı görmekten, anlamaktan, açıkça değerlendirmekten aciz olduğu çağ. bu varsayımdan yola çıkarsak olgunluğa geçiş, lirik tavırdan vazgeçiş demektir. bir romancı kendi lirik dünyasının enkazından doğar' diyerek son noktayı koyar.
5.bölüm 'estetik ve varoluş':
estetik kavramların, varoluşun başka hiçbir yoldan erişilemeyen farklı görünümlerine götüren ipuçları olduğunu düşünen kundera bu iki kavramı birbirine eklemler ve farklı açılımlar yapar.
6.bölüm 'yırtılan perde':
yırtılan perde 'trajiğin yırtılan perdesi'dir. roman sanatının,
doğduğundan beri trajediden uzak durduğunu, trajedinin hayatın düzyazısına karşı
körlüğünden kaçtığını belirterek, bize perdenin ardını gösterinin roman olduğunu vurgular.
7.bölüm 'roman, bellek, unutuş':
son bölümde deneme boyunca irdelediklerini bir potada eritip roman sanatından sanatın geneline ulaşır ve ''sanatın artık hiç söylenmemişi aramaktan vazgeçeceği ve bireyin,
varlığın tekbiçimliliğiyle kaynaşmasına yardım etmesini talep eden kolektif hayatın hizmetine gireceği günü içim kararak hayal ediyorum'' diyerek denemesini sonlandırır.
deneme türündeki, tadından yenmez kitap*. önceki yıllarda yayınlanmış 'roman sanatı' ve 'saptırılmış vasiyetler' adlı diğer kundera denemelerini de okuma isteği uyandırabilir. kitabın altbaşlığı olan 'yedi bölümlük bir deneme' kısmını kısa kısa açıklayalım.
1.bölüm 'devamlılık bilinci':
bu bölümde 'güzellik duygusu, duyarlılığımız tarafından esinlendirilip içten gelmiyor da, bir tarih bilgisi tarafından koşullandırılmış olarak beyinden mi geliyor?'
sorusu irdeleniyor. cevap olarak 'devamlılık bilincimiz öylesine güçlüdür ki,
her sanat eserinin algılanışında devreye girer' veriliyor. örnek olarak
''apollinaire'in, alkoller'i kaligrafiler'den sonra yazmış olması düşünülemezdi,
çünkü öyle olsaydı, o başka bir şair olurdu, eserleri başka bir anlam taşırdı'' veya
''diderot ve d'alembert'in ansiklopedi'sinde* rabelais ve cervantes'in, 'roman' maddesinde adlarının geçmiyor oluşu''nun doğallığı vurgulanıyor.
2.bölüm 'die weltliteratur'*:
goethe'nin 'die weltliteratur' tezini irdeleyen kundera ''bir sanat eserini konumlandırabileceğiniz iki temel bağlam vardır; ya ulusun tarihi ya da sanatının uluslarüstü tarihi. roman, kendi diline bağlı olduğu için dünyanın bütün üniversitelerinde neredeyse istisnasız olarak ulusal bağlamda incelenir...
bir romanı değerlendirirken özgün dilini bilip bilmemenin önemli olmadığını mı kastediyorum? elbette öyle, söylemek istediğim tam da bu!'' diyerek goethe'ye
destek oluyor.
3.bölüm 'şeylerin ruhuna inmek':
flaubert'in 'ben her zaman şeylerin ruhuna inmek istemişimdir' cümlesinden hareketle konulan bölüm başlığında, romanın, yazarın 'ben'iyle çok özel bir ilişkisi olduğu ve
romancının 'şeylerin ruhunun' belli belirsiz işitilebilen gizli sesini duyabilmek için,
şair ve müzisyenin tersine kendi ruhunun çığlıklarını bastırmasını bilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.
4.bölüm 'romancı nedir':
romancı'yı tanımlamak için karşılaştırma metodunu kullanan kundera, lirik şairi
karşı kutba koyarak tanımını yapar; 'lirik şair, sözü kendi iç dünyasına vererek dinleyicilerinde kendi hissettiği duyguları, ruh hallerini uyandırır. hegel, lirik şiirin içeriğinin şairin ta kendisi olduğunu söyler ve şair eseriyle kendi portresini çizer' ... gençlik benim için lirik çağdır, yani neredeyse salt kendi üzerine yoğunlaşan bireyin, etrafındaki dünyayı görmekten, anlamaktan, açıkça değerlendirmekten aciz olduğu çağ. bu varsayımdan yola çıkarsak olgunluğa geçiş, lirik tavırdan vazgeçiş demektir. bir romancı kendi lirik dünyasının enkazından doğar' diyerek son noktayı koyar.
5.bölüm 'estetik ve varoluş':
estetik kavramların, varoluşun başka hiçbir yoldan erişilemeyen farklı görünümlerine götüren ipuçları olduğunu düşünen kundera bu iki kavramı birbirine eklemler ve farklı açılımlar yapar.
6.bölüm 'yırtılan perde':
yırtılan perde 'trajiğin yırtılan perdesi'dir. roman sanatının,
doğduğundan beri trajediden uzak durduğunu, trajedinin hayatın düzyazısına karşı
körlüğünden kaçtığını belirterek, bize perdenin ardını gösterinin roman olduğunu vurgular.
7.bölüm 'roman, bellek, unutuş':
son bölümde deneme boyunca irdelediklerini bir potada eritip roman sanatından sanatın geneline ulaşır ve ''sanatın artık hiç söylenmemişi aramaktan vazgeçeceği ve bireyin,
varlığın tekbiçimliliğiyle kaynaşmasına yardım etmesini talep eden kolektif hayatın hizmetine gireceği günü içim kararak hayal ediyorum'' diyerek denemesini sonlandırır.
güncel Önemli Başlıklar